Sezon başında iki özelliği vardı Fenerbahçe'nin. Biri takımın coşkusu, ötekisiişlerin sıkıştığı anda problemiçözen ekstra kahramanları. Birbirini tetikleyen bir sistemdi ve Vitor Parerira da bunun ürününü aldı. Ancak bu karşılaşmaların öğretmesi gereken detaylar da vardı ve bunların üstüne hiç çalışmayıp, mevcut statükonun yeteceğine inandı; elbette yanıldı. Mesut Özil veya Valencia üstündenklasik eleştiri yapmak işin kolayı.Bir teknik adam bu iki yıldızından vazgeçiyorsa,oynattıklarından verim almayıdüşündüğünden. Muhammed, Pelkas veBerisha üçlüsü, hangi performans veyadevamlılık ile bunu hissettirdi? Cevabınıbulmamız gereken soru bu.
Başakşehir'in skoru aldıktan sonra, oyunu kilitlemesi sürpriz değil. Hemen tüm rakiplerin kendi alanında kalabalık bekleyeceği de. Fenerbahçe'nin sistemi veya düzeni, oyuncu değiştirmek üzerine değil, bu zorluğu aşmak için organize edilmeli. Bunu Mesut oynadığındadaha iyi yaparsınız, başkasıgörev yaptığında daha zor. Ama yaparsınız. 20'den sonra Muhammed'i sol, Ferdi'yi sağ, Osayi'yi de öne çekerek ilk saha içi hamlesi yapıldı. Oyun değil, oyuncu değiştirildi bundan sonrakilerde de. Valencia girdiğinde, Berisha ileçift santrfor da olmadı. Defans duvarı üzerine, ezber ortalar denemeye zorladı Başakşehir rakibini. Her alanı parsellemiş bu disiplini bozacak sürpriz verkaçları, adam eksiltmeleri de göremedik. En tehlikeli pozisyon, Mesut'un kullandığı duran toptan geldi. İlk üç günlük seride birtakımın fizik olarak bu kadar gerigitmesi anlaşılmaz. Önümüzdeki yedi günde yine iki maç yapacaklar. Yenilgiden daha kötüsü, bu maçta Fenerbahçe'nin takım olarak "Beni yenemezsin" diyen vücut dilini, oyun agresifliğini sahaya yansıtamaması. Ve maalesef, böyle sıkıntılı maçları bu sezon daha çok oynayacaklar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.