Anasayfa
Yazarlar
Önceki arabuluculuk tekliflerimizi kabul etmeyen Avrupa senelerce birbirini boğazladı
Önceki arabuluculuk tekliflerimizi kabul etmeyen Avrupa senelerce birbirini boğazladı
Türkiye'nin savaşı sona erdirmek için Rusya-Ukrayna'yı bir araya getirme gayretleri bütün dünyada büyük bir takdirle karşılanıyor. Osmanlı'nın 18. yüzyılda barışı temin etme teşebbüslerini ise Uğur Demir, "Humbaracı Ahmed Paşa" adlı kitabında teferruatlı olarak anlatır.
Avusturya Veraset Savaşı'ndan bir sahne.
VERASET SAVAŞLARI
1740, Doğu Avrupa'da hükümdarların ardı ardına öldükleri bir seneydi. 31 Mayıs'ta Prusya Kralı I. Friedrich Wilhelm, 17 Ekim'de Rusya Çariçesi Anna, 20 Ekim'de ise Avusturya İmparatoru VI. Karl öldü. Bu üç ölüm yüzünden Avrupa'nın bir savaşa sürükleneceği beklenmiyordu. Zira her üç ülkede de kimin tahta geçeceği daha önceden belliydi.
Özellikle Avrupa'yı bir veraset savaşına sürüklemesi beklenen Avusturya'daki hükümdar değişikliği VI. Karl'ın 1712'de kabul ettirdiği "Pragmatic Sanction" ile garanti altına alınmış, imparatorun kızı Maria Theresa'nın kraliçe olması diğer Avrupa devletlerine de kabul ettirilmişti. Ancak Theresa'nın tahta çıkmasından sonra Avrupa'da yeni hesaplar yapılmaya başlandı. Prusya, Maria Theresa'nın haklarını tanımadı ve Avusturya toprağı olan Silezya'yı Aralık 1740'ta istila etti. Böylece 1748'e kadar devam edecek Avusturya Veraset Savaşı başladı.
III. Mustafa
1741 yılında Avrupa ikiye bölündü. Başını Fransa'nın çektiği blokta İspanya, İsveç, Ceneviz, Savoy-Sardunya, Modena ve Reggio Düklüğü, Bavyera Elektörlüğü, Saksonya Elektörlüğü ve Prusya vardı. Karşı blok ise Avusturya, İngiltere, Hannover Elektörlüğü, Hollanda ve Rusya'dan oluşuyordu. Savoy-Sardunya 1742'den sonra, Saksonya ise 1743'ten sonra taraf değiştirdi. İttifaklar yüzünden Avusturya Veraset Savaşı bütün Avrupa'yı saran bir savaşa dönüştü.
BARIŞ GİRİŞİMLERİ
Osmanlı, Avrupa'nın geneline yayılan savaşı yakından takip ediyordu. Cephelerdeki gelişmeler ve güç dengelerindeki değişmeler Türk tarafının merakla izlediği hadiselerdi. Osmanlı'nın en önemli bilgi kaynağı, Avrupa'daki irtibatları sayesinde İbrahim Müteferrika ile Humbaracı Ahmed Paşa'ydı. Bu ikili, öncelikle Osmanlı'nın Avusturya Veraset Savaşı'na, Fransa'nın başını çektiği blokta girmesi için çabaladı. Özellikle İsveç'le bir ittifak kurulması ve Rusya'ya savaş ilan edilmesi için teşebbüste bulundular. Ancak Osmanlı yönetimi, İran'la savaştığı için yeni bir harbe girmekten kaçındı.
Bâbıâli, yani Osmanlı hükümeti, Rusya ile İsveç arasındaki savaşı sonlandırmak için 1744'te harekete geçti. Mektuplar gönderilerek barış için arabuluculuk yapabileceğimiz bildirildi. Türk tarafının arabuluculuk teklifine Rusya ve İsveç teşekkür edip, arabuluculuğa gerek kalmadığını belirttiler. Çünkü Türk tarafının teklifinin geldiği günlerde zaten Rusya ile İsveç barış anlaşmasını imzalamıştı.
Avusturya veraseti için başlayan savaş, 1745'te artık İngiliz- Fransız çıkarları için yapılır hâle gelmişti. Osmanlı yönetimi 1745 yılında savaşı bitirmek için daha büyük bir diplomatik hamle yaptı. Bu teşebbüsün arkasında Humbaracı Ahmed Paşa ve İbrahim Müteferrika vardı. İkili, Osmanlı devlet adamlarına sundukları raporlarda Avrupa'nın geneline yayılmış olan harbin Türkiye'nin çıkarlarına da zarar verdiğini, savaş yüzünden Akdeniz'de korsanlığın arttığını ve ticaretin ciddi zarar gördüğünü belirttiler.
Humbaracı ve Müteferrika'ya göre dostluğun bir gereği ve ticaretin nizam altına alınması bahanesiyle önce Avusturya ve Bavyera'ya, daha sonra da İngiltere, Fransa, İspanya, Sicilyateyn, Prusya ve diğer Alman elektörlere mektup gönderilmeliydi. Osmanlı'nın teklifi kabul edilirse barış görüşmeleri için Osmanlı toprağı olan "Sirem Ovası" (Günümüzde Hırvatistan ile Sırbistan arasında kalan bölge) tavsiye edilmeli ve bunun için Türk tarafından da bir "fevkalade elçi" tayin edilmeliydi. Teklif kabul edilmese de teklif götürülen devletler Osmanlı'nın iyi niyetini görecek ve buna "dostane mektuplarıyla" mukabelede bulunacaklardı. Bu da Osmanlı'nın şanını artıracaktı.
FETVA İSTENDİ
Humbaracı ve Müteferrika'nın teklifi Osmanlı devlet adamları tarafından da makul bulundu, ancak öncelikle halledilmesi gereken ciddi bir engel vardı. Engel, Müslüman bir devletin gayrimüslim devletlerin savaşına son verdirmek için çabalamasının dinen doğru olup olmayacağı endişesiydi. Bunun için ulemadan fetva alınması gerektiğine karar verildi. Her ne kadar endişe edilse de Osmanlı uleması olumlu fetva verdi. Fetva alınınca, 1745 Şubat'ında harekete geçildi.
İstanbul'daki Fransa, Venedik, İsveç, Avusturya, Rusya, İngiltere, Hollanda ve Sicilyateyn temsilcileriyle görüşüldü. Görüşmelerde Sadrazam Seyyid Hasan Paşa, Türk tarafının Avrupa'daki savaşı sonlandırmak için arabulucu olabileceği teklifinde bulundu. Ayrıca sadrazam adına zikredilen devletlere birer mektup gönderilerek Türk teklifi resmi olarak da bildirildi.
1745 Şubat'ında Avrupa temsilcilerine iletilen tavassut teklifine ilk cevap, savaşta olmamasına rağmen gelişmelerden dolayı zarar gören Venedik'ten geldi. Cevapta Osmanlı'nın teklifinden memnun olunduğu ifade edildi. Venedik'in ardından 1745 Mayıs'ında Sicilyateyn'in cevabı İstanbul'a ulaştı. Gelen cevapta, arabuluculuk teklifinin kendilerini memnun ettiği fakat kesin bir cevabın müttefikleriyle istişare edildikten sonra verilebileceği söyleniyordu.
Rusya'dan gelen mektupta da Osmanlı'nın teklifinin memnuniyet verici olduğu dile getirilip savaşın kötü ve yıkıcı, barışın ise insana yaraşır bir haslet olduğu belirtildi, ancak yine diplomatik bir üslupla teklif geçiştirildi. Benzeri ifadeler İsveç, Hollanda, Fransa, Lorraine Düklüğü, Avusturya ve Prusya'dan gelen mektuplarda da tekrar edildi. Osmanlı'nın Avusturya Veraset Savaşı'nı sona erdirmek üzere yaptığı arabuluculuk teşebbüsü, iyi niyet temennileri haricinde olumlu bir sonuç vermedi. Avrupalıların Türkiye'nin arabuluculuk teklifine itibar etmemeleri yüzünden savaş üç yıl daha devam etti.
Avrupa barışa 18 Ekim 1748'de "Aix-la-Chapelle Antlaşması"yla kavuştu. Böylece Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika ile Hindistan'a yayılmış olan ve sekiz yıldır devam eden Avusturya Veraset Savaşı sona erdi. Bu savaşta yaklaşık 450 bin asker ölürken, 300 bin asker de yaralanmıştı. Ancak Avrupa 8 yıl sonra tekrar savaş alanına dönecekti.
FRANSA ARABULUCULUĞUMUZU REDDEDİNCE TOPRAKLARINI KAYBETTİ
1756-1763 yılları arasında Avrupa'nın büyük kısmının dâhil olduğu ve üç farklı kıtada devam eden, bu yüzden de "ilk dünya savaşı" da denilen "Yedi Yıl Savaşları" meydana geldi. Savaşın ateşini Prusya Kralı Büyük Frederik, Saksonya'yı istila ederek yaktı. Savaşa İsveç, Rusya, Fransa, İngiltere, İspanya, Portekiz, Saksonya Elektörlüğü, Hannover Elektörlüğü, Hesse-Kassel Markgraflığı, Brunswick- Wolfenbüttel Prensliği, Schaumburg-Lippe Prensliği, Hesse-Darmstadt Markgraflığı ve Sardunya dâhil oldu. Savaş Avrupa'dan Amerika ve Hindistan'a yayıldı. İngiltere 300 bin, Fransa ise yaklaşık 1 milyon askeri savaş meydanlarına sevk etti. Orduların asker sayısı 18. yüzyıl savaşlarında giderek arttığı için kayıplar da büyük oldu. 1756'da başlayan savaş bütün Avrupa devletlerini yıpratmış ve mali olarak tüketmişti. Bunun için 1761 yılından itibaren barış görüşmeleri başlatıldı.
Barış görüşmelerinde Avrupa devletlerinin hiç beklemediği bir gelişme yaşandı. Bu dönemde Osmanlı tahtında III. Mustafa vardı. Osmanlı Devleti, savaşı sona erdirmek için taraf olan devletlere arabuluculuk teklifinde bulundu. Bâbıâli, savaşın Avrupa devletlerini tükettiğini ve bu yüzden barışmak istediklerine dair haberler almış ve bu durumu kendi lehlerine çevirmek istemişti. Sadrazam Koca Ragıb Paşa, İstanbul'daki Fransa elçisine, İngiltere ile Fransa arasındaki savaşa son vermek için Osmanlı'nın tavassutta bulunabileceğini bildirdi. Fransa Elçisi Vergennes, Osmanlı'nın bu talebini hemen Fransa'ya iletti. Uğur Demir, "1768 Savaşı Öncesi Osmanlı Diplomasisi" adlı yeni yayınlanacak kitabında bu konuyu teferruatlı olarak anlatır.
nsa'dan cevap gelmeden önce Sadrazam Ragıb Paşa, barış görüşmeleri hakkında bilgi almak için İstanbul'daki Prusya Elçisi Rexin'i Boğaz'daki sarayına davet ederek, gidişat hakkında yeni bilgiler aldı.
Fransa hariciyesi, Türk talebi karşısında önce çok şaşırdı. Dışişleri Bakanı Choiseul, Vergennes'e gönderdiği 12 Haziran 1761 tarihli mektupta, sadrazamın arabuluculuk teklifini değerlendirdi. Choiseul'e göre Osmanlı'nın tavassut teklifinin ardında Prusya ve İngiltere vardı. Çünkü İngiltere ve Prusya, Fransa'nın böyle bir teklife olumlu cevap veremeyeceğini biliyordu. Bunda amaç Osmanlı'nın teklifine olumsuz cevap verecek olan Fransa ile Türk tarafının arasını bozmaktı. İngiltere ile Fransa arasında devam eden görüşmelerden olumlu bir sonuç çıkmazsa muhakkak Bâbıâli'nin arabuluculuğunun talep edileceğini, ancak şimdilik böyle bir şeye lüzum görülmediği Osmanlı yönetimine ifade edildi.
Fransa'nın olumsuz cevabının İstanbul'a geldiği günlerde barış görüşmeleri sonuçsuz kalmış ve son hızla savaş hazırlıklarına başlanmıştı. Son gelişmelerden haberdar olan Osmanlılar da arabuluculuk tekliflerini bir daha dile getirmediler. 1761'de bitirilebilecek savaş bu yüzden iki sene daha devam etti. 1 milyondan fazla insan öldü.
İngiltere ile Fransa, 10 Şubat 1763'te imzalanan Paris Antlaşması ile barışı sağladılar. İngiltere, bu antlaşmayla Fransa'nın Kuzey Amerika, Karayipler, Batı Afrika ve Hindistan'daki sömürgelerinin büyük kısmını ele geçirdi. Savaşın en büyük kaybedeni Fransa oldu. Bu durumda Osmanlı'nın arabuluculuk teklifini reddetmesinin de büyük payı vardı. Prusya, Avusturya ve Saksonya ise 15 Şubat 1763'te imzalanan Hubertusburg Antlaşması ile savaşı sona erdirdiler. Bu antlaşma ile en kârlı çıkan Rusya oldu. Rusya, savaş sonrasında elde ettiği güç sayesinde önce Lehistan'da (Polonya) istediği kişiyi kral seçtirdi ve 1768-1774 Savaşı'nda da Osmanlı'ya tarihinin en ağır darbelerinden birini vurdu.
Avusturya Veraset Savaşı'ndan bir sahne.
VERASET SAVAŞLARI
1740, Doğu Avrupa'da hükümdarların ardı ardına öldükleri bir seneydi. 31 Mayıs'ta Prusya Kralı I. Friedrich Wilhelm, 17 Ekim'de Rusya Çariçesi Anna, 20 Ekim'de ise Avusturya İmparatoru VI. Karl öldü. Bu üç ölüm yüzünden Avrupa'nın bir savaşa sürükleneceği beklenmiyordu. Zira her üç ülkede de kimin tahta geçeceği daha önceden belliydi.
Özellikle Avrupa'yı bir veraset savaşına sürüklemesi beklenen Avusturya'daki hükümdar değişikliği VI. Karl'ın 1712'de kabul ettirdiği "Pragmatic Sanction" ile garanti altına alınmış, imparatorun kızı Maria Theresa'nın kraliçe olması diğer Avrupa devletlerine de kabul ettirilmişti. Ancak Theresa'nın tahta çıkmasından sonra Avrupa'da yeni hesaplar yapılmaya başlandı. Prusya, Maria Theresa'nın haklarını tanımadı ve Avusturya toprağı olan Silezya'yı Aralık 1740'ta istila etti. Böylece 1748'e kadar devam edecek Avusturya Veraset Savaşı başladı.
III. Mustafa
1741 yılında Avrupa ikiye bölündü. Başını Fransa'nın çektiği blokta İspanya, İsveç, Ceneviz, Savoy-Sardunya, Modena ve Reggio Düklüğü, Bavyera Elektörlüğü, Saksonya Elektörlüğü ve Prusya vardı. Karşı blok ise Avusturya, İngiltere, Hannover Elektörlüğü, Hollanda ve Rusya'dan oluşuyordu. Savoy-Sardunya 1742'den sonra, Saksonya ise 1743'ten sonra taraf değiştirdi. İttifaklar yüzünden Avusturya Veraset Savaşı bütün Avrupa'yı saran bir savaşa dönüştü.
BARIŞ GİRİŞİMLERİ
Osmanlı, Avrupa'nın geneline yayılan savaşı yakından takip ediyordu. Cephelerdeki gelişmeler ve güç dengelerindeki değişmeler Türk tarafının merakla izlediği hadiselerdi. Osmanlı'nın en önemli bilgi kaynağı, Avrupa'daki irtibatları sayesinde İbrahim Müteferrika ile Humbaracı Ahmed Paşa'ydı. Bu ikili, öncelikle Osmanlı'nın Avusturya Veraset Savaşı'na, Fransa'nın başını çektiği blokta girmesi için çabaladı. Özellikle İsveç'le bir ittifak kurulması ve Rusya'ya savaş ilan edilmesi için teşebbüste bulundular. Ancak Osmanlı yönetimi, İran'la savaştığı için yeni bir harbe girmekten kaçındı.
Bâbıâli, yani Osmanlı hükümeti, Rusya ile İsveç arasındaki savaşı sonlandırmak için 1744'te harekete geçti. Mektuplar gönderilerek barış için arabuluculuk yapabileceğimiz bildirildi. Türk tarafının arabuluculuk teklifine Rusya ve İsveç teşekkür edip, arabuluculuğa gerek kalmadığını belirttiler. Çünkü Türk tarafının teklifinin geldiği günlerde zaten Rusya ile İsveç barış anlaşmasını imzalamıştı.
Avusturya veraseti için başlayan savaş, 1745'te artık İngiliz- Fransız çıkarları için yapılır hâle gelmişti. Osmanlı yönetimi 1745 yılında savaşı bitirmek için daha büyük bir diplomatik hamle yaptı. Bu teşebbüsün arkasında Humbaracı Ahmed Paşa ve İbrahim Müteferrika vardı. İkili, Osmanlı devlet adamlarına sundukları raporlarda Avrupa'nın geneline yayılmış olan harbin Türkiye'nin çıkarlarına da zarar verdiğini, savaş yüzünden Akdeniz'de korsanlığın arttığını ve ticaretin ciddi zarar gördüğünü belirttiler.
Humbaracı ve Müteferrika'ya göre dostluğun bir gereği ve ticaretin nizam altına alınması bahanesiyle önce Avusturya ve Bavyera'ya, daha sonra da İngiltere, Fransa, İspanya, Sicilyateyn, Prusya ve diğer Alman elektörlere mektup gönderilmeliydi. Osmanlı'nın teklifi kabul edilirse barış görüşmeleri için Osmanlı toprağı olan "Sirem Ovası" (Günümüzde Hırvatistan ile Sırbistan arasında kalan bölge) tavsiye edilmeli ve bunun için Türk tarafından da bir "fevkalade elçi" tayin edilmeliydi. Teklif kabul edilmese de teklif götürülen devletler Osmanlı'nın iyi niyetini görecek ve buna "dostane mektuplarıyla" mukabelede bulunacaklardı. Bu da Osmanlı'nın şanını artıracaktı.
FETVA İSTENDİ
Humbaracı ve Müteferrika'nın teklifi Osmanlı devlet adamları tarafından da makul bulundu, ancak öncelikle halledilmesi gereken ciddi bir engel vardı. Engel, Müslüman bir devletin gayrimüslim devletlerin savaşına son verdirmek için çabalamasının dinen doğru olup olmayacağı endişesiydi. Bunun için ulemadan fetva alınması gerektiğine karar verildi. Her ne kadar endişe edilse de Osmanlı uleması olumlu fetva verdi. Fetva alınınca, 1745 Şubat'ında harekete geçildi.
İstanbul'daki Fransa, Venedik, İsveç, Avusturya, Rusya, İngiltere, Hollanda ve Sicilyateyn temsilcileriyle görüşüldü. Görüşmelerde Sadrazam Seyyid Hasan Paşa, Türk tarafının Avrupa'daki savaşı sonlandırmak için arabulucu olabileceği teklifinde bulundu. Ayrıca sadrazam adına zikredilen devletlere birer mektup gönderilerek Türk teklifi resmi olarak da bildirildi.
1745 Şubat'ında Avrupa temsilcilerine iletilen tavassut teklifine ilk cevap, savaşta olmamasına rağmen gelişmelerden dolayı zarar gören Venedik'ten geldi. Cevapta Osmanlı'nın teklifinden memnun olunduğu ifade edildi. Venedik'in ardından 1745 Mayıs'ında Sicilyateyn'in cevabı İstanbul'a ulaştı. Gelen cevapta, arabuluculuk teklifinin kendilerini memnun ettiği fakat kesin bir cevabın müttefikleriyle istişare edildikten sonra verilebileceği söyleniyordu.
Rusya'dan gelen mektupta da Osmanlı'nın teklifinin memnuniyet verici olduğu dile getirilip savaşın kötü ve yıkıcı, barışın ise insana yaraşır bir haslet olduğu belirtildi, ancak yine diplomatik bir üslupla teklif geçiştirildi. Benzeri ifadeler İsveç, Hollanda, Fransa, Lorraine Düklüğü, Avusturya ve Prusya'dan gelen mektuplarda da tekrar edildi. Osmanlı'nın Avusturya Veraset Savaşı'nı sona erdirmek üzere yaptığı arabuluculuk teşebbüsü, iyi niyet temennileri haricinde olumlu bir sonuç vermedi. Avrupalıların Türkiye'nin arabuluculuk teklifine itibar etmemeleri yüzünden savaş üç yıl daha devam etti.
Avrupa barışa 18 Ekim 1748'de "Aix-la-Chapelle Antlaşması"yla kavuştu. Böylece Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika ile Hindistan'a yayılmış olan ve sekiz yıldır devam eden Avusturya Veraset Savaşı sona erdi. Bu savaşta yaklaşık 450 bin asker ölürken, 300 bin asker de yaralanmıştı. Ancak Avrupa 8 yıl sonra tekrar savaş alanına dönecekti.
FRANSA ARABULUCULUĞUMUZU REDDEDİNCE TOPRAKLARINI KAYBETTİ
1756-1763 yılları arasında Avrupa'nın büyük kısmının dâhil olduğu ve üç farklı kıtada devam eden, bu yüzden de "ilk dünya savaşı" da denilen "Yedi Yıl Savaşları" meydana geldi. Savaşın ateşini Prusya Kralı Büyük Frederik, Saksonya'yı istila ederek yaktı. Savaşa İsveç, Rusya, Fransa, İngiltere, İspanya, Portekiz, Saksonya Elektörlüğü, Hannover Elektörlüğü, Hesse-Kassel Markgraflığı, Brunswick- Wolfenbüttel Prensliği, Schaumburg-Lippe Prensliği, Hesse-Darmstadt Markgraflığı ve Sardunya dâhil oldu. Savaş Avrupa'dan Amerika ve Hindistan'a yayıldı. İngiltere 300 bin, Fransa ise yaklaşık 1 milyon askeri savaş meydanlarına sevk etti. Orduların asker sayısı 18. yüzyıl savaşlarında giderek arttığı için kayıplar da büyük oldu. 1756'da başlayan savaş bütün Avrupa devletlerini yıpratmış ve mali olarak tüketmişti. Bunun için 1761 yılından itibaren barış görüşmeleri başlatıldı.
Barış görüşmelerinde Avrupa devletlerinin hiç beklemediği bir gelişme yaşandı. Bu dönemde Osmanlı tahtında III. Mustafa vardı. Osmanlı Devleti, savaşı sona erdirmek için taraf olan devletlere arabuluculuk teklifinde bulundu. Bâbıâli, savaşın Avrupa devletlerini tükettiğini ve bu yüzden barışmak istediklerine dair haberler almış ve bu durumu kendi lehlerine çevirmek istemişti. Sadrazam Koca Ragıb Paşa, İstanbul'daki Fransa elçisine, İngiltere ile Fransa arasındaki savaşa son vermek için Osmanlı'nın tavassutta bulunabileceğini bildirdi. Fransa Elçisi Vergennes, Osmanlı'nın bu talebini hemen Fransa'ya iletti. Uğur Demir, "1768 Savaşı Öncesi Osmanlı Diplomasisi" adlı yeni yayınlanacak kitabında bu konuyu teferruatlı olarak anlatır.
nsa'dan cevap gelmeden önce Sadrazam Ragıb Paşa, barış görüşmeleri hakkında bilgi almak için İstanbul'daki Prusya Elçisi Rexin'i Boğaz'daki sarayına davet ederek, gidişat hakkında yeni bilgiler aldı.
Fransa hariciyesi, Türk talebi karşısında önce çok şaşırdı. Dışişleri Bakanı Choiseul, Vergennes'e gönderdiği 12 Haziran 1761 tarihli mektupta, sadrazamın arabuluculuk teklifini değerlendirdi. Choiseul'e göre Osmanlı'nın tavassut teklifinin ardında Prusya ve İngiltere vardı. Çünkü İngiltere ve Prusya, Fransa'nın böyle bir teklife olumlu cevap veremeyeceğini biliyordu. Bunda amaç Osmanlı'nın teklifine olumsuz cevap verecek olan Fransa ile Türk tarafının arasını bozmaktı. İngiltere ile Fransa arasında devam eden görüşmelerden olumlu bir sonuç çıkmazsa muhakkak Bâbıâli'nin arabuluculuğunun talep edileceğini, ancak şimdilik böyle bir şeye lüzum görülmediği Osmanlı yönetimine ifade edildi.
Fransa'nın olumsuz cevabının İstanbul'a geldiği günlerde barış görüşmeleri sonuçsuz kalmış ve son hızla savaş hazırlıklarına başlanmıştı. Son gelişmelerden haberdar olan Osmanlılar da arabuluculuk tekliflerini bir daha dile getirmediler. 1761'de bitirilebilecek savaş bu yüzden iki sene daha devam etti. 1 milyondan fazla insan öldü.
İngiltere ile Fransa, 10 Şubat 1763'te imzalanan Paris Antlaşması ile barışı sağladılar. İngiltere, bu antlaşmayla Fransa'nın Kuzey Amerika, Karayipler, Batı Afrika ve Hindistan'daki sömürgelerinin büyük kısmını ele geçirdi. Savaşın en büyük kaybedeni Fransa oldu. Bu durumda Osmanlı'nın arabuluculuk teklifini reddetmesinin de büyük payı vardı. Prusya, Avusturya ve Saksonya ise 15 Şubat 1763'te imzalanan Hubertusburg Antlaşması ile savaşı sona erdirdiler. Bu antlaşma ile en kârlı çıkan Rusya oldu. Rusya, savaş sonrasında elde ettiği güç sayesinde önce Lehistan'da (Polonya) istediği kişiyi kral seçtirdi ve 1768-1774 Savaşı'nda da Osmanlı'ya tarihinin en ağır darbelerinden birini vurdu.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Sonraki Haber
Daha Fazla Gör
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- Küçük bir hareket, büyük bir ipucu: Kollarınızı nasıl kavuşturduğunuz, kişiliğinizi yansıtıyor!
- Soğuk algınlığına son! Bu doğal kür bağışıklığınızı güçlendiriyor: Öksürük ve balgamı anında kesiyor
- İkinci el araç alımında kilometre kontrolü nasıl yapılır? Hızlı ve güvenilir bilgi: SMS ile kilometre sorgulama!
- 240 Kamu işçisi alımı başladı! Tarım Bakanlığı OGM ve DSİ bünyelerine İŞKUR ile işçi alımı yapacak
- Tesisatçı milyoner oldu! Tadilat sırasında bulduğu altınla hayatı değişti
- Cebindeki bozukluk milyonlar eder! Nadir paralarla servet kazan
- Şaşırtıcı gerçek! Köpeklerin ezan sırasında ulumasının sebebi ortaya çıktı
- 22 Kasım Diş Hekimleri Günü: Diş Hekimleri Günü için resimli, yazılı, anlamlı mesajlar
- Evde başladı, Türkiye’nin her köşesine ulaştı: Yoğun talep görüyor, siparişlere yetişemiyor!
- YDS SONUÇLARI SORGULAMA EKRANI: 2024-YDS/2 sonuçları açıklandı! YDS sonucu nereden öğrenilir?
- Uyanık kadınlar! Erkeklerin hilelerini fark eden 3 burç
- Çocuğunuz dahi olabilir! Anlamak çok kolay!