S-400 meselesi mümkün olan en az hasarla atlatılacak gibi görünüyor. Eğer bu öngörü doğru çıkarsa Türkiye'nin en öncelikli iki gündem maddesi hakkında olumlu bir hava doğacaktır.
Piyasalar uzun süredir gergindi. Amerika'nın S-400 üzerinden sert yaptırımlara başvurma ihtimalinin özellikle dövizde yukarı doğru yeni bir sıçrama yapabileceği konuşuluyordu. Maalesef felaket tellalları nedeniyle bu konu biraz da abartılı bir şekilde şişirilmişti. Ancak diplomasiye bir yer olduğu görünüyor. Başkan Erdoğan, Trump'la yaptığı görüşmeden çok olumlu yanıtlar aldı.
Trump öylesine bir Türkiye anlattı ki, biz kendimiz bunları söylesek alıcısı bu kadar olmazdı. Trump Türkiye'nin tezlerinive haklılığını üzerine basa basasöyledi. Bunun ardından dikkat ederseniz dolar hemen düşüş eğilimine girdi ve ellerini kriz için ovuşturanların elleri havada kaldı. Ekonomik toparlanma için çok daha uygun bir ortam doğdu. Yaz boyunca bu hava sürdürülebilir ve ekonomik yönetim başarılı bir biçimde sürdürülebilirse sonbahara doğru birçok iyi gösterge karşımıza çıkacaktır.
Öte tarafta bu görüşme dış politika alanında da büyük bir kazanım oldu. Türkiye'nin dış politikada kuşatılmış bir görüntüsü vardı. Şimdi bu sis perdesi aralanıyor. Türkiye ile Amerika arasında boğucu bir kriz değil müzmin bir anlaşmazlıklar silsilesi olduğu ve fakat bu anlaşmazlıkların müzakereler yoluyla kısa vadede çözülmese de yönetilebileceği bir kez daha ortaya çıktı. Hep söylemeye çalışıyorum. Yeni dönemin uluslararası siyaseti böyle. Belki eski güzel günler yok. Ama ortada "öldük bittik" havası da yok. Amerika'nın tüm müttefikleri bu yeni dönemde Amerika ile benzer gerilimler yaşayacak. Biz de bu yeni duruma ayak uydurmak ve bu sorunları düşük hasarlarla atlatmayı öğrenmek zorundayız. Karamsar bir ruh haline bürünmeye gerek yok.
Öylesine abartılı senaryolar üretiliyor ki, bazen şaşırıp kalıyorum. Mesela bunların en uç noktası Türkiye'nin NATO üyeliği üzerine yapılan spekülasyonlar. Bazıları Türkiye'nin NATO'dan çıkarılması gibi anlamsız hikâyeler üretiyor. Bu ne hukuki ne de siyasi olarak gerçekçi bir senaryodur. Kimse Türkiye'yi NATO'dan uzaklaştırmaz. Türkiye kendisi de böyle bir yola asla girmez.
Ancak bu tür rahatlama dönemlerini fırsata dönüştürmek de gerekiyor. Baskı ve ötekileştirme azaldıkça hamle için imkân da doğar. Hele S-400 gibi bir sistemi elde eden Türkiye bölgesinde çok daha caydırıcı bir aktöre dönüşeceğinden hem bölgesel dengelerde daha güçlü hale gelebilir hem de bunu ileriye dönük bir hamleye dönüştürebilir. Yeni aktörlerle müzakereler yapıp yeni anlaşmalar üretmek için uygun bir zaman. Hızlı bir planlama ile Doğu Akdeniz meselesi başta olmak üzere bazı konulara eğilen bir Türkiye somut kazançlar elde edebilir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.