Tarihler 1917'yi gösterdiğinde Birinci Dünya Savaşı'nda bütün cephelerde savaş bütün hızıyla sürüyordu.
Ancak Osmanlı kuvvetleri güney cephesinde birçok yeri kaybederek çekilmeye başlamışlardı. 11 Mart 1917'de Bağdat düşmüştü. Çanakkale üzerine yaptığı araştırmalardan sonra Filistin cephesi üzerine çalışmalar yapan Tuncay Yılmazer, makalelerinde Filistin'deki savaşları teferruatlı olarak anlatır.
GAZZE MUHAREBELERİ
İngilizler'in hedefi Kudüs'tü.
Osmanlı birlikleri Gazze- Birüssebi hattını tutarak İngilizler'i engellemeye çalışıyordu. Çatışmalar Gazze'de yoğunlaştı.
Osmanlı ordusu Mart 1917'de 1. Gazze ve Nisan 1917'de 2. Gazze muharebelerini kazanarak İngilizler'i durdurmuştu.
Bunun üzerine İngilizler Batı cephesinde mücadele etmiş önemli bir komutanları olan Edmund Allenby'i gönderdiler.
Osmanlı yönetimi ise 1917 ağustosunda bölgedeki Osmanlı ordularını Alman taburlarıyla takviye ederek Yıldırım Orduları Grubu'nu kurdu.
Başına da Batı cephesinde mücadele etmiş Erich von Falkenhayn'ı geçirdi. Filistin cephesinde Mustafa Kemal Atatürk, Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Fahrettin Altay gibi birçok önemli komutanımız da bulunuyordu.
Çanakkale'de mücadele etmiş birçok birlik de bu cephedeydi.
Osmanlı askeri gücü asker sayısı ve teçhizat olarak düşman karşısında zayıftı. Buna rağmen bu durum hiç hesaplanmadan sınırlı olan Osmanlı askeri gücü Sarıkamış ve Kanal taarruzlarında iyice zayıflatılmıştı. İlerleyen düşman karşısında Enver Paşa, elindeki birlikleri nerelere teksif edeceğine de bir türlü karar veremiyordu. Güney cephesi bir bir düşerken hâlâ Avrupa cephesinde Osmanlı birlikleri vardı. Yapılan stratejik ve taktik hatalardan Filistin cephesinde İngilizler'e zayıf yakalanmıştık. Ayrıca Alman komutanlarla Türk komutanlar arasında görüş ayrılığı vardı. Mustafa Kemal Paşa'nın Eylül 1917'de Enver, Talat ve Cemal paşalara gönderdiği rapor yaşanan ve yaşanacak sıkıntıları açıkça ortaya koymaktadır.
Mısır Kuvve-i Seferiye Kuvvetleri Komutanı Edmund Allenby, haziranda Kahire'ye varmasından sonra hiç durmadan faaliyet göstererek, Osmanlı savunma hattını çökerterek Kudüs yolunu açmaya çalıştı.
İngiliz Başbakanı Llyod George, Noel'e kadar Kudüs'ün alınması emrini vermişti.
Biz taarruzu Gazze'de beklerken İngilizler, 31 Ekim 1917'de Birüssebi'yi aldılar.
Osmanlı kuvvetlerinin Birüssebi'yi geri almak için yaptıkları taarruzlar bir netice vermedi.
İngilizler yoğun bombardımana tutarak Gazze'yi harabeye çevirdiler. Refet Bele Paşa, çekilmektense şehid olmayı yeğlemekteydi.
Ancak savunma imkânı kalmayınca yüzlerce şehid verilerek 6-7 Kasım 1917 gecesi Gazze'den çekildik. Osmanlı birlikleri geri çekilirken insan kaybının yanısıra birçok teçhizatını da kaybediyordu. 3. Gazze muharebelerini kazanan İngilizler Kudüs yolunu açmışlardı.
KUDÜS'ÜN DÜŞÜŞÜ
Allenby, çekilen Osmanlı kuvvetlerine nefes aldırmayarak yeni bir savunma hattının kurulmasına izin vermiyordu. İngiliz kara ve deniz topçuları ile uçakları Türk birliklerine göz açtırmıyordu. İngilizler'in yoğun ateşinin yanısıra açlık ve hastalıkla da boğuşan Türk kuvvetleri bütün kahramanlıklarına rağmen bozgunu önleyememişlerdi. Özellikle Çanakkale'den gelen 57.
Alay ve 77. Alay gibi birlikler bu cephede de büyük kahramanlık örnekleri vermişlerdi.
Asım Gündüz ve Hüseyin Erkilet gibi subaylarımızın cesaret ve soğukkanlılıkları büyük bir bozgunu önledi. Kahraman askerlerimiz süngüleriyle fedakârca mücadele ederek düşmana galibiyeti pahalıya mal etmişlerdi.
Falkenhayn, Kudüs'ü savunacağına inanıyordu.
Ancak arka arkaya yaşanan mağlubiyetler komutanlarımızın direncini zayıflatmıştı. İngilizler kasım ayının sonunda şehrin yakınlarındaki Hz. İsmail Tepesi'ni ele geçirdiler. Tepeyi geri almak için yapılan taarruzlar başarısız oldu. Osmanlı kuvvetleri 20 kilometrelik bir savunma hattı kurmuşlardı. Ancak İngilizler yaptıkları taarruzla Türk mevzilerinin bir kısmını ele geçirince savunma hattı yarıldı.
İngilizler savunma hattını yarsalar da kuvvetleri takviye edilmediği için hemen ilerleyecek durumda değildiler. Ancak psikolojik durumun ve şehrin tahrip edilmemesinin istenmemesinin etkisiyle Osmanlı kuvvetleri şehirden çekildiler. Birliklerimiz 8 Aralık 1917 gecesi Kudüs'ü terk etmişlerdi.
9 Aralık 1917 sabahı Belediye Başkanı El-Hüseynî surların dışında şehrin sembolik anahtarını ve teslim belgesini teslim etmek için surların dışına çıktılar. İlk karşılaştıkları kişiler iki aşçıydı. Ardından değişik rütbelerdeki askerlerle karşılaşıldı. Kimse ne yapacağını bilemiyordu. Sonunda 60.Tümen komutanı Shea, Allenby adına şehri teslim aldı.
HAÇLI SEFERİ
Gazze muharebelerinde Türk süvarileri
General Allenby, 11 Aralık 1917'de Yafa kapısından yaya olarak girdi. Avrupa'da yayınlanan resimlerde Allenby'i şehre melekler eşliğinde girerken tasvir edilir. Kudüs'ün düşüşü İngiliz basınında Haçlı seferlerine, Allenby de ilk Haçlı seferinde Kudüs'ü işgal eden Godfrey of Boullion'a benzetildi.
Allenby, asırlar önce Haçlı seferine çıkan ancak başarısız olan İngiliz Kralı Aslan Yürekli Richard'ın yarım kalan Haçlı seferini tamamlamıştı.
31 Ekim 1917 ile 8 Aralık 1917 Kudüs'ün düşüşüne kadar olan sürede Osmanlı askerleri şehid, yaralı ve esir toplam 25 bin kayıp vermişlerdi. Ruhları şad olsun.