Farkı fark edin!
Genelde bu durum Hırvat takımının stratejisi. Topu rakibe verip, tuzak kurarlar. Aynı hesapla masaya oturan "Bizimkiler"i gördüklerinde, çözüm üretemediler.
Santrforsuz oynadık. Etkili de oynadık. Kerem ve Barış'ın Galatasaray alışkanlıkları ile hızlı hücumlar "bilinmez" olmaktan çıktı. Livakovic'i zorlayan şutlar geldi. Ama sahadaki düzen Hırvatları ceza alanımıza getirmedi. Top da bizdeydi, inisiyatif de. Mükemmel bir mücadele vardı önümüzde. Barış'ın aşırtmasıyla maçın ikinci hikayesi başladı.
Son maçı göre takımın neredeyse tamamı farklıydı. Defans değiştiği gibi, Orkun da yoktu orta sahada. Bu müdahale, mücadele ve konsantrasyonu ekledi millilerimize. Orta sahaya hükmettik. Hırvatların aklını kestik. Onların ustaları denedikçe, hemen yanı başlarında bizden birini gördüler. Karambol içinde golü aradılar, izin vermedik.
Aslında farkın "fark edildiği" bir maçtı bizim adımıza. "Sıralamada kendimizden üstteki takımlara yenildik" diyordu Stephan Kuntz. Ezberi bozamayan, kendi oyuncularını küçümseyen, hayal edemeyen bir teknik adamdan sonra, İtalya gibi bir taktik ülkesinden gelen Montella'nın yorumu vardı sahada. Performanslara bel bağlamayan bir teknik direktör takımı oynadık.
Özlemiştik bu duruşu…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Kerem’i kurtarma operasyonu! (20.11.2024)
- Duvara çarpmak (17.11.2024)
- Özür dilekçesi gibi bir galibiyet (11.11.2024)
- Bu çaresizliğin açıklaması yok! (08.11.2024)
- Hakeme rağmen iki takımı kutlamalı (04.11.2024)
- Taraftarın takımı! (28.10.2024)
- Sonunda anladı! (25.10.2024)
- Başıbozukluk (21.10.2024)
- Bir başkalar! (12.10.2024)
- Defansa ‘helal olsun’ diyorum (04.10.2024)