Kaybederken, kazanmak!
Çok daha pozisyonlu ve tempolu geçmesi beklenirken, kontrolün önde olduğu, fırsatların arandığı, ceza alanlarının korumalı alan ilan edilip, şutlarla golün planlandığı bir maça dönüştü.
Mesut Özil'in, cezalı İrfan Can pozisyonuna geçmesi herkes için sürprizdi. Büyük oyuncusunun, ekstra yeteneğine bir golün sığabileceğini düşündü Emre Belözoğlu. Kritik bir yerden kazanılan frikik veya kalabalığı aşacak bir ara pas. İki fırsat yakaladı Mesut. İlkinde çok önemli bir kademe vardı, ikincisi "penaltı" oldu ama Valencia ofsayta takıldı.
11'e 11 oynanırken, Fenerbahçe üç puana kafayı takmıştı. Ama Gökhan Gönül kendi hatasından doğan kırmızıya takılınca, birden bire beraberlik de iyi sonuç haline geliverdi. Eksilmek, Ozan'ın orta sahadan ayrılması, mecburi Gustavo değişikliğini peşinden getirdi. 65'te gelen Mesut- Osayi değişikliği ile bir "enerji" nakli daha yaptılar.
Bir kişi eksikken kendi sahasında beklemeden, rakibi kendi sahasında tutarak ve uzun pasa zorlayarak oynadı Fenerbahçe. Buna rağmen direklerinde patlayan iki müthiş şut vardı.
Rakipleri kazanmışken, "kaybetmeyelim" düşüncesine geçmek doğru bir strateji mi? Ali Koç, "Son altı maçta bir beraberlik hakkımız var" derken, rakiplerinin puan kaybedebileceğinin altını çizdi. Zirve ile fark beşe çıksa da kalan maçların kendi hikâyelerinde, "herkes kazanır" yok. Sergen Yalçın'ın kazandığı maç sonrasında bile hakemi, bir sonra karşılaşacağı rakibi konuşmasının nedeni de bu. Bir tarafın kaybedebileceğini biliyor, hesaplıyor. Kaybettiği anda da ayağa kalkamayacağını düşünüyor. Önümüzde bunun doğru olup-olmadığını göreceğimiz 4 gün var.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Kerem’i kurtarma operasyonu! (20.11.2024)
- Duvara çarpmak (17.11.2024)
- Özür dilekçesi gibi bir galibiyet (11.11.2024)
- Bu çaresizliğin açıklaması yok! (08.11.2024)
- Hakeme rağmen iki takımı kutlamalı (04.11.2024)
- Taraftarın takımı! (28.10.2024)
- Sonunda anladı! (25.10.2024)
- Başıbozukluk (21.10.2024)
- Bir başkalar! (12.10.2024)
- Defansa ‘helal olsun’ diyorum (04.10.2024)