F-35 müzakeresi
Pentagon başta olmak üzere Amerikan bürokrasisi Türkiye'yi sıkıştırmak için elinden geleni yapıyor. Ancak Trump bu baskıya karşı direniyor. Son bir hafta içinde yaşanan gelişmelere bakacak olursanız resmen bir yarılma olduğunu görürsünüz. Pentagon zaten uzun süredir F-35 programında Türkiye'nin ortaklığını askıya alacağını söylüyordu. Trump ise daha iyi mesajlar veriyordu.
Zaten bu mesajlardan Trump'ın CAATSA yaptırımlarını uzun süre engelleyebileceğini anlamıştık.
Türkiye'yi özellikle ekonomik olarak vurabilecek bu yaptırımlar uzun süre gelmeyeceği ortaya çıktı. Trump büyük ihtimalle önce bu konuda S-400'lerin aktive olmasını bekleyeceğini söyleyecektir.
Bu da Nisan 2020 demektir.
Daha sonra 6 aylık bir ertelemeye gitme ihtimali var. O zamana kadar dünya siyaseti ve Amerikan öncelikleri nereye varır bilinmez fakat yeni şartlar ışığında böylesi bir yaptırım uygulamanın Amerikan ulusal çıkarlarına aykırı olduğunu söyleyerek iptal etme şansı bile var. Bu olmasa bile CAATSA yaptırımlarından en hafif beş tanesini seçip geçiştirme yoluna da gidebilir. Kısacası CAATSA üzerinden ekonomik bir baskıya maruz kalmayacağımız artık belli. Zaten piyasalar da bunu satın almış görünüyor.
Bazı çevrelerin yoğun propagandasına rağmen dolarda yükseliş değil düşüş görüyoruz.
Ancak F-35 meselesi biraz farklı.
Burada da Pentagon'un eli güçlü.
Trump uçakların teslimatından yana olsa da Pentagon Trump'ı geçiştirme ve süreci uzatma şansına sahip. Zaten alelacele açıklama yapmak istemesi de bu yüzden. Trump'ı geri dönülemez bir yola sokup gündem belirlemek istiyor. Ancak Trump böyle bir açıklamanın yapılmasına iki kez engel oldu. Sonra gördüğümüz kadarıyla yapılan uzun toplantılar ardından Trump önceliği aldı muğlak bir açıklama yaptı. Özellikle 116 uçağın teslim edilmeyeceğine dair bir ifadeyi kullanmaktan kaçındı. Dahası imkansız gibi laflar etti. Bu stratejik muğlaklık iki taraf arasındaki çekişmenin nihai sonucunu ertelemek için tercih edikmiş gibi. Öte taraftan Pentagon daha sert. "Askıya alma ve Türkiye'yi programdan çıkarma kararı aldık" diyor. Bu bile nihai bir açıklama değil.
Müzakereler devam edecek hem Türkiye- Amerika hem de Trumpbürokrasi arasında.
Kısaca söylemek gerekirse F-35'ler gelse bile gecikecektir. Türkiye her türlü ihtimale hazırlıklı olmalı. Hava savunma sistemi sahibi olduğu için saldırılara karşı artık güvende olacak. Ancak uçak meselesini de çözmek zorunda.
Bu üç beş günde halledilebilecek bir durum değil. Öncelikle F-16'ların bakımlarını yapmak gerekecek. Bir yandan da milli muharip uçak projesini sürdürmek lazım. Bunun zaman alacağını ve kolay olmadığını biliyoruz.
Ancak Amerikan tarafı da artık şunu görmeli. Türkiye kendi kaynaklarıyla üretmese bile dışarıdan satın alabilir. SU-35 ihtimali ve bunun kamuoyu önünde tartışılması bile Trump'ın Pentagon'a karşı elini güçlendirecektir. Veya bu zaman zarfında Amerikan tarafı Türkiye'ye ihtiyaç hissedebileceği yeni durumlarla karşılaşabilir. Önemli olan CAATSA'nın ötelenmesiydi ve oldu. Şimdi F-35 müzakeresi olacak.
Dediğim gibi günün sonunda olmayabilir.
O zaman da Türkiye kendi yolunu çizer. İHA vermediler. Kendimiz yaptık. Patriot vermediler daha iyisini aldık. F-35 vermezlerse kendi uçağımızı da yaparız, başka uçak da alırız.
Herkes rahat olsun. Türkiye zincirlerini kırdı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)