Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro Türkiye'yi ziyaret etti. 231 yıl önce Venezuela tarihinin en önemli isimlerinden General Miranda, Osmanlı topraklarına gelmiş ve Türkiye ile ilgili renkli tasvirler yapmıştı
Osmanlı topraklarını ilk ziyaret eden en üst düzey rütbeli Venezuelalı, General Francisco de Miranda idi. 1750-1816 arasında yaşayan Miranda'dan günümüze mücadelelerinin yanısıra, 24 ciltlik bir külliyat kalmıştır. Bu külliyatın dördüncü cildi ise generalin Türkiye seyahatine dair notlarını ihtiva eder.
MİRANDA'NIN AMERİKA RÜYASI
Miranda, 28 Mart 1750'de bir İspanya sömürgesi olan Caracas'ta doğdu. İspanyol, Fransız ve Rus ordularında görev yaptı. Amerika Birleşik Devletleri'nin bağımsızlığına ve Fransız Devrimi'ne şahit oldu. Miranda, Amerika'nın bir bütün olduğuna, Kolomb'un hatırasına saygı olarak Kolombiya olarak adlandırılması ve birleşik Amerika'nın başkentinin de Panama olması gerektiğine inanıyordu.
İspanyol ve Portekiz sömürgeliğinden kurtulmuş Mississippi Nehri'nden Ümit Burnu'na kadar uzanacak bir bağımsız imparatorluk hayal etmişti. Bu düşüncelerini hayata geçirmek ve Venezuela'nın bağımsızlık kazanması için uzun bir seyahate çıktı. Seyahatleri sırasında hayatının önemli bir parçası haline gelen günlük tutmaktan geri durmadı. Günlükleri 63 cilde ulaşmıştı.
1770'te Caracas'tan İspanya'ya geçti. 1785'te Hollanda, Prusya, Avusturya ve İtalya'yı kapsayan bir Avrupa seyahatine çıktı. 1786'da Türkiye üzerinden Rusya'ya gitti. Miranda'nın bu seyahatlerinde iki temel arayış vardı.
Birincisi, Amerika olarak anılan ve Kolombiya olarak adlandırılacak olan bu yeni ülke nasıl teşkilatlanacaktı. İkincisi ise bu yeni ülkenin bağımsızlığını elde etmesi için hangi devletlerden yardım bulabilirdi.
General Miranda hapishanede.
OSMANLI İMPARATORLUĞU'NA YOLCULUK
General Miranda, seyahatleri esnasında Birinci Abdülhamid'in hükümdarlığı döneminde 1786'da Osmanlı topraklarına ve başkentine de geldi. 3 Temmuz 1786'da İzmir'e geldi ve burada 12 Temmuz'a kadar kaldı. Bu süre zarfında özellikle şehrin iktisadi vaziyeti hakkında bilgi topladı ve gözlemlerde bulundu. Hava şartları yüzünden İstanbul'a ancak 30 Temmuz'da ulaşabildi. 23 Eylül 1786'ya kadar sekiz hafta Osmanlı başkentinde kaldı. İstanbul'da kaldığı günlerde özellikle buranın askerî ve iktisadî durumu hakkında bilgi topladı. Camileri, kahvehaneleri, çarşıları, kütüphaneleri, Boğaz'ı ve mesire yerlerini gezdi, sultanın Cuma Selamlığı'nı seyretti.
Miranda, yalnızca bir asker değil, bunun yanında iyi de bir entelektüeldi. Bu yüzden gezdiği ülkelerle ilgili kitapları da okumayı ihmal etmedi. Osmanlı topraklarını gezerken, daha önce bu imparatorluk ve özellikle İstanbul'la ilgili yazılan kitapları okudu. Gözlemleri sayesinde kitaplarda yazılanların ne kadar doğruları yansıttığını test etme imkânı buldu ve zaman zaman önceki yazarların eserlerini sert bir dille eleştirdi. Mesela Miranda'nın eleştiri oklarına hedef olanlardan biri de kendisi gibi bir asker olan ve bir müddet Osmanlı hizmetinde de bulunan Baron de Tott'du. Fransız asıllı Tott, 1771-1776 arasında Osmanlı ordusunun modernleştirilmesi için hizmet vermiş ve buradaki hatıralarını daha sonra kitaplaştırmıştı.
Tott'un hatıraları hem kısa sürede birkaç baskı yapmış hem de birçok Avrupa diline çevrilmişti.
Miranda da Tott okuyucularından biriydi ve Fransız asker hakkında hatıralarında şu eleştiriyi yapmıştı: "Ülke, âdetleri vs. ile ilgili bazı kitapları ve anıları okudum. Yazarlar bizleri yarı yarıya kandırmışlar, özellikle de Bay de Tott".
General, Tott'u eleştirmesine rağmen Lale Devri'nde İstanbul'a gelen Lady Montegu'nun mektuplarının güvenilir olduğunu söyler.
Osmanlı tarihi için önemli bir kaynak olan d'Ohsson'un Tableau Général de l'Empire Ottoman adlı eserini daha yayınlanmadan önce okuma imkânı buldu. Miranda, kendisi gibi asker olan Humbaracı Ahmed Paşa'nın da hatıralarını okudu ve paşanın Galata Mevlevihanesi haziresindeki mezarını ziyaret etti.
19. yüzyılın başlarında İstanbul.
HAPİSHANEDE ÖLDÜ
Miranda, İstanbul'da bulunduğu süre zarfında özellikle Tersane, Tophane gibi askerî tesisleri ziyaret etti ve top talimlerini bizzat yerinde izledi. Bunları hatıratında ayrıntılı bir şekilde anlatır. Bunun yanında şehirdeki günlük hayata dair de önemli bilgiler verir. General, 23 Eylül 1786'da gemiyle İstanbul'dan ayrıldı ve Rusya'ya gitti. 1787'de Rusya'dan ayrıldıktan sonra İsveç, Norveç, Danimarka, Almanya, Hollanda, Belçika, İsviçre ve İtalya'yı ziyaret etti. Fransız İhtilali'nden birkaç hafta önce Paris'e geçti ve ihtilal olmadan şehirden ayrılarak Londra'ya gitti. Londra'da Latin Amerika ülkelerinin bağımsızlığı için diplomatik temaslarda bulundu fakat bir netice elde edemedi.
Bunun üzerine Fransa ordusuna katıldı ve burada önemli başarılara imza attı, ancak 1793'te casusluk suçlamasıyla tutuklandı ve 1795'e kadar hapis yattı. 1805'te New York'a gitti.
Bundan sonraki hayatı Amerika'nın bağımsızlığı için mücadeleyle geçti. 1811'de Simon Bolivar ve arkadaşlarıyla Venezuela'nın bağımsızlığını ilan etti. Ancak mücadelede başarıya ulaşamadı ve son nefesini Carraca'da 14 Temmuz 1816'da bir İspanyol hapishanesinde verdi.
Miranda'nın Osmanlı topraklarına neden geldiği hâlâ çözülememiş bir muammadır.
Araştırmacıların önemli bir kısmı generalin Osmanlı İmparatorluğu hakkında istihbarat toplamak üzere özellikle bu rotayı tercih ettiği kanaatindedir.
Generalin bu bilgileri daha sonra gittiği Rus Çariçesi II. Katerina'ya sunmak üzere topladığı tahmin ediliyor.
MİRANDA'NIN MİRASI
Sebastian
Francisco de Miranda y Rodriguez Espinoza, kısaca Francisco de Miranda "İlk evrensel Venezuelalı" olarak bilinir. İspanyol Amerikan sömürgelerinin bağımsızlığı yolunda mücadele ettiği için Miranda'nın ismi bugün Venezuela'nın birçok yerinde yaşatılmaktadır. 1896 yılında Venezuelalı sanatçı Arturo Michelena tarafından hayatının farklı dönemleri resmedildi, yapılan Zafer Anıtı'nda Miranda'nın ismi kazındı. 1889'da Venezuela'da Miranda isimli bir eyalet kuruldu. Yine aynı isimli bir Venezuela limanı, Caracas'ta bir metro istasyonu ve bir büyük cadde mevcuttur. Miranda adına daha sonra nişanlar hazırlandı, hayatı "Francisco de Miranda" ve "Miranda'nın Geri Dönüşü" adlı sinema filmlerine konu oldu. Cadiz, Caracas, Havana, Londra, Philadelphia, Patras, Sao Paulo, St. Petersburg ve Fransa Valmy'de Miranda'nın heykelleri vardır.