Bir mucizenin peşine düştü Fenerbahçe ama bunun için "hatasız" oynamasıgereken bir maç lazımdı. Kadrodaki isimlere ve "sarsaklık" ihtimallerinebaktığımızda, gerçekten de "mucize"olması gerekiyordu.
Ne kadar antrenman yapsan, rakibi iyi analiz etsen, doğru taktikler de versen, futbolcunun yeteneği kadar ilerigidebiliyorsun. Slavia takımı müthiş oyunculardan oluşmuyor ama birlikte o kadar iyiler ki top hangi bölgede veya hangi oyuncu da olursa olsun, pas noktası takımın ezberinde var. İstemekle, yapmakarasındaki ince çizgi de buradaortaya çıkıyor. Rakip ceza alanında kaybettiği topla iki gol yedi Fenerbahçe... Slavia takımının kaleye gelmesi için üç pas yetti. Onlar doğru yerlerde ve ezberlerde, Fenerbahçe ise yanlışların arasındaydı. Zaten sıkıntılı bir kadro ilemaça çıktılar, birde Ferdi'nin sakatlığıeklendi üstüne. Kendi arkadaşına pas atamamakta ısrar eden kalitesizliği bir kenara bırakalım, baskıdan top çıkaramadılar. Sosa artık takımın parçası değil. Dün ona en çok ihtiyaç duyulan maçtı. 16 yaşındakiArda yerine oyuna girerken "niye?"diye sormadıysa kimse, evini de toplamaya başlamalı. Rakip şut çekerkenarkasını dönen iki stoper ile deyola devam edemezsiniz. Toptan korkan adamın o bölgede ne işi var? Mert Hakan'ı bir kenara alalım. Her şeyini ortaya koydu. Ama çevresinde kararlı arkadaşları da yoktu. Erken gelen iki gol ile birlikte tüm takım "fatura bana çıkmasın" telaşında saklambaç oynamaya başladı. Kötü gecenin tek iyi tarafı İsmail Kartal'ın artık kapris çekmek zorunda kalmaması. Tek hedefi kaldı; ligde daha üstlere çıkmak. Çıkmasa da ona "neden olmadı?" diyecek birileri yok. Bundan sonra inandığı, önümüzdeki sezon devam edebileceği isimlerde ısrar etmeli.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.