Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1922'de Irak'a gönderilen Şefik Özdemir Bey, İngilizler'e karşı isyan eden aşiretlerin başına geçip, bölgeye hâkim oldu. Ancak İngilizler'in karşı tedbirleri ve Şefik Özdemir Bey'in Türkiye'den destek alamayıp harekâtın sonuçsuz kalması, bize Musul'u kaybettirdi
İngiltere, petrolün günlük hayatta önemli bir oynamasıyla birlikte, Osmanlı hâkimiyeti altında bulunan Ortadoğu'yla çok yakından ilgilenmeye başlamıştı. Petrolün bol miktarda bulunduğu Irak da İngiltere'nin göz diktiği Osmanlı topraklarındandı.
PETROL, KAN VE GÖZYAŞI
Petrol bölgeye zenginlikten çok, kan ve gözyaşı getirecekti. Birinci Dünya Savaşı'ndan çok önce birçok İngiliz casusu arkeolog, böcek uzmanı, çiçek araştırmacısı kılığında bölgede araştırmalar yapmıştı. İngiltere, çok önceden beri Irak'ı işgale hazırlandığı için İtilaf Devletleri'nin Osmanlı İmparatorluğu'na 5 Kasım 1914'te savaş ilânından bir gün sonra Şattülarap'ın ağzındaki Fav Yarımadası'nı ele geçirdi.
İngilizler'in "Mezopotamya Seferi" adını verdikleri Irak Cephesi, Hindistan'ın Bombay şehrinden hareket eden, İngiliz ve Hintli birliklerden oluşan kuvvetlerin Basra Körfezi'ndeki Fav Yarımadası'ndan başlayarak Basra'yı işgali ile açılmıştı.
Osmanlı kuvvetleri 1916'daki Kutülamâre zaferine rağmen daha sonra toparlanan İngiliz birlikleri karşısında Irak cephesinde tutunamadı.
İngilizler, Mart 1917'de hiçbir savunmayla karşılaşmadan Bağdat'ı işgal etti. Osmanlı, 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak teslim oldu.
IRAK'IN İŞGALİ
İngiltere, Mondros Ateşkes Antlaşması hükümlerine aykırı bir şekilde 5 Kasım 1918'de Musul'u işgal etti. Ortadoğu'daki petrollerin paylaşımının Birinci Dünya Savaşı'nın en önemli sebeplerinden biri olması yüzünden İngiltere, işgalin ardından Musul'u elinde tutabilmek amacıyla her türlü yönteme başvurdu. Irak'taki aşiretler 1919'da İngilizler'e karşı mücadeleye başladı ve Osmanlı yönetiminden yardım istedi. Ancak İstanbul işgal altındaydı ve çaresizdi. Irak'tan gelen yardım isteğine cevabı iki yıl sonra TBMM hükümeti verecekti.
Yarbay Şefik Özdemir Bey, Mustafa Kemal Atatürk'ün emri ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa'nın talimatıyla 1 Şubat 1922'de Irak'ın kuzeyindeki İngilizler'i Misak-ı Milli sınırları dışına atmakla görevlendirildi. Arşiv belgelerine dayanan birçok kıymetli araştırmaya imza atan çalışkan tarihçi Zekeriya Türkmen, "Musul Meselesi, Askerî Yönden Çözüm Arayışları (1922- 1925)" isimli eserinde Irak harekâtını ve Şefik Özdemir Bey'in biyografisini teferruatlı olarak anlatır.
IRAK'TA TÜRK ASKERİ HAREKÂTI
Şefik Özdemir Bey komutasındaki birkaç Türk subayı ve Fransız ordusundan Türkler'e kaçan Tunuslu ve Cezayirli erlerden oluşan küçük bir askeri birlik haziranda Irak'a girdi. Kürt lideri Şeyh Mahmud Berzenci Türk desteğiyle İngilizler'e karşı ikinci defa harekete geçti. İngilizler'in Irak kralı atadıkları Faysal, işgal güçleri adına baskı ve şiddet uygulamasına rağmen halkın önemli bir kısmı Türk yönetimini istiyordu.
Şefik Bey, İngilizler'e arka arkaya ağır darbeler vurdu. 31 Ağustos 1922 Derbent Savaşı'nda İngilizleri mağlup edip, Kerim Fettah Bey'in yardımıyla Musul, Kerkük ve Süleymaniye'yi kontrolü altına aldı. İngilizler'in desteklediği Kürt lideri Simko'nun kuvvetlerinin tamamını imha etti. İngiliz Savaş Bakanlığı, hükümete sunduğu bir raporda ne Irak ordusunun ne de bölgede bulunan İngiliz birliklerinin Türkler'e bağlı aşiretleri durduramayacağını söylüyordu.
GÖKTEN BOMBA YAĞDI
İngilizler çeşitli vaatlerle Türk taraftarı aşiretlerin bir kısmını kendi taraflarına çekerken, direnenleri de sürekli havadan uçaklarla bombalayıp, aşiretlere Türkiye size yardım edemez, mesajı verdiler. İngilizler kendilerine direnen aşiretlere bombanın yanında bol bol da bildiri atarak psikolojik harp yapmışlardı.
İngilizler 1923 Nisan'ından sonra bölgedeki askeri kuvvetlerini takviye ederlerken, Şefik Özdemir Bey, Türkiye'den yardım alamadı. Bunda TBMM hükümetinde Musul'un diplomatik yollardan elde edilebileceği kanaati oluşmasının önemli rolü vardı. Şefik Özdemir Bey'e gönderilen telgrafta harekâtı durdurması isteniyordu. Bu emirle sarsılan Şefik Özdemir Bey, komutanlığa hiç olmazsa Revandiz bölgesinin Türk tarafında kalması için görüşmeler yapılması gerektiğini ve diplomasi için uygun zaman olmadığı cevabını verdi. Bu sırada Irak'ın güneyindeki Şii aşiretleri de Şefik Özdemir Bey'den yardım istemişlerdi.
İngilizler geçtikleri yerde taş üstünde taş bırakmayarak tahrip ederek halkı sindirmeye çalışıyorlardı. Bölge halkı İngilizler'in şiddeti karşısında göçe başlamıştı. Cephanesi azalan Türk kuvvetleri, kendilerini destekleyen Barzan ve Palik aşiretlerinin taraf değiştirmesiyle 1923 Nisan'ında iyice zor duruma düştü.
Şefik Özdemir Bey, İngiliz kuvvetlerine karşısında daha fazla tutunamayacağını anlayınca geri çekilmeye karar verdi. Ancak geri çekiliş yolları tutulmuştu. Türk birliği sarp dağlarda beş günlük zor bir yolculuktan sonra 29 Nisan'da İran'a ulaştı. Silah ve teçhizatını İran makamlarına teslim ettikten sonra 10 Mayıs 1923'de Van'dan Türkiye'ye geri döndü. Lojistik destek verilememesi yüzünden Şefik Özdemir Bey'in komutasındaki askerî harekâtın hüsranla sonuçlanması bize Musul'u kaybettirdi.
HATIRATI KAYIP
Kahire'de 1885'te doğan Şefik Özdemir Bey, İngiliz işgali altındaki Mısır'da yetişti. Soyu 16. yüzyılda Yemen ve Habeşistan'ı Osmanlı topraklarına katan Özdemir Paşa'ya dayanır. Birinci Dünya Savaşı başlayınca Türkiye'ye gelerek yedek subay olarak Osmanlı ordusuna katıldı. Filistin ve Suriye cephelerinde İngilizler'e karşı savaştı. Arapça, Fransızca ve İngilizce bildiği için Teşkilat-ı Mahsusa'nın, yani Osmanlı Milli İstihbarat Teşkilatı'nın gözdesi oldu.
İngilizler, 1918'de Halep'e girdiklerinde hastanede tedavi görüyordu. Taburcu olduktan sonra işgalden cesaret bulan Ermeni ve Arap eşkiyalarla mücadele etti. İngilizler'in takibi üzerine Irak'a geçti. Daha sonra Şam'a geri döndü. Türk-Arap Birliği'ni kurarak İngilizler'e karşı mücadele etti.
Türkiye'nin işgale başlanması üzerine Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle Hatay ve Gaziantep'te milis teşkilatını kurdu. Yarbay rütbesiyle Fransızlar'a karşı Gaziantep'te savaştı. 1922'de Irak'a giderek İngilizler'le mücadele etti. Ancak lojistik destek alamayınca İran üzerinden Türkiye'ye geri döndü.
Cumhuriyetin ilânından sonra Gaziantep'e yerleşerek ticaret ve müteahhitlik yapmaya başladı. 14 Nisan 1939'da Siirt milletvekili olarak TBMM'ye girdi. Yedinci dönemde de Gaziantep milletvekili olup 5 Ağustos 1946'ya kadar TBMM'de görev yaptı. Milletvekilliğinden ayrıldıktan sonra Toprak Mahsulleri Ofisi yönetim kurulunda görev yaptı.
İki çocuk babası 18 Mayıs 1951'de Şefik Özdemir Bey vefat ederek, Gaziantep Şehidliği'ne gömüldü. Şefik Bey'in ölümünden sonra hatıratı ve evrakının bulunduğu çantası kayboldu. Bir gün bulunursa bu harekâtla ilgili ilginç bilgiler öğrenebiliriz.
BOMBANIN YANINDA BİLDİRİ
Ahmet Uçar'ın yayımladığı belgeler, Irak'taki Kürtler'in bomba, kurşun ve bildirilerle sindirilmeye çalışıldığını göstermektedir. Bildirilerde şu ifadeler yer alıyordu: "Berzenci Şeyh Mahmud ve taraftarlarına... Mademki, daha önceki emir ve beyanları hesaba katmak istemiyorsunuz. Bu defakiler size uçak saldırılarının şiddetleneceğini bildiriyorlar. Siz köyleriniz ve sürüleriniz mitralyöz ve bomba ateşine tutulacaksınız. Bu bombalardan bazıları hemen değil, bir kaç saat sonra patlayacaktır. Kadınlarınızı ve çocuklarınızı güvenli yerlere koymanız tavsiye olunur. Bu saldırılar her türlü direnme ve muhalefetin sona erip şeflerinizin dize gelmelerine dek sürecektir. Dikkatli olun! Her türlü direnme boşunadır. Ne diye bir daha insan kanı dökelim?"