32. dakikada skoru 2-0'a getirdiğinde, geçen süre içinde bunun iki katı da kaçan fırsatı istatistiklerin arasına bırakmıştı Fenerbahçe. Önde yaptıkları baskıdan öylesine katkı aldılar ki, Konyaspor neredeyse orta sahayı geçemedi.
24 kez rakip ceza alanında topla buluşmuşlardı. Thiam'ın buradaki rakamı üç… Nedeni basit aslında; Erol Bulut aslında 'hiç' forvet ile oynuyor ama pozisyonlar 'üç' santrfora (Pelkas- Valencia-Thiam) dönüştürüyordu ön tarafı. Merkez ataklara yoğunlaşıp, topu yere indirip, defans kalabalığının arasından kaleyi görmeye çalıştılar. Samuel'in kanadını kullandılar atak kurgularında. Mert Hakan'ın enerjisi, Sosa'nın yönetimiyle kusursuz fırtınayı yarattılar.
Üç dakikada gelen iki golle topu rakibe bırakma sırası geldi. Sekizinci gündeki üçüncümaçın yıpranma payınıda hesap ediyorlardıbelki. Ön tarafın baskıdanvazgeçmesiyle birlikte Konyatopu ayaklarda dolaştırmaya,Fenerbahçe'yi koşturmayabaşladı. Önde top tutamadılar,bire birlerde de kaptırmayabaşladılar. Gece-gündüzgibi farklılaştı oyun.
Önce Gustavo-İrfan Can hamlesi geldi, orta saha nefeslendi. Sonra sıra Ozan ile Ferdi'deydi. Ama takımın psikolojisinde, "kontrol bizde olsun" fikri oluşmadı. Sezona "kazanan düzen" olarakdamga vuran, kendi sahanda,en az risk ile 'alan kapat' modelidakikaları yemeye başladı.
Fırat Aydınus'un başını belaya sokmamak adına gözünün önündekilere düdük çalmaması üstündeki baskı kırılmasıydı. Yazık… Üç gün önce Mesut, dün de Pelkas sakatlanıp çıktılar. İki pozisyonda da rakip oyuncular kart görmeden devam ettiler. Fenerbahçe'nin rakibi eksik kalırsa, maç alamamaktan korkan bir grup oldu hakemler.
Erol Bulut, bir daha rakibe topu bu kadar teslim etmemek için gerekeni yapmalı. Kazanmak önemli ama F.Bahçe'nin ruhunda 'itiraz' olmalı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.