Sahanın belki de en "verimsiz" oyuncusu Rossi'nin maçın en "kritik" ismi olması… Futbolun kendi içindeki cilvesinde, "hesaplanamaz" ihtimali yaptı Rossi. Sahanın her köşesini tutmuş, her oyuncuya kontrol getirmiş Rıza Çalımbay'ın Sivasspor'u, Rossi'nin topla bu kadar mesafe kaydedip, risk alıp, gol vuruşunu yapacağını düşünemedi.
Temposuz ve iki takımın da birbirinin tedirginliğinde olduğu maçın "kırılma" anıydı bu. Fenerbahçe takım olarak son beraberliğin "ölü toprağını" attı üstünden. Yeniden "kazanırız" inancını kazandı ve maçı yönetmeye başladı. "Yönetmek" derken, iki oyun aklı vardı; İrfan Can Kahveci ve Arda Güler… İki dakika arayla ayrıldılar oyundan. Birisi kendini attırdı (İrfan Can), diğerini Jesus kenara aldı.
İrfan Can ikinci kez, benzer pozisyondan kırmızı görüyor. İlki Galatasaray maçındaydı. Takımın en güvenilir oyuncusu olması gerekirken, üstelik asist yaptığı bir süreçteki acemilik neden? Baskıyı yönetememek böyle bir şey. İsmail Yüksek hamlesi doğru ama Arda Güler tercihi anlamsız. Hele hele stoperlerin ezdiği, neredeyse bir kere bile topu tutup, takımı yarı sahaya taşıyamayan Pedro varken veya Peres dururken… Serdar Dursun'un oyuna girmesiyle birlikte Fenerbahçe maçın ikinci tarafını oynamaya başladı. Rakibe bu kadar kontrol verirseniz, hata da yapacaksınız. Geçmiş maçların dersini de alamamış "tecrübeli" Jesus…
Rıza Hoca'nın planları doğruydu. Yatabare üstünden defansın arkasına adam kaçırmaya çalıştı. Fenerbahçe defansının çizgide yaptığı hataların peşine düştü. Pozisyonları da, golü de buldu. Ön taraf baskısında doğru isimleri seçti, top kayıplarından da faydalandı.
Takımını yeniden yarışın içine sokan isim Ferdi oldu. Kendisinin hedef seçilmediğiiki pozisyonda da aklını,çabukluğunu ve en önemlisi kazanmaarzusunu kullandı. Arao maçın gizli kahramanı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.