ERHAN AFYONCU

Son emrini al kanıyla yazdı

Binlerce şehid vererek kazandığımız Türk tarihinin en önemli zaferlerinden Kûtülamâre'de, boğazından ağır yaralanan Yüzbaşı Mehmed Muzaffer Efendi son emrini al kanıyla yazarak vermişti: "Bölük intikamımı alsın"
İngiltere, Birinci Dünya Savaşı'nın başında Osmanlı Devleti'ne savaş ilan ettikten sonra Şattü'l-Arap ağzında Fav'a asker çıkararak Basra Körfezi'nden kuzeye doğru ilerlemeye başladı. Bölgede az sayıda asker bulunduğu için İngiliz kuvvetleri durdurulamadı. Süleyman Askerî Bey'in başarısızlık karşısında intihar etmesinden sonra bölgeye atanan Irak ve Havalisi Komutanı Albay Nureddin Bey (Sakallı Nurettin Paşa) Türk birliklerini fazla yıpratmadan kuzeye çekti. 22-24 Kasım 1915'te meydana gelen Selman-ı Pâk Muharebesi'nde İngilizler mağlup edildi. Yenilen İngilizler geri çekilerek Kûtülamâre'ye sığındılar.
İngilizler'in Bağdat'ı alma hayalleri suya düştüğü gibi can derdine düşerek bir köşeye sıkışmışlardı. Artık 4 ay 23 gün sürecek kuşatma başlamıştı.

Halil Pasa ve kurmayları
SON EMİR
Kûtülamâre kuşatması sırasında, gerek kalenin önünde olan siperlerde gerekse kuşatmadakileri kurtarmak için yardıma gelen İngilizler'le yapılan muharebelerde binlerce şehid verilmiştir. Bu muharebelerde tarihe geçen ibret verici hadiseler de vardır.
İlhan Selçuk tarafından yayınlanan Yüzbaşı Selahattin'in hatıralarında Yüzbaşı Fındıklılı Mehmed Muzaffer Bey'in şehadeti anlatılır.
9 Nisan 1916'da Üçüncü Felahiye Muharebesi'nde 51. Tümen, 9. Alay 9. Piyade bölük komutanı Yüzbaşı Fındıklılı Mehmet Muzaffer Efendi, boğazından aldığı ağır bir kurşun yarasıyla aşırı kan kaybıyla dizlerinin üzerine yığılıp, kalır. Yarası ağırdır, kan kaybetmektedir ve konuşamaz hale gelmiştir. Emir eri Mehmed'den işaretle kalem ister.
Mehmed komutanının ne yapmak istediğini anlamaya çalışmaktadır.
Emir erinin hayret dolu bakışları arasında kalemin ucunu boğazından oluk oluk akan kana batırır ve ceketinin üst cebinden çıkardığı zarfın üstüne bir şeyler yazar. İlk cümlesinde kıble ne tarafta diye sormaktadır ve ardından kelime-i tevhidi yazar.
Yüzbaşı Mehmed Muzaffer Efendi bir yandan da dudaklarını kımıldatarak kelime-i şahadet getirmeye çalışırken, kıbleye yöneltilir. Yüzü kıbleye dönmüşken zarfın diğer yüzüne al kanıyla son emrini yazar: "Bölük intikamımı alsın."

Mehmed Muzaffer Bey ve kanla yazdığı emri.
KANLI ZARF
Bu sırada Felahiye muharebesi devam etmektedir. Muharebenin o en şiddetli anında Bölük Komutanı Yüzbaşı Mehmet Muzaffer Efendi'nin son emri yüksek sesle askere okunur. Komutanlarının emrini alan askerler coşarak, İngiliz birliklerinin üzerine saldırırlar. Kısa bir süre sonra Mehmedçik şehid komutanlarının intikamını almıştır. Halil (Kut) Paşa, 11 Temmuz 1916'da Yüzbaşı Mehmet Muzaffer için, "Mehmet Muzaffer Efendi'nin bu yüce davranışı yani bir Türk subayının örnek maneviyatı olan o kanlı beyaz zarf, Askerî Müze'ye gönderilmiş, Türk çocuklarına ve gelecek nesillere, cevher değerinde bir miras olmuştur. Yaşayan ölülerin mirasları içinde bu zarf da yaşayacak, daima yükselmeye teşvik ve milletin iftihar etmesi için bir belge olarak kalacaktır" demiştir.
KENDİ GELEN
Dört ay 23 gün süren Kûtülamâre kuşatmasında İngilizler açlıktan at ve katırları keserek yediler. At eti yemeyen Hintliler açlıktan bir deri bir kemik kaldılar. İngilizler birliklerine destek için her yolu denediler. Havadan dünya tarihinde uçaklarla ilk defa ikmal yapılmaya çalışıldı. Ancak havadan atılan yiyecekler, bazen nehre bazen de Türk tarafına düştüğü için başarılı olamadı. Ancak bu İngiliz havacılık tarihine bir ilk olarak geçti. İngilizler, bütün ikmal gönderme teşebbüsleri başarısız olunca, son bir çare olarak Kûtülamâre'de muhasara altındaki birliklere götürülmek üzere yiyecek yüklü bir gemi hazırladılar.
"Julnar" isimli gemi 24 Nisan 1916 günü 270 tonluk erzak yüküyle Felahiye'den yola çıkarıldı.
Sınaiyat mevkiinde şiddetli Türk ateşine maruz kalan geminin süvarisi öldü. Gemi ateş altında ilerlemeye devam etti. Ancak Türk istihkâmcılarının tuzağına düştü. Nehre döşenmiş bir kabloya çarparak karaya oturdu. İngilizler için hazırlanan erzağı ele geçiren askerlerimiz bu gemiye "Kendi Gelen" adını vermişlerdir.

Mehmed Emin Bey'in çizgileriyle "Kendi Gelen" gemisi

Kûtülamâre Şehidliği.
IRAK ŞEHİDLERİ

Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'na 2.850.000 kişilik bir orduyla katıldı. Ancak bu cihan savaşında ne kadar şehid verdiğimizi maalesef tam olarak bilemiyoruz. Milli Savunma Bakanlığı arşivlerine göre Kûtülamâre başta olmak üzere Irak'taki cephelerde şu ana kadar tespit edilen şehid sayımız 9 bin civarındadır. En çok şehid Konya, Kastamonu ve Afyon'dan verilmiştir. Irak cephesinde en çok şehid veren şehirlerimiz aşağıdadır:


İlk Kûtülamâre Anıtı
YENİ KûTÜLAMâRE KİTAPLARI

İngilizler'in tarihte aldıkları en önemli mağlubiyetlerden biri olan bu savaş maalesef şimdiye kadar akademik olarak fazla incelenmemiştir.
Kûtülamâre zaferi hakkında özellikle Türkçe fazla araştırma yoktur. Geçen sene 100. yıldönümü vesilesiyle birçok kitap neşredildi. Ancak bu sene bu konuda fazla bir yayın ve etkinlik yapılmadı. Yeditepe Yayınevi ise geçen sene olduğu gibi bu sene de Kûtülamâre konusunda kitap yayınlamaya devam etti. Üç yeni kitap çıkardı.
Bu kitaplardan birinci Vahdettin Engin ve Muzaffer Albayrak'ın birlikte hazırladıkları "Kûtülamâre Zaferi, 1916" isimli bu kuşatmayı kaynaklara dayalı olarak baştan sona anlatan bir eser. İkincisi geçen sene Sultanbeyli Belediyesi tarafından basılan "Osmanlı'nın Unutulan Son Zaferi, Kûtulamâre, Yarbay Mehmed Reşid Bey'in Savaş Günlükleri" isimli eserin yeni baskısı. Sahaf Bahtiyar İstekli'nin bulup, yayına hazırladığı eserin editörlüğünü yine bu sahanın uzmanlarından Muzaffer Albayrak yapmış. Son kitap ise Tuncay Yılmazer tarafından "kuşatma ve Esaretin Adı Kûtulamâre" adıyla Türkçe'ye çevrilmiş savaşta bulunmuş bir İngiliz subayının hatıraları. Yüzbaşı Edward W.C.
Sandes, I. Dünya Savaşı'nda Basra Körfezi'nden çıkıp Irak içlerine ilerleyen General Townshend yönetimindeki İngiliz Ordusuna mensup 6.
Hint Tümeni'nde köprü istihkâm birliğinin komutanıydı. Görevi, Dicle Nehri üzerinde nehir taşıma araçlarını kullanarak yüzer köprü inşası ve emir geldiğinde bunları söküp karadan ilerleyen orduyu takip etmekti.
Yüzbaşı Sandes, kuşatma altındaki kasabada yaşananları, çekilen sıkıntıları, kasabanın Arap ahalisi ile olan münasebetlerini, Türklere nasıl teslim olduklarını çarpıcı bir dille bir İngiliz subayının gözüyle anlatıyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.