ERHAN AFYONCU

Almanya’yı, günahları saldırgan ve ırkçı yaptı

Almanlar Roma'nın en büyük belalarından biriydi. Roma'yı yıkıp, Hıristiyanlara birçok eziyet eden Almanlar, günahlarının etkisiyle dünyanın en fanatik ırkçısı olmuşlardı
Tarih bizlere Almanlar'daki ırkçılık duygusunun zaman zaman akl-ı selimin önüne geçtiğinin örneklerini sıkça veriyor. Genç tarihçilerimizden Fatih Gürcan bir yazısında Almanlar'ın Roma'yı yıkıp, daha sonraki dönemlerde de Hıristiyanlığa çok büyük zarar verdikten sonra Hıristiyanlığı geç kabul eden Avrupalı milletlerden biri olmak gibi iki büyük günahın vebalini tarih boyunca üzerlerinde taşıdıkları için hep saldırgan olduklarını uzun uzun anlatır.

Moltke ve Bismark Paris önlerinde
ROMA'YI YIKTILAR
Bizim Almanya olarak söylediğimiz devletin adı dünya literatüründe "Germany" yani Germen milletinin ülkesi olarak geçer. Türkler ve Fransızlar ise güneyde yaşayan bir Germen topluluğu olan Alamanlar'dan yola bütün Germen kabilelerini Alman diye isimlendirmişlerdir.
Almanlar, Keltler, Kartacalılar ile beraber Roma'nın en büyük belalarından biriydi. Fırsat buldukça, yağma amacıyla güneydeki Roma şehirlerine sefer düzenleyen Germen kabileleri, Roma yöneticilerini canından bezdirmişti. Nitekim bunu engellemek amacıyla Germen toprakları ile Roma İmparatorluğu'nu ayıran sınırlara tahkimatlar inşa edilmişti. Tahkimatların görevi Roma'yı barbar Germen kabilelerinden korumaktı. Ancak batıya ve güneye doğru akın akın göçen Germenler, Roma Medeniyeti adına ne var ne yoksa yakıp, yıkıp, her yeri kan gölüne çevirdiler.
Roma İmparatorluğu, 395'te ikiye ayrıldı. Hun ve Germen akınlarına dayanamayan Batı Roma İmparatorluğu 476'da yıkıldı.
Kavimler göçü yaklaşık 300 yıl etkisini göstermiş ve bu süre içerisinde Avrupa, perişan olmuştu. 8. yüzyıldan itibaren Avrupa'da taşlar yavaş yavaş yerine oturdu. Yeni dönemi başlatan Karolenj Hanedanı'ndan Şarlman'dı.
Franklar, 732'de Puvatya'da Müslüman Araplar'ı durdurarak Avrupa'nın Müslümanlaşmasına engel oldular. Daha sonra doğuya ve güneye doğru genişleyen Frank İmparatorluğu, Almanya ve İtalya'yı topraklarına kattı. Şarlman, 800'de papanın elinden Roma imparatorluk tacını giydi. Alman ve Fransız milliyetçileri, Şarlman'ın kendi milletlerinin önderi olduğunu tartışıp, dururlar. 840'ta imparatorluk üçe ayrıldı. Almanlar, Şarlman'ın imparatorluk tacını devralan kanadı oluşturdular. Bu dönemi "Birinci Reich", yani İlk İmparatorluk olarak kabul ederler.

Alman İmparatoru, Birinci Dünya savaşı sırasında bir cephede.
HAÇLI KATLİAMLARI
Ortaçağ Almanyası psikolojik bir ikilem içerisindeydi. Almanlar bir yandan imparatorluk tacına kendilerinin sahip olması münasebetiyle kendilerini üstün görüyorlardı.
Diğer taraftan ise Roma'yı yıkmak ve Hristiyanlığa çok büyük zarar verdikten sonra Hristiyanlığı kabul etmek gibi iki büyük günahın vebalini hissediyorlardı. Bu psikolojik ikilem Almanlar'ın koyu Hristiyan olmalarına ve hükümdarlarının da diğer krallara göre papaların çok daha fazla tesiri altında kalmalarına sebep oldu.
Haçlı Seferleri sırasında çok kan döktüler. İlk Haçlı seferine Yahudiler'i katletmekle başlayan Almanlar, yeni Hristiyan olan Macarlar'ı keserek yola devam etmişlerdi. Rumlara her türlü zulmü yaptıktan sonra Kudüs'e varıncaya kadar her türlü katliamı yapıp, Kudüs'ü kan gölüne çevirdiler.
Kudüs'teki bütün Müslüman ve Yahudiler'i kesmekle tatmin olmamış, şehirdeki doğulu dindaşları olan Ermeni ve Süryaniler'i de katletmişlerdi.
Haçlı seferlerinin en radikal ve fanatik milletlerinden birisi Almanlardı.
Ortaçağın sonuna doğru Alman İmparatorluk mekanizmasında siyasi ağırlık güneye doğru kaydı. Habsburg hanedanı Alman Tarihi'nin şekillendirilmesinde mühim rol oynadı. Habsburglar, Avrupa'nın önemli bir kesimini ele geçirdiler. 18. yüzyılda Almanlar'ın yükselen değeri ise Prusya oldu. Avusturya topraklarını genel olarak diplomatik ve evlilikler yoluyla genişletmeye çalışırken Prusya'nın siyaseti savaştı. Prusya bütün varlığını ordusuna borçluydu. Prusya'nın genişleme stratejisi öncelikle halkı Alman olan bölgeleri ülke topraklarına katmaktan geçmekteydi.
DÜNYA SAVAŞLARI ÇIKARDILAR
1769-1860 arasında yaşayan Alman şair ve siyasetçilerden Ernst Moritz Arndt halkına şöyle seslenmişti: "Artık Bavyeralı ya da Saksonyalı değil. Avusturya ya da Prusya değil. Bir ülke, bir halk, bir kalp, bir ordu, Alman adını taşımak istiyoruz."
19. yüzyılın ikinci yarısında Almanya başbakanı olan Bismarck izlediği siyasetle büyük Almanya'yı adım adım kurdu. 1866'da Avusturya'ya savaş açıp, mağlup etti. Kendisini Alman Birliği'ne adayan Bismarck'ın önündeki son engel Fransa'ydı. 1870'te Fransa'yı mağlup eden Prusya Kralı Wilhelm, Paris'in dışındaki Versay Sarayı'nda bütün Alman prenslerinin huzurunda Alman İmparatorluk tacını giydi.
Böylece "İkinci Reich", yani İkinci İmparatorluk devri başlamıştı.
Alman Birliği'ni kuran Bismarck'ın 1890'da istifası Almanya için bir dönüm noktasıydı. İkinci Wilhelm'in Alman milletine fazla güvenişi, diğer milletleri küçük görüşü ve hayalperest politikası Birinci Dünya Savaşı'nın çıkmasına yol açtı ve harbin sonunda Almanya mağlup oldu.
Savaşın sonunda izlenen Versay Antlaşması, Alman milliyetçiliği için tam bir kara lekeydi.
1920'lerdeki ekonomik bunalım Almanya'yı perişan etti ve Alman Markı'ndaki sıfırlar sayılamaz oldu.
Versay ve ekonomik bunalım aşırı sağı güçlendirdi. Hitler'le Üçüncü Reich, yani Almanlar'ın Üçüncü İmparatorluğu kuruldu. Hitler'in düşünce yapısı geleneksel Alman milliyetçiliğinden ve idealist Alman felsefecilerinden etkilenmişti. Fakat Hitler'in milliyetçiliği çok daha radikaldi ve onun düşünce yapısı milliyetçilikten ziyade ırkçılıktı. Hitler'in politikalarından Almanlar'ın çoğu memnundu. Ancak Yahudiler ve Romanlar başta olmak üzere Almanlar'a göre aşağı ırk olarak görülen topluluklara her türlü katliam ve eziyet yapıldı. Irkçılık bu dönemde Almanya'nın resmi politikasıydı.
Hitler bir cumhuriyetin başkanı değil tarihin gördüğü en ırkçı imparatorluğun önderiydi. Bu yüzden yönetim Üçüncü Reich yani Almanlar'ın Üçüncü İmparatorluğu, Hitler ise Führer, yani önder olarak tesmiye edilmekteydi.
İkinci Dünya Savaşı sonunda büyük bir mağlubiyete uğrayan Almanya, uzun yıllar ırkçılığa tövbe ederek Amerikan ve Sovyet bölünmüş bir şekilde işgali altında yaşadı. Dördüncü Reich hayalini şimdi Avrupa Birliği'yle gerçekleştirmeye çalışıyorlar.

Naziler'in toplama kamplarından Auschwitz Kampı.

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra dilenen bir Alman askeri.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.