Suriye'de bugün isimlerinden oldukça az bahsedilen Türkmenler, bir zamanlar Suriye'nin kaderine hükmetmişlerdi.
Türkler, Asya'dan göç ederken sadece Anadolu'ya gelmemişlerdi. Irak ve Suriye'de kendilerine yurt arayan Türkmenler'in gittiği bölgelerdi. Rahmetli Faruk Sümer, İlhan Şahin, Hüseyin Özdeğer, Ahmet Emin Dağ ve Enver Çakan'ın Suriye Türkmenleri ile ilgili çalışmalarında bu konuda teferruatlı bilgiyi buluyoruz.
SURİYE TÜRKMENLERİ
Türkmenler Suriye'ye Anadolu'dan önce yerleştiler. 1060'lardan itibaren Türkmenler Suriye'ye gittiler. Büyük Selçuklu komutanlarından Atsız, Şam, Kudüs gibi yerleri fethedip, buraların hâkimi olmuştu.
1077'de Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah kardeşi Tutuş'u Suriye meliki tayin etti. Tutuş'la birlikte yeni Türkmen kitleleri Suriye'ye geldi. 12. yüzyılda Musul emiri İmadeddin Zengi, Halep emiri olunca Irak'taki Yıva Türkmenleri'ni Halep'e getirdi. Daha sonraki yıllarda da Türkmen göçü devam etti.
Halep, Şam, Hama, Humus, Lazkiye ve Trablusşam Türkmenler'in yoğun yaşadıkları yerlerdi. Bu bölgeler kadar yoğun olmamakla birlikte Suriye'nin doğusunda da Türkmenler bulunuyordu.
Halep ve civarında Halep Türkmenleri, Hama'da Selluriye (Salur) Türkmenleri ile Hama Bayadı, Humus'ta Salur, Avşar ve Bayındır boyuna mensup Türkmen aşiretleri yaşıyorlardı. Şam civarında da Bayatlar vardı.
Lazkiye bölgesinde Bayır- Bucaklar'ında aralarında olduğu Türkmenler bulunuyordu. Lazkiye civarındaki Türkmenler genelde Üçok, Halep civarındaki Türkmenler ise Bozok boylarına mensuptular.
Türkmenler
SİVAS'TAN ŞAM'A
Suriye Türkleri'nin en büyük grubu Halep Türkmenleri idi. Beydili, Bayat, Avşar, İnallu ve Harbendelüler, Halep Türkmenleri'nin en büyük oymaklarıydı. Ayrıca bu oymaklar kadar büyük olmasa da Karkın, Kızık, Acürlü, Peçenek, Şah Meliklü, Dayer, Kınık, Eymür, Bahadırlu gibi aşiret grupları da vardı.
XVI. yüzyılda tam anlamıyla göçebe hayatını sürdüren Halep Türkmenleri Moğol baskısı üzerine 13. yüzyılda Suriye'ye göçen binlerce çadırlık Bozok Türkmenleri'nin torunlarıydılar.
16. yüzyılda nüfusları 60 binden fazlaydı. O dönemde bir şehrin nüfusunu 3-4 bin kişi olduğu gözönüne alınırsa Halep Türkmenleri'nin büyüklüğü anlaşılabilir. Ana geçim kaynağı koyun olan Türkmenler'in 2 milyondan fazla küçük baş hayvanları vardı. Halep'te kışlayan aşiretler bahardan itibaren Sivas bölgesine yaylaya gelirlerdi. Yaz bitince yaylada doğup, büyümüş kuzularıyla Halep civarına dönerlerdi. Kış şiddetli olursa Halep Türkmenleri Şam bölgesine giderlerdi. Genel olarak Sivas-Şam arası Halep Türkmenleri'nin yayıldığı sahaydı.
Halep Türkmenleri 1930'lara kadar konar-göçerliği sürdürdüler. 1930'lardan itibaren köylerde yerleşerek çiftçiliğe başladılar. 1970'lerden itibaren bir kısmı köylerdeki hayatlarını sürdürürken bir kısmı ise şehirlere giderek işçi olarak çalışmaya başladılar. Şam bölgesindeki Türkler'in bir kısmı Türkçe'yi unuturken Halep bölgesindeki Türkmenler asimile olmadılar. Halep Türkmenleri'nin torunları günümüze kadar Halep ve civarındaki köylerde yaşadılar.
HALEP VE SELÇUKLULAR
Kuzey
Suriye'nin tarih boyunca en önemli şehri olan Halep, yolların kavşak noktasındaydı. Ticaret kervanlarının uğrak noktası olması sebebiyle büyüdü. Milattan önce 3000'lerde bile tarihi kayıtlarda geçmekteydi. Halep, 637'de Müslümanlar tarafından fethedildi.
878'de Mısır'da kurulmuş bir Türk devleti olan Tolunoğulları kısa süreliğine Halep'i ele geçirdi.
936 yılında Mısır'daki bir başka Türk devleti olan İhşidîler Halep'e hakim oldu. Halep daha sonra aralarında Bizans'ın da bulunduğu birçok devlet arasında el değiştirdi.
Şehir Mirdasiler elindeyken Türkmen emirlerinden Sanduk, 1069'da Halep'te kışı geçirdi. Daha sonra Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, Mısır'a sefere giderken şehri kuşatınca, Halep Selçuklular'a tâbiyeti kabul etti. Bir süre sonra Alparslan'ın oğlu ve Suriye Selçuklu Meliki Tutuş, Halep'i fiili olarak elegeçirmek için uğraştı fakat Halep'i fethedemedi.
Osmanlılar'dan önce Anadolu'da devlet kuran Türkiye Selçukluları'nın en önemli hedeflerinden birisi Kuzey Suriye'yi ele geçirmekti. Türkiye Selçuklu Devleti'nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Halep üzerine yönelince şehrin hakimi Tutuş'u yardıma çağırdı. Süleyman Şah, Halep'i kuşatırken, Tutuş şehrin yardımına koştu. Süleyman Şah ve Tutuş'un orduları 1086'da Halep'e yakın Aynüseylem'de karşılaştılar.
Muharebeyi kaybeden Süleyman Şah, bir rivayete göre savaşta öldü, diğer bir rivayete göre ise intihar etti.
Süleyman Şah'ın Halep uğruna ölmesine rağmen, daha sonra tahta çıkan Türkiye Selçuklu Sultanları'nın Halep'i topraklarına katma rüyaları bitmedi. 13. yüzyılın başlarında Selçuklu tahtında bulunan İzzeddin Keykavus, çok uygun bir zamanda Halep'in üzerine yürüdü. Ancak kalenin hakimi olan Eyyubiler'in hilesi sonucu, Halep'i alamadığı gibi, komutanlarını da Eyyubiler'le işbirliği yaptıkları için öldürttü.
Keykavus, emirlerini öldürme emrini verirken sağduyusunu ve mantığını kaybetmişti. Sultan verdiği karardan kısa bir süre sonra büyük bir pişmanlık duydu.
Öldürttüğü emirlerin rüyalarına girmesi ve duyduğu vicdan azabı yüzünden rahatsızlığı arttı ve sultan büyük bir pişmanlık içerisinde öldü.
Halep, Eyyubîler'den sonra bütün Suriye'yle birlikte Mısır'da bir devlet kuran Memlük Türkleri'nin hakimiyetine girdi.
Halep, ancak Osmanlılar zamanında Türkiye'nin bir parçası oldu. Yavuz Sultan Selim, 1516'da Memlükler'i mağlup ettikten sonra bütün Suriye ile birlikte Halep'i de Osmanlı topraklarına kattı. Halep, Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra şehrin geçmişinde rastlanmayan büyük bir gelişme gösterdi ve doğu-batı ticaretinde önemli bir merkez oldu. Eyalet merkezi olan şehir, Osmanlı mimari eserleriyle süslendi. Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar elimizde kalan Halep, 27 Ekim 1918'de İngilizler tarafından işgal edildi.