Yetersizlik!
Elbette bunu anlayacak bir de teknik adam olması gerekiyordu. Taraftarın kalbini okşayan, "Aile için savaşacağız" diyen Pereira'nın takımı, ilk 45'te yüzde 56, ikinci de 57 ile topu rakibe verdi. Skor 2-2'ye geldiğinde rakam 63'dü. "At golü, yat üstüne" formülü vardır. Maç da kazandırır size. Ama takımı şampiyon yapmaz. Büyük takımın, küçük hocasıysanız sadece tribünlere oynayarak yaparsınız işinizi. Size inanacak saflıkta destekleyenler de bulursunuz. Kazanmalısınız, topu en iyi kullanan iki oyuncunuzu; Mesut ile Sosa'yı kenara alıyorsunuz. F.Bahçe'nin ruhundan haberiniz yok belli, takımı da tanıyorsunuz. Belçika'nın sıradan, en önemli gol silahları sizin "beğenmedikleriniz" olan bir takım var karşınızda. Ama, o ne; beğenmediğiniz Samatta ile yerine aldığınız Berisha arasında fark yok. Bu durumu yaratan ikinci yarıdaki teslim oluştur. "Skoru koruyalım, hızlı hücumla skor yapalım" ritmi yakalamışken, bu maç doğru akıl değildi. Duran toptan golü yedik diye mazeret yapmasın birileri. F.Bahçe iki golü de duran toptan buldu. Bütçe küçülebilir ama F.Bahçe'nin vizyonu-hedefi hep aynıdır. Bu geleneğin farkında olamayan, oyuncu değiştiren ama oyunu değiştiremeyen bir teknik adam var kenarda. Yukarıda eleştirdiklerimi yaparak kazandığı maç da oldu. "Böyle olmaz" diyenler olarak sesimiz kısık kaldı. Bunu fark edemeyip uyarmayanlar da "yönetici" şu anda. Çift taraflı "yetersizlik" ile karşı karşıyayız…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Kerem’i kurtarma operasyonu! (20.11.2024)
- Duvara çarpmak (17.11.2024)
- Özür dilekçesi gibi bir galibiyet (11.11.2024)
- Bu çaresizliğin açıklaması yok! (08.11.2024)
- Hakeme rağmen iki takımı kutlamalı (04.11.2024)
- Taraftarın takımı! (28.10.2024)
- Sonunda anladı! (25.10.2024)
- Başıbozukluk (21.10.2024)
- Bir başkalar! (12.10.2024)
- Defansa ‘helal olsun’ diyorum (04.10.2024)