Tek maçlık oyunun en önemli planı az hata ile dakikalara devam etmek. Tempoyuayarlarsın, topun sende kalmasınısağlamaya çalışırsın, toprakipteyken yardımlaşırsın ve "o anı" beklersin. Mecburi rotasyonlar ile iki takım da yedek kulübesinden takviyeyi aldılar. Devre bittiğinde iki takım adına da sahadakilerin neden "yedek" kulübesinde olduğu da ispatlandı.
Orta sahadaki bir top kaybı ile Başakşehir fırsatı Deniz Türüç ile yakaladı.
Fernandes golü attığında Aykut Kocaman'ın beklediği "o an" sayısı üç olmuştu. Sosa kaptırdı, Lemos kırmızıyıgördü, Harun kapattığıköşeden golü yedi.
İyi oyuncu olmak ile "büyük takım" futbolcusu arasındaki farkı gösterdi Lemos ile Harun. Normal darbe ile düşüreceği rakibi, sakatlayacak kadar sertleşmenin açıklaması en hafifi ile acemilik. Başka sıfatlar yakışmaz bize. Erol Bulut üçlüdefansa döndü, Mesut,Samuel, Serdar hamlelerini yaptı,Gökhan'ı sağ stopere aldı. Birfazla olması gereken rakibi, artan forvetsayısı ile arkada dört kişi bekletip,sahadaki oyuncu sayısını da eşitledi. Sonrası; sabır ve yetenek. GözlerMesut Özil'in üstündeydi elbette. Yeteneği değil, mücadeleyi gerektiren45 dakikada oyuna girmeside ayrı bir şanssızlık. Yine derakip gözünü üstüne dikti, o sahanınher yerinde topu aradı, rakibi gözledi. Valencia'nın skoru eşitlemesi ile, iki takım kaygan zemine geri döndü. İki teknik adamın satrancında,bir piyon; Harun Tekin son sözü söylemeyikimse bırakmadı. Eksik kalmasınarağmen Fenerbahçe takımıcanı burnunda oynadı ama enzayıf halkan kadar güçlüsün.
Kupa'daki yolu bitti Fenerbahçe'nin. Bu başarısızlığı, sıkışık fikstürde nefes alma zamanı olarak avantaja çevirebilecek mi ? Göreceğiz...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.