ERHAN AFYONCU

Almanlar, soykırımın babasını Namibya’da yaptı

Almanlar'ın soykırım tarihi Yahudiler ile sınırlı değil. Almanlar, sömürgecilik için 1904-1906'da Namibya'da 10 binlerce Herero ve Nama yerlisini katletmiş, çöle sürüp, susuzluktan ölmelerine sebep olmuştu. Esir aldıkları yerlileri ise köle olarak kullandı
Almanlar'ın Yahudiler'e karşı yaptığı soykırım hemen hemen herkes tarafından bilinir. Ancak bu hadiseden yalaşık 40 yıl önce Namibya'da yaptıkları soykırım fazla bilinmez. Türkiye'de de bu konu üzerine nadiren kalem oynatanlar vardır. Bunlardan biri olan İlyas Doğan "Devletler Hukuku" isimli kitabında konuyu anlatmıştır. Janntje Böhlke-Iyzen ise 2004'te yayımlanan "Kolonialschuld und Entschadigung, Der Deustche Völkermord an den Herero" (Sömürge Suçu ve Tazminat, Almanların Hererolara Soykırımı (1904-1907) isimli eserinde Namibya meselesini teferruatlı olarak anlatır.
ALMANLAR'A İSYAN
19. yüzyılın ortalarından itibaren Alman misyonerler, Namibya'ya gelmişlerdi. 1880'lerden itibaren ise bölge Alman sömürgeciliğine açıldı. Ancak her geçen gün hadiseler yerlilerin aleyhine gelişiyordu. Bu yüzden bölgede huzursuzluk arttı. 1903'ten sonra Alman göçmenler arasında isyan çıkacağı beklentisi oluştu. 1904 Ocak'ından itibaren çatışmalar arttı. Herero kabilesi kendilerine yapılan saldırılara karşı Alman çiftliklerini bastı. Misyoner Eigar Ren, 10 Şubat 1904 tarihli raporunda şöyle yazmıştı: "Almanlar korkunç bir nefret ve intikam hırsıyla dolular. Hererolar'ın kanlarına susadılar. Bu bağlamda temizlemek, asmak, son sağ adama kadar alaşağı etmek, özür kabul etmemek vs. gibi şeyler dışında bir şey duyulmuyor". Alman yönetimi, Güneybatı Afrika'daki göçmenlerin ve Alman kamuoyunun baskısı üzerine bölgeye yeni askerler ve vali gönderdi. 11 Haziran 1904'te Doğu Afrika'da Wahehe İsyanı gibi birçok özgürlük hareketini bastıran General Lothar von Trotha yeni vali olmuştu.
ÇÖLDE SOYKIRIM
Trotha, gemideyken savaş durumunu ilan etti. Hererolar Alman birliklerine mağlup olup, kaçtı. Sıkıştırılarak ıssız ve susuz Namib (Omaheke) Çölü'ne itildiler. Almanlar, generalin ifadesiyle Hererolar'ı susuz kum diyarında ölmeleri için çöle sürmüşlerdi. Trotha, su kuyularını kapattırıp, kadın ve çocuk dahil bütün Herero kabilesine ateş açılması emrini vererek yerlileri çöle göndermişti. Çölün Alman silahlarının başlattığı soykırımı bitirmesi planlanmıştı. Hererolar'ın müzakere teşebbüsünde Almanlar kabile temsilcilerini öldürdü. Alman yönetimi Trotha'nın stratejisinden memnundu. Buna karşın eski vali Leutwein, Hererolarla müzakere etmek için ısrar etti. Eleştirilerini şansölyeye ilettiğinde, izne çıkarıldı. Kasım ayında Trotha'nın savaşı askerleri tifo ve sıtmaya yakalanınca durdu. Bunun üzerine Almanlar taktik değiştirdiler. Kayser, misyonerler vasıtasıyla kalan Hererolar'ın kamplarda toplanmasını emretti. Silahını veren Hererolar, G.H. (esir Herero) harfleriyle işaretlenip, zincire vuruldu.
KAMPLARDA ÖLÜM VE TECAVÜZ
Herero tehdidi bitince Trotha 19 Ocak 1905'te sivil idareyle değiştirildi. Yeni vali Friedrich von Lindequist, Hererolar'ı misyonerlerin yardımıyla çalıştırmak için harekete geçti. 1906'da esir sayısı 24 bine ulaşmıştı. Dikenli tellerle dış dünyadan izole edilen kamplarda, esirlerin büyük bir kısmı öldü. Kamplardaki Herero kadınları ve kızları, Alman askerlerinin tecavüzüne uğradı. Hayatta kalan esirler tren yolu inşasında kullanıldı. 1905 Nisan'ından itibaren de tüzel kişiler kamplardan iş gücü elde etti. Woermann Armatörlüğü gibi büyük şirketler için özel kamplar bile kurulmuştu. Ağustos 1906'dan itibaren göçmenler de Herero esirlerini özel hizmetlerinde kullandı. Almanlar'ın sömürgeleştirme faaliyeti sonucunda Namibya'da 100 bine yakın yerli öldürülmüştü. Herero ve Nama kabilelerinin halklarının nüfuslarının büyük bir bölümü yok edilmişti.
GÜNEYBATI AFRİKA'DA ALMAN SÖMÜRGESİ
Almanya, sömürge konusunda geç kalan Avrupa devletlerindendi. Alman Güneybatı Afrika Sömürgesi olacak bölgeye yani Namibya'ya gelen ilk Almanlar, Ren Misyonerlik Cemiyeti üyesiydi. Misyonerler 1842'den sonra faaliyet gösterdi. 1883-1884 arasında Bremenli tüccar Lüderitz, Namibya'da bölgenin kabile reislerinden para ve tüfek karşılığında toprak satın aldı. Gelişen şartlar sonucunda Bismarck, "Lüderitz'in satın aldığı toprağı 24 Nisan 1884'te Alman koruması altına aldı. Devletten imtiyazlı özel şirketler bölgenin idaresinden sorumluydu. Bismarck "sömürge" ifadesinden kaçınarak "koruma bölgesi" tabirini kullandı. Lüderitz, bölgenin büyük kabilelerinden Hererolar ile anlaşamadı. Bunun üzerine Alman hükümeti, misyonerler aracılığıyla kabile reisleriyle koruma anlaşmalarını kuvvetlendirdi. Baskılar sonucunda bazı Herero grupları da anlaşma imzaladı. Hererolar için en önemli şey sığırlarıydı. Sığırları için sık sık mera değiştiriyorlardı. Bu durum yüzünden Almanlar, sınır belirleyemiyor, toprak sahipleri de toprak kullanım haklarını koruyamıyordu. Lüderitz, satın aldığı toprakları işletmede başarısız olup, batınca toprakları 30 Nisan 1885'te Alman Güneybatı Afrika Sömürgesi Şirketi'ne geçti. Şirket, Deutsche Bank, Dresdner Bank, Sal. Oppenheim gibi firma ve bankalardan mürekkepti. Kalabalık Herero gruplarından birinin reisi olan Maharero Tjamuaha, bir süre sonra kendisine vaat edilen anlaşmayı feshetti. Böylece Almanlar'ın Güneybatı Afrika'da resmi meşruiyeti ortadan kalkmıştı. Bu yüzden Bismarck, Yüzbaşı Francois komutasında 200 askeri Güneybatı Afrika'ya yolladı. Artık şirket sömürgesinden krallık sömürgesine geçiliyordu. Baskı üzerine Hererolar 1890'da Almanlar'la yeniden anlaştı. Tjamuaha 1890'da ölünce oğlu Samuel Maharero, Alman desteğiyle reis oldu. Ancak durumun halkının aleyhine geliştiğini gören Samuel Maharero, Witbooi- Nama'nın reisi Hendrik Witbooi ile Alman tehlikesine karşı birleşti. Almanlar bölgeye 200 asker daha gönderdi. Yüzbaşı von Francois, 12 Nisan 1893'te Witbooi'lerin en müstahkem yeri olan Hoornkranz'a saldırarak, katliam yaptı. Yerliler, sinmek yerine gerilla savaşına yönelince 1894'te bölgeye Theodor Leutwein vali olarak gönderildi. Leutwein İngilizlerden imrendiği "böl ve yönet" sistemiyle hareket etti. Böylece 1895'ten sonra Güneybatı Afrika'ya daha çok Alman geldi. 1898'den sonra hayvanları ve kendileri salgın hastalıklardan kırılan Hererolar'ın meraları Almanlar'ın eline geçti. Hererolar da Almanlar'ın yanında kırbaçlanarak işçi olarak çalışmaya başladı.
ALMAN GENERALİN SOYKIRIM DÜŞÜNCESİ
Soykırımın mimarı Von Trotha, amacını şöyle açıklamıştı: "Herero savaşçılarını savaş mahkemesinde yargıladım ve astırdım, tüm kadın ve çocukları ilanla birlikte çöldeki halka geri yolladım. Diğer yandan büyük oranda hasta olan kadın ve çocukların alınması birlik için ciddi bir tehlike, onları beslemekse olanaksız. Bu yüzden ulusun kendi içinde yok olmasını, böylece askerlerimizin, su ve gıdaların zehirlenmesinin engellenmiş olmasını daha doğru buluyorum. Ayrıca tarafımdan her hangi bir yumuşaklık Hererolar tarafından ancak bir zayıflık olarak mütalaa edilir. Şimdi ya kum denizinde ölmeli veya Botsvana sınırına hareket etmeliler. Bu isyan, benim 1897'de Doğu Afrika şansölyesine ilettiğim raporlarda belirttiğim gibi bir ırk savaşının başlangıcıdır, öyle de kalacaktır". Von Trotha Leutwein'e 27 Ekim 1904 tarihinde yazdığı bir mektupta şöyle demişti: "Doğu sınırının kapatılması ve kendini gösteren her Herero'ya uygulanacak terör, ben ülkede bulunduğum sürece devam edecektir. Ulus yok olmalı. Eğer bunu tüfekle başaramıyorsam, o halde bu şekilde gerçekleşmeli".
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.