İki takımın da ince bir ip üstünde yürümeye çalıştığı, endişelerin en yüksekte olduğu dakikalardı. "Bizimkiler" iki farklı yenip gelmişlerdi Budapeşte'ye… "Bana ne?" modunda, A Ligi'ni getirecek skorun peşinde "ayağa pas" ile oynuyorlardı.
Macarlar ise hepimizin beklediği agresif baskı yerine, alanı kapatıp pozisyon peşinde oynadılar. Sanki gol yememek ilk kuralmış gibi… Aslında hedeflerine de ulaştılar. Uğurcan'ın karşı karşıyapozisyonda yaptığı müthiş kurtarış, maçın dabizim de dönüm noktamız oldu.
Önce penaltı, ardından Arda Güler kalitesi ile fişini çektik maçın. Oğuz Aydın ikinci maçında üçüncü asistini yaptı. Hakan, "büyük kaptan" gibi oynadı. Şüpheli şahıs Samet, hatasız oynadı.
İkinci yarıda iki takım da skora razıydı. Baskı hafifleyince pas sayımız arttı. Antrenman "5'e 2" si vardı sahada. Mümkün olduğunca topun bizde kalması adına küçük üçgenler kuruyor, ters kanada taşınıyor, öne gösterip, Macarları geri itip, yine aynı notayı çalmaya başlıyorduk.
Rakip hoca Rossi'nin, "Kendi sahamızda yenilmiyoruz" inancını da yıktık. Montella'nın risk alan takımlarkarşısında iş yapan "sıfır" santrforlu dizilişininekmeğini yedik. Tabii, ilk maçtaki avantajlıskorun katkısıyla.
Hadi bakalım, yolları açık olsun… Şimdi daha sert, becerikli, kariyerli ve hata affetmeyen rakipleri olacak. Daha heyecanlı maçlar izleyeceğiz, daha iddialı olacağız. Bize yakıştığı gibi…
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.