İnsanoğlu dünya tarihi boyunca birçok amansız hastalıkla mücadele etti. Bunların çoğu insanlığın azmi karşısında yenildi ve ortadan kalktı. Bugün bu hastalıkların çoğunun adlarını sadece işin uzmanları biliyor. Tarih boyunca "Mahşerin Dördüncü Atlısı" denilen kolera, çiçek, verem, cüzam, sıtma, difteri, tifo, tifüs, frengi, grip ve veba gibi bulaşıcı hastalıklarla mücadele eden insanoğlunun dramı, Andrew Nikiforuk, Murat Yolun ve Doris Flexner'ın araştırmalarında genişçe anlatılır.
Son yıllarda karşımıza çıkan Sars, Mers, kuş gribi, domuz gribi ve en son koronavirüs gibi hastalıklar ise geçmişte insanlığın karşılaştığı salgınlar gibi bulaşıcı ve çok hızlı yayılıyorlar.
DOMUZ GRİBİ
Grip muhtemelen çiçek hastalığı gibi at, inek, domuz, ördek gibi hayvanların evcilleştirilmesi sırasında insanlarda da görülmeye başlandı. Grip salgınları 18-19. yüzyıllara kadar geniş bölgeleri etkilemedi. Şehirlerin büyümesiyle birlikte grip salgınları da arttı.
Grip fazla önemsenmeyen ve genelde bir haftada geçen bir hastalıkken 1918'de amansız bir hastalık olarak insanlığın karşısına çıktı.
Iowa, ABD'nin en önemli domuz üretim merkezlerinden birisiydi. 1918 Eylül'ünde geleneksel domuz yarışından sonra domuzlarda gizemli bir hastalık görüldü.
Milyonlarca domuz hastalanırken, on binlercesi öldü.
Domuz üreticileri de bu salgından etkilenmişti.
1918 sonbaharında Kansas'ta bulunan kışlalardaki askerlerin çoğu gribe yakalanmışlardı.
Salgın Amerikalı askerlerle Avrupa'ya taşındı. Genç ve sağlıklı askerler hastalığa yakalandıktan sonra burun kanamasıyla karşılaştılar ve çoğu 48 saat içinde nefes almaya çalışarak öldüler. Grip, ABD şehirlerinde çok hızlı yayılarak, kamu işlerini yapacak insan bırakmadı. Cesetler günlerce ortalıkta kaldı.
Cenazelerin gömülmesi ayları buldu.
Hastalık, Amerika'dan Hindistan'a, Japonya'dan İspanya'ya birçok ülkeyi etkiledi.
Türkiye'de de on binlerce insanın ölümüne sebep olan salgını hiçbir ilaç durduramadı.
SOĞAN UMUTLARI OLDU
İnsanlar gribe yakalanmamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı. Toplantılar yasaklandı, okullar tatil edildi, kütüphanelerde kitap dağıtımı durdurulurken ulaşım araçları dezenfekte edildi. El sıkışmak bile suç hâline gelmişti. Amerikan ordusunda sabahları sirke ve suyla gargara yapmak mecburi olmuştu. Gribe karşı çok ilginç korunma yöntemleri de vardı. Kimileri ayağına salatalık bağlıyor, kimileri cebine patates koyuyor, kimileri de çocuklarını soğanların içine sokuyorlardı. En yaygın korunma biçimi ağza takılan pamuklu maskelerdi.
San Francisco'da maske takmak mecburi olduğu için tepki olarak "Maske Aleyhtarları Birliği" kuruldu. Polis binlerce göstericiyi bu yüzden tutukladı. Hastalık yaşlı genç demeden çok kısa sürede bulaştığı insanı öldürdüğü için epidemiyologlar, yani salgın uzmanları İspanyol gribi virüsüne öldürücü etkisinden dolayı "süper virüs" adını vermişlerdi.
1919 Nisan'ında salgın sona erdiğinde Hindistan'da 18.5 milyon, Rusya'da 440 bin, İngiltere'de 228 bin, Fransa'da 240 bin, İtalya'da 390 bin, Amerika Birleşik Devletleri'nde 675 binden fazla can almıştı.
Amerika bu hastalık yüzünden savaştaki kaybından çok daha fazla insanını kaybetmişti.
Nüfusa kıyaslandığında ölüm oranları Asya kıtasında binde 12, Amerika kıtasında binde 8.24, Avrupa kıtasında binde 6.6, Afrika kıtasında ise yüzde 10'du.
Araştırmacılara göre salgın dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 25'ini, yani 400 milyondan fazla insanı etkilemişti. İspanyol gribi bütün dünyada 18 ayda 20 milyondan fazla insanın ölümüne yol açmıştı. Grip salgını sonucunda ölenlerin sayısıyla ilgili birçok rakam verilir. American Medical Association, salgında ölenlerin sayısını 21 milyon olarak verirken, salgının neticesinde 50, hatta 100 milyon insanın kaybedildiği iddia eden araştırmacılar da vardır. Ancak o dönemde dünya nüfusunun yarıya yakınını oluşturan Çin ve Hindistan gibi ülkelerde sağlıklı istatistikler olmadığı için salgında hayatını kaybedenlerin sayısıyla ilgili verilen rakamlar sağlıklı değildir.
İspanyol Gribi Osmanlı İmparatorluğu'nda da ölümlere sebep oldu.
Ancak İstanbul dışındaki durumu net olarak bilemiyoruz. İstanbul'da gripten vefat edenlerin sayısı 6.835 olarak verilir.
İSPANYA'NIN ÜZERİNE KALDI
1918'deki salgına "Yıldırım nezlesi", "Flanders gribi" "İspanyol gribi", "İspanyol nezlesi", "İspanyol kadını" gibi adlar verilmişti.
Ülkeler dünya savaşı devam ettiği için basına sansür uygulayarak kendi vatandaşları ile ilgili ölüm haberlerini yayınlatmamışlardı.
İspanya savaşta taraf olmadığı için grip salgını ile ilgili haberlere sansür uygulamamış, bu yüzden de yüz binlerce insanın ölümüyle ilgili haberler gazetelerde çıkmıştı. Bu yüzden grip "İspanyol gribi" adını almıştı.
1957'de görülen grip salgını 1918'deki kadar olmasa da binlerce kişinin ölümüne sebep oldu. Bu salgında ABD'de 70 bin kişi öldü. Daha sonraki yıllarda salgınlar olduysa da geniş çaplı ölümler yaşanmadı.
Grip Almanlar'a I. Dünya Savaşı'nı kaybettirdi
GRIP salgını I. Dünya Savaşı'nda orduların savaşma kabiliyetlerini de yakından etkiledi. Almanlar, Rusya'nın savaştan çekilmelerinden sonra bütün kuvvetlerini toplayarak, 1918 baharında harbi Fransa cephesinde bitirecek son bir saldırıya giriştiler. Fransız ve İngilizler'e büyük darbeler indirerek ilerlediler. Paris'in doğusundaki Marne Nehri'ne ulaştılar. Ancak Amerika'nın da destek verdiği İtilaf devletleri Almanlar'ı durdurdular. Almanya'nın I. Dünya Savaşı'nı kaybetmesinden sonra hatıralarını kaleme alan Almanya'nın önde gelen generallerinden Erich Ludendorff, Fransa'ya karşı taarruzlarında başarısız olmalarının sebebini grip salgını olarak gösterir. Alman İmparatoru Wilhelm bile gripten dolayı cepheyi terk etmek zorunda kalmıştı.