Beşiktaş geçtiğimiz yıl Şampiyonlar Ligi'nde acı bir tecrübe yaşamıştı. Yenilgisiz girdiği son grup maçında Dinamo Kiev'e farklı yenilip umutları ve hayalleri ağır darbe almıştı.
Şenol Güneş ve talebeleri son iki sezondur tecrübe ettikleri son maç sendromunu yaşamamak için Şampiyonlar Ligi'nde kendilerine bu sefer büyük bir keyif ortamı oluşturdular.
Son maça Leipzig'in Redbull Arenası'na gruptan çıkmayı garantileyerek geldiler. Bu da yetmezmiş gibi Tosic dışında 11 yüzünü daha az gören oyuncularıyla çıkarak farklı bir meydan okuma yaptılar. Şenol Güneş'in "Sahada olacaklar olmayanlar kadar değerli ve bunu sahada gösterecekler" yaklaşımı kaderini Porto-Monaco maçına da endekslemiş Almanlar için tam bir anafordu.
Beşiktaş adına Negredo'nun ayağından penaltıyla gelen erken gol Leipzig'in gençlerinin ilk yarıda ayaklarını birbirine doladı. Timo Verner'in, Necip'i hırpalayan bindirmeleri dışında Leibzigli oyuncular ne oyun, ne gol girişimi noktasında rakibine bir üstünlük kuramadı.
Ancak kalede Tolga önde Medel olmasa en kötü ilk yarıyı beraberlikle kapabilirlerdi.
İlk 45 dakikada Lens- Negredo uyumu biraz iyi olsa veya kaleye yönelme konusunda daha seri davransalar evsahibi ikinci yarıya çıkacak enerjiyi bulamayabilirdi.
İkinci yarı zorunluda olsa Necip-Adriano değişikliği Werner'in durdurulması açısından gerekliydi.
Adriano'nun girmesi ve Kaptan Tolga'nın üst üste kurtarışları takıma moral verdi. Direnç kırılabilirdi.
Uzun süre kulübede bekleyen bir kalecinin bu seviyede performansı ve hazır oluşu takdiri hak ediyor. Güneş'in, Mustafa-Orkan değişikliğiyle ortasahayı güçlendirme hamlesine Hassenhüttl'ün Kaiser hamlesi geldi.
Beşiktaş'ın Şenol Güneş yönetiminde, Şampiyonlar Ligi'nde galibiyete ihtiyacı olan bir takımı kendi evinde yenmesi tarihi bir başarıdır. Beraberlik yetmesine rağmen son dakikaya kadar gol araması alkışa şayandır. Türk futbol tarihi bu takımı altın harflerle yazar.