Dakikalar ilerledikçe oyun aklının ne kadar eksik olduğunu görmeye başladık. Genç ve umut veren oyunculardanoluşan bir takımız ama bu özelliğiyönetecek bir komutan gerekiyordu,yedek kulübesindeydi. Hakan Çalhanoğlu'nun Milli Takımı nasıl sırtladığını, yönettiğini ve enerjisini ayarladığını çok net gördük. Evet; iyi futbolcularımız var ama onları oynatan, rol biçen asıl yönetmen yoktu sahada. Hakan'ınoyuna girmesiyle, Barış Alper'in kendiniattırması aynı dakikalara yansıdı. Montella'nın hayal ettikleri, bir anda "Beraberlik iyi sonuç" kısırlığının içinde kayboldu gitti. Gruptaki en önemlirakibimiz Galler. Ancak Avrupa Şampiyonası'nda finallerden birini hedefleyen bir grup için, rakibe bu kadar "Teslim" olmak en azından bizim için kabul edilebilir değil. Hiçbirhamle bizim elimizdedeğildi.Rakibi seyredip,pozisyon aldık. Buradan çıkartacağımız sonuç, "Orkun'du, Arda'ydı, Barış Alper'di veya Kenan'dı" diyerek altı boş gururlanmalara girmemek. Bu arkadaşlar da sadece takımın bir parçası olduklarını görüp, Çalhanoğlu'nun odasının önünden her geçişlerinde saygılarını belirtecekler. Çünkü şu an onları "Bir şey" yapan, bu performansları olamaz. Sonuçta mücadele yorumları sıkıntılı bir hakemle, Çalhanoğlu olmadan geçen 60 dakikada, 10 kişi oynanmak zorunda kalan son 30 dakikayla, beraberlikle dönmek birdenbire başarı oldu. Santrforsuz oyuna bir yerden başlamamız gerekiyordu, gelişmesi lazım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.