160 yıllık Batı yalanı Siz Avrupalısınız
II. MAHMUD'DAN TANZİMATA
II. Mahmud 1826'da Yeniçeri Ocağı'nı ortadan kaldırıp, III. Selim'in yarım kalan yeniliklerini radikal bir şekilde uygulamaya başladı. II. Mahmud'un reformlarıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun yalnız askeri değil, idari, iktisadi ve sosyal yapısı tamamen değişti. Model Avrupa'ydı.
II. Mahmud'un reformları oğlu Abdülmecid'in Tanzimat uygulamalarıyla devam etti. Ancak dertlere deva olarak sunulan Tanzimat icraatları kötü gidişatı tersine çevirip, özlenen baharı getiremedi. Bu fermanın gayrimüslimlerle ilgili hükümlerini daha da derinleştiren yeni bir fermandan başka bir şey olmayan Islahat Fermanı'nın zamanla gerek gayrimüslimler gerekse Batılı devletlerce suiistimale uğratılması, Müslümanlar'ın kendilerini asli vatanlarında gün be gün ikinci sınıf vatandaş hissetmelerine ve Tanzimat anlayışını sorgulamaya başlamalarına sebep oldu.
KIRIM SAVAŞI
Kırım Savaşı sırasında Avrupalı devletlerle ilişkiler gelişti. Savaş sürerken Sultan Abdülmecid, daha sonra da Sadrazam Reşid Paşa, Fransız elçiliğini ziyaret ettiler.
Osmanlı tarihinde ilk defa padişah ve sadrazam bir elçiyi ziyaret etmişti. Savaş sonrasında Sultan Abdülmecid, Fransız Elçiliği'nde tertip edilen baloya Légion d'honneur nişanını takarak katıldı. İlk defa bir Osmanlı padişahı bir baloya katılıyordu. Paris Antlaşması'ndan sonra ise Paris'teki Osmanlı Elçiliği'nde, Fransa İmparatoru III. Napolyon'un da katıldığı bir balo düzenlendi.
İstanbul'da savaş müddetince çok sayıda Avrupalı asker, subay ve onların aileleri yaşamıştı. Avrupalılar'ın, İstanbul sokaklarında görülmesi, Osmanlılar'ı onların yaşam tarzlarına alıştırdı ve Avrupa modası İstanbul'a girdi. Bütün Avrupalılar'a düşman gözüyle bakma azaldı. İngiliz ve Fransız elçilerinin Osmanlı yönetimi üzerindeki etkisi arttı. Bu savaştan sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda sadrazam ve nazır olabilmek için iki elçiliğin desteğini temin etmek önemli bir unsur hâline geldi.
ARTIK AVRUPALIYIZ
Savaşın sonunda düzenlenen Paris Konferansı'na savaşan bütün devletler katıldı. Osmanlı heyetinin başında Âli Paşa bulunuyordu.
Burada özellikle büyük devletlerin kendi çıkar çatışmaları ön plana çıktı. Osmanlılar bu antlaşmazlıkların kendilerine zarar vermemesi için büyük çaba gösterdiler. Uzun görüşmelerin ve diplomatik manevraların sonunda, 30 Mart 1856'da Paris Antlaşması imzalandı. Buna göre tüm devletler işgal ettikleri toprakları boşaltacak, Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı antlaşmayı imzalayan devletlerin garantisi altında olacaktı.
Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu'nun uygulamaya koyduğu Islahat Fermanı da antlaşmada zikredilerek onaylandı.
Osmanlı İmparatorluğu ilk defa Avrupa devletleri içerisinde yer almış ve toprak bütünlüğü ile bağımsızlığı Avrupa'nın en büyük devletlerinin garantisi altına girmişti. Artık kendimizi Avrupalı olmuş görmeye başlamıştık.
Tanzimat ile başlayan Batılılaşma süreci, dışarıdan bir saldırı korkusu olmadan devam ettirilebildi. Âli ve Fuad Paşalar kafalarındaki reformları rahatlıkla yapabildiler. Avrupa tarzı devlet yönetimi yavaş yavaş imparatorlukta uygulanmaya başlandı.
Avrupalılar günümüzde nasıl sözlerini tutmuyorlarsa o dönemde ataları da aynı şeyi yapmışlardı. Rusya, Paris Antlaşması'nın hükümlerine rağmen Osmanlılar'a karşı Balkanlar'daki milletleri silahlandırıp, isyana teşvik etti. 1877'de Osmanlı Devleti'ne savaş açtı. Avrupalılar, 21 yıl önceki antlaşmada taahhüt ettikleri bütün hususları unuttular. Osmanlı'yı Rusya karşısında yalnız bıraktılar. Bu savaşta Osmanlı Devleti büyük bir mağlubiyet aldı, Rus orduları Yeşilköy'e kadar geldiler.
Avrupalılaşma maceramız sırasında Osmanlı devlet adamları, Avrupalılar ne dedilerse yaptılar veya yapmaya çalıştılar. Ancak buna rağmen başımıza gelmedik bela kalmadı. Avrupalı devletler Osmanlı'yı milim milim doğrayarak milyonlarca metrekare toprak kaybetmemize ve milyonlarca Müslüman'ın göç etmesine ve ölümüne sebep oldular.
AVRUPALILAŞMA MACERAMIZ BÖYLE BAŞLADI
Osmanlı Devleti, 18. yüzyıla kadar kendi haşmetinden ve gücünden dolayı siyasi gelişmeler dışında Avrupa'da olup-bitenlere fazla dikkat etmemişti. Nevşehirli İbrahim Paşa, Avrupa'yı tanımak gerektiğini farkeden ilk Osmanlı sadrazamıydı. Avrupa devletlerinin İstanbul'daki elçileri ile düzenli ilişki kurdu. Ayrıca Osmanlı tarihinde ilk kez Avrupa devletlerine elçi gönderdi. Elçiler sadece askeri ve ticari antlaşma yapmaya gitmemişlerdi. Avrupalı devletlerin askeri gücü ve devlet yapısı ile ilgili bilgi edineceklerdi. İbrahim Paşa Viyana'ya (1719), Yirmisekiz Mehmed Çelebi Paris'e (1720-1721), Nişli Mehmed Ağa Moskova'ya (1722-1723) elçi olarak gittiler. Bu elçiler gittikleri yerde gördüklerini anlatan raporlar hazırlayarak, sadrazama sundular.
Artık dışarıya bakmayan Osmanlı dönemi sona ermişti.
Lale Devri'nin en önemli özelliği Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk defa yüzünü Batı'ya dönmesidir. Daha önce yapılan ıslahat faaliyetlerinde Osmanlı'nın geçmişi örnek alınırken, bu dönemden sonra yavaş yavaş Avrupa örnek alınmaya başlandı.
Ancak bu dönemde de Avrupa tam bir model değildi. Avrupa'nın tam olarak örnek alınması XVIII. yüzyılın sonlarında olacaktı.
1. Resmin açıklaması : Nevşehirli İbrahim Paşa
2. Resmin açıklaması : Paris Konferansı
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Atatürk’ün çok çocuk politikası acilen uygulanmalı (24.11.2024)
- ABD’nin ikiden fazla seçilen tek başkanı Roosevelt (17.11.2024)
- Atatürk’ün son sözü ‘aleykümesselam’ olmuştu (10.11.2024)
- 100 yıl önce Türkiye’nin ilk futbol şampiyonu: Harbiye (03.11.2024)
- ABD seçimlerinin sonucu iç savaşa yol açmıştı (27.10.2024)
- Osmanlı kimliği 150 yıl önce denenmiş fakat tutmamıştı (20.10.2024)
- Lübnan’ın düzenini Avrupalılar bozdu (13.10.2024)
- Gündemden düşmeyen antlaşma: Sykes-Picot (06.10.2024)
- Osmanlı’da canilere 2 türlü ceza verilirdi kısas ve diyet (22.09.2024)
- İstanbul’u sarsan esrarengiz kadın cinayeti (15.09.2024)