Batı’nın bizi Anadolu’dan atma planını 104 yıl önce parçaladık
Devletin günden güne kötüye giden gidişatı, devlet adamlarını ve aydınları mevcut müesseselerde "ıslahat" fikrinden "yenileşme" fikrine sevk etti. Bu yenileşmede model Avrupa idi. II. Mahmud'un reformlarıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun yalnız askeri değil, idari, iktisadi ve sosyal yapısı tamamen değişti. Sultanın reformları, oğlu Abdülmecid'in Tanzimat uygulamalarıyla devam etti. "Osmanlıcılık" fikri etrafında Osmanlı topraklarındaki bütün milletlerin bir arada tutulmasına çalışıldı.
AVRUPALILAR SÖZÜNÜ TUTMADI
23 Aralık 1876'da anayasanın yürürlüğe girmesiyle Birinci Meşrutiyet devri başladı. Anayasanın ilanı, Avrupalıların isteklerine karşı bir kalkan olarak düşünülmüştü. Ancak Avrupalı devletlerin amacı, Osmanlı İmparatorluğu'nda daha fazla hürriyet ve demokrasinin olması değil, kendi çıkarlarını koruyup geliştirmek olduğu için Batılı müdahalesi sona ermedi.
İngiliz-Fransız-Türk dostluğunu gösteren bir resim.
Kırım Savaşı'ndan sonra 1856'da imzalanan Paris Antlaşması'nda imparatorluğun toprak bütünlüğü Avrupalı devletlerin güvencesi altına alınmıştı. Avrupalılar günümüzde nasıl sözlerini tutmuyorlarsa o dönemde ataları da aynı şeyi yaptılar. 1877-1878 Savaşı'nda Osmanlı'yı Rusya karşısında yalnız bıraktılar. Bu savaşta Osmanlı Devleti büyük bir mağlubiyet aldı, Rus orduları Yeşilköy'e kadar geldi.
II. Abdülhamid, 33 yıllık hükümdarlığında izlediği siyasetle devleti ayakta tuttu. Sultanı tahttan indiren İttihatçılar iyi niyetliydiler, ancak genç ve tecrübesizdiler. Osmanlı kimliği ve mecliste bütün milletleri temsil ettirerek imparatorluğu bir arada tutacaklarını zannettiler. Ancak kısa bir süre sonra yanıldıkları ortaya çıktı. Osmanlı'nın varlık sebebi olan Rumeli kaybedildi. İttihatçılar, siyasi hatalarına rağmen millete yeni bir ruh vermişti. Bu ruhla Birinci Cihan Harbi'ne girildi.
BÜYÜK ZAFERLER KAZANDIK
İttihatçılar, Ağustos 1914'te başlayan Birinci Dünya Savaşı'na 1914 Kasım'ında Almanya'nın yanında İngiltere, Fransa ve Rusya'ya karşı cihat ilan ederek girdi.
Balkan Savaşı'nda darmadağın olan Osmanlı ordusu, dünya savaşında kendisinden beklenilmeyen başarılara imza attı. Mehmetçikler, Balkan Savaşı'nın utancını silmek ve vatanı kurtarmak için kendisini hiç çekinmeden öne atarak şehadet şerbetini içtiler.
Sami Yetik'in İstiklal Savaşı'yla ilgili bir tablosu.
Osmanlı ordusu sadece Kudüs'ü savunmak için 31 Ekim- 8 Kasım 1917 tarihleri arasında yaptığı 9 gün süren muharebelerde 25 bin kayıp vermişti. Birçok cephede mağlup olmamıza rağmen Çanakkale ve Kûtülamâre'de büyük zaferler kazandık. Çanakkale Savaşları, tarihin gidişatını değiştiren savaşlardan biridir. Çanakkale savaşlarının neticesinde müttefiklerinden yardım alamayan Çarlık Rusyası çöktü. İngiliz Deniz Kuvvetleri Bakanı olan Winston Churchill görevinden istifa etti.
Çanakkale Savaşları'nın, Türk tarihinin gidişatına da önemli tesirleri oldu. 1768 ile 1774 yılları arasındaki Osmanlı-Rus Savaşı'ndan itibaren sürekli büyük devletler karşısında mağlup olduğumuz için kaybettiğimiz güvenimiz geri geldi. Çanakkale, sömürgeciler tarafından ezilmiş İslam dünyası için de bir kurtuluş ışığı oldu.
İMPARATORLUK PARÇALANDI
Birinci Dünya Savaşı'nın başında İngiltere- Rusya ve Fransa arasında yapılan gizli görüşmeler sonucunda Osmanlı İmparatorluğu paylaşılmıştı. Savaşı kaybedince bu antlaşma yürürlüğe girdi. İmparatorluk paylaşıldı. 1908'de 5 milyon kilometrekare olan imparatorluk 1918'de 200-300 bin kilometrekareye düşmüştü.
MİLLİ MÜCADELE BAŞLADI
Birinci Dünya Savaşı'nda büyük bir mağlubiyete uğrayan Osmanlı İmparatorluğu, 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması ile teslim oldu ve topraklarımız işgal altına girdi. Birinci Dünya Savaşı'nda büyük bir mağlubiyet alınmasına rağmen tarih boyunca esareti kabul etmeyen Türk milleti, mücadele edecek azmi ve kararlılığı bularak kendisine giydirilmek istenilen esaret gömleğini yırtmak ve vatanını savunmak amacıyla Anadolu'da ardı ardına kongreler yapıp, Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i İlhak cemiyetleri kurarak mücadeleye başladı.
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a ayak basmasıyla birlikte de Türk milleti, Milli Mücadele'de kendisini zafere götürecek liderini bulmuştu. Çanakkale zaferinden gelen ruh ve liderle, yani Mustafa Kemal Atatürk'le ülkemizi işgal eden düşmanlarımıza karşı İstiklal Harbi mücadelesini verdik.
HESAPLAŞMA SÜRÜYOR
Atatürk hem cephelerde hem de diplomaside başarılı olarak adım adım Milli Mücadele'yi başarıya götürdü. Milli Mücadele'nin sonunda 26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz, Türk tarihinin son asırlarındaki en önemli taarruzudur.
İmparatorluğun son dönemindeki askeri başarılarımıza bakarsak bunların savunma savaşları olduğunu görürüz. Plevne, Şıpka, Yanya savunmaları gibi. Sarıkamış ve Kanal harekâtı gibi taarruzları ise kaybetmiştik.
9 Eylül'de Yunan ordusunun Ege'ye dökülmesiyle neticelenen Büyük Taarruz'da ise büyük bir zafer kazanılıp, Şark Meselesi'nde Avrupa'nın son noktayı koyması önlendi. Günümüzde ise bu hesaplaşma tüm hızıyla devam ediyor. Türk milleti 10 asırdır olduğu gibi yine tarihe damgasını vuracaktır.
BANDIRMA VAPURU'NDAKİ KAHRAMANLAR
Atatürk, Milli Mücadele'nin ateşini yakmak için 19 Mayıs'ta Samsun yolculuğuna çıkarken maiyetinde 22'si subay, 25'i er ve erbaş olmak üzere toplam 47 kişi vardı. Mustafa Kemal Paşa'nın yanındaki kurmay kadrosunun önemli bir kısmı, Cumhuriyet'in ilanından sonra da Atatürk'ün çevresinde ve devletin önemli makamlarında bulunmaya devam etmiştir.
Korgeneral ve Vali Kâzım Dirik, Milletvekili ve Varşova Elçisi Dr. İbrahim Tali Öngören, Büyükelçi Hüsrev Gerede, Korgeneral ve Kırklareli Milletvekili Kemal Doğan, Atatürk'ün yaveri ve milletvekili Cevad Abbas Gürer, Tokat Milletvekili Mustafa Sabri Süsoy ve Tümgeneral Arif Hikmet Gerçekçi vapurdaki yolculardandı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ABD’nin ikiden fazla seçilen tek başkanı Roosevelt (17.11.2024)
- Atatürk’ün son sözü ‘aleykümesselam’ olmuştu (10.11.2024)
- 100 yıl önce Türkiye’nin ilk futbol şampiyonu: Harbiye (03.11.2024)
- ABD seçimlerinin sonucu iç savaşa yol açmıştı (27.10.2024)
- Osmanlı kimliği 150 yıl önce denenmiş fakat tutmamıştı (20.10.2024)
- Lübnan’ın düzenini Avrupalılar bozdu (13.10.2024)
- Gündemden düşmeyen antlaşma: Sykes-Picot (06.10.2024)
- Osmanlı’da canilere 2 türlü ceza verilirdi kısas ve diyet (22.09.2024)
- İstanbul’u sarsan esrarengiz kadın cinayeti (15.09.2024)
- Sultan Abdülaziz’in Mısır seyahati protokolü değiştirdi (08.09.2024)