Trump lafın doğrusunu konuştu. Sonuca ne kadar etki eder göreceğiz. Zira biliyoruz ki, Trump bu tür laflar etmesine karşın vaatlerini tutma konusunda çok başarılı değil. Özellikle adım atmasını gerektiren vaatlerini yerine getiremediğini gördük. Münbiç ve Güvenli Bölge konularında tıkanıklık var. Müzakereler uzadıkça uzadı. Ancak bu sefer daha iyimser olmak için bir gerekçe var mı diye sorarsanız bence olabilir. Çünkü S-400 konusu Trump'ın adım atmasını gerektiren bir konu değil. Nasıl Amerikankurumları Trump'adirenebiliyorsa Trumpda kurumlara direnebilir. Yaptırım konusunukilitleyebilir.
Uzun süredir Amerikan siyasetindeki kilitlenmişlik burada da kendini gösterebilir. Kilitlenme zamanlarındaolumlu gelişmeleryaşanmasa daolumsuz gelişmelerinyaşanma ihtimali dedüşük olur. Bu nedenleTürkiye yaptırımlar konusundadaha iyimser olmaşansına sahip.
İki konu önemli. Birincisi F-35 meselesi. İkincisi yaptırım ihtimali. F-35'lerin teslim edilip edilmeyeceği uzun süredir konuşuluyor. Aslına bakarsanız 4 tanesi teslim edilmiş durumda. Toplamda 116 adet alıyoruz. Halbuki F-35'lerin S-400'lerle hiçbir ilgisi yok. Ne hukuki anlamda ne de siyasi açıdan bunları ilişkilendirmemek lazım. Ancak uzun süredir bunlar bir diğerinin alternatifi gibi sunulduğundan ve PENTAGON da bunları ilişkilendirme eğilimi gösterdiğinden F-35'lerin teslimi konusu da gündemin merkezine oturdu. Böylesi biryaptırım yöntemi yok. Bunun adı eşkıyalıkolur. Ama maalesefbunu bile sorgulamazhale geldik. ŞimdiTrump'ın yaptığı açıklamadansonra Türkiye'nineli biraz daha güçlü halegeldi. Fakat bürokrasibunu da kilitlemenin biryolunu bulabilir.
CAATSA yaptırımları konusu ise biraz farklı. Amerikan hukukunda bir yeri var. Kongre Amerikan Başkanı'nı belli ülkelere yaptırım yapma konusunda zorluyor. Yaptırıma dair 12 farklı yöntem öngürülüyor. Başkan bunların içinden 5 tanesini seçmek zorunda. İşte Trump'ın inisiyatif alabileceği yer burası. İnisiyatif almasa bile bu yaptırımları kilitleme şansına sahip. Erdoğan-Trump görüşmesinin içeriğine bakarsanız Trump'ın yaptırım heveslisi olmadığı ortada. Ancak üzerine baskı geleceğini de biliyoruz. Böylesi bir baskı yediğinde de ilişkilere en az zarar verecek maddeleri tercih etme şansı var.
Öyle ya da böyle bir yaptırım söz konusu olursa Türkiye orta ve uzun vadede tazmin edilebilecek uygulamaları tercih edecektir. Ekonomik olarak zarar verme ihtimali daha düşük yaptırımlar Türkiye'yi rahatlatabilir. Amerika rasyoneldüzlemde bir kararalacaksa şayet busaatten sonra yaptırımkonusunun çokda anlamlı olmadığınıgörecektir. Zira yaptırımlarS-400'lerin gelişiniengelleyebilecek olsa biranlamı vardı. Ancak geldiktensonra uygulanacakbir yaptırım paketi sadececezalandırma anlamıtaşır. Cezalandırmaise kârlı bir dış politikadavranışı değildir. Türkiye'yi kazanmaz. Daha da iter. Sonuç da alamaz. Trump her şeyden önce bunun hesabını yapacaktır. Türkiye'yi caydırmayacakbir cezalandırmayöntemi neAmerika'nın ne deTrump'ın işine gelir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.