Alman soytarı Böhmermann'ın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a şiir adı altında her türlü hakaret etmesi ve bu yüzden yargılanma süreci tartışılıyor. Konu birkaç gün önce Alman meclisinde tekrar gündeme geldi ve tartışmalara sebep oldu.
HEP AYNI SENARYO
Batılılar, asırlarca sanat adı altında dini ve milli değerlerimize hakaret ve küfür etti. 19'uncu yüzyılda da İngiltere, İtalya ve Fransa gibi ülkelerde sık sık Müslümanlar'ın dini ve milli konularına hakaret içeren tiyatro oyunu ve operalar sergilendi veya sergilenmek istendi. Bu dönemde tahtta bulunan İkinci Abdülhamid'in en çok üzerinde durduğu konulardan biri de bu tür oyun ve operaların sahnelenmemesiydi. Belgelere dayalı ilginç araştırmalara imza atan Ahmet Uçar, "Sultan, Güç ve Hassasiyet" isimli kitabında Osmanlı'nın son demlerinde bile bir dünya gücü olarak dönemin süper devletlerine müdahale edip, birçok oyun ve operayı yasaklattığını anlatır. Bu eserde sultanın oyunları nasıl engellediği şöyle anlatılır:
MEŞHUR OLMAK İÇİN
Tarih boyunca Avrupa'da İslamiyet'e ve Peygamberimiz'e saldırmak meşhur bir yazar olmak için ilk adımdı. Fransız yazar Henri de Bornier (1825- 1901), Fransız Bilimler Akademisi'ne üye olmak istiyordu. Daha önce yazdığı "Roland'ın Kızı" isimli oyunda İslam düşmanlığı yapmış ama fazla ses getirememişti. Bornier, 1888'de "Muhammed" isimli Peygamberimiz'e hakaret eden oyununu yazmayı bitirdi. Comedie Français'de sahnelenecek oyunun provaları yapılırken Peygamberimiz'e karşı hakaret içerdiği haberleri gazetelerde çıktı.
OYUN YASAKLANDI
Sultan İkinci Abdülhamid, Avrupa basınından durumu öğrenince oyunun engellenmesi için diplomatlara emir verdi. Osmanlı Hariciye Nazırı, yani Dışişleri Bakanı Said Paşa, Paris Elçisi Esad Paşa'ya telgraf çekerek harekete geçmesini istedi. Esad Paşa, hemen Fransız Dışişleri Bakanlığı nezdinde harekete geçti. Dışişleri Bakanı, konunun Eğitim Bakanlığı'nı ilgilendirdiğini, bakanla konuşacağını, ancak oyunun yasaklanmasının mümkün olabileceğini sanmadığını söyledi. Sultan Abdülhamid ise ısrarla yasaklanmasını istiyordu. Osmanlı yönetimi, Fransa'nın İstanbul elçisini defalarca uyardı. Osmanlılar'ın Paris ve Fransızlar'ın İstanbul elçilerinin teşebbüsleriyle oyunun sahnelenmesi 1890'a kadar engellendi. Bornier'in oyununun 1890'da tekrar sahnelenme girişimi, Osmanlı yönetiminin baskısı sonucu yine engellendi ve oyun bütün Fransa'da yasaklandı.
HİÇBİR ÜLKEDE OYNANAMADI
Henri de Bornier, Fransa'da yasaklatılınca oyununu İngiltere'de sahneletmek için harekete geçti. Ancak Osmanlı yönetimi yaptığı diplomatik teşebbüslerle oyunun İngiltere'de de sahnelenmesini engelledi. Ardından oyunun İtalya'da oynanması gündeme gelince Osmanlı yönetimi tekrar devreye girdi ve orada da oynanamadı. Yazar ve organizatörler oyunu Avrupa'da sahneleyemeyince ABD'de oynatmak için teşebbüs ettiler. Osmanlı yönetiminin yeni dünyada da devreye girmesiyle Başkan Cheveland oyunu sahnelerden kaldırttı.
MüslümanlarOsmanlı'yaminnettar
OyununFransa'da yasaklanması bütün dünya Müslümanlar'ı arasında sevinç gösterilerine sahne oldu. İngiltere'de Hintli ve İngiliz Müslümanlar'ın kurduğu Liverpool İslam Cemiyeti ikinci başkanı Rafiüddin Ahmed, 1890'da İkinci Abdülhamid'e gönderdiği mektubunda, "Oyunun yasaklanması sebebiyle halifeye şükranlarını arzetti. Oyunun yasaklanması üzerine başta Bombay ve Kalküta olmak üzere Hindistan'ın her tarafındaki Hindistan Müslümanları sevinç gösterileri yaptılar, hatta mevlidler okuttular.
Kalküta Müslümanları Edebiyat Cemiyeti Genel Sekreteri Abdüllatif Bahadır Han, Londra'da yayımlanan bir dergiye 13 Mayıs 1890'da "Müslümanların İncinmesi Önlendi" başlıklı uzunca bir mektup göndererek, Peygamberimiz'e hakaret eden oyunun yasaklanması karşısında Hindistan Müslümanları'nın memnuniyet ve teşekkürlerini bildirmişti. Mektup, daha sonra İngiliz "The Overland Mail" gazetesinde de yayımlandı.
Peygamberimiz aleyhine olan oyunun yasaklanması Hollanda sömürgesi olan Endonezyalı Müslümanlar arasında da sevinçle karşılandı. Batavya Şehbenderi (Konsolosu) Ahmed Rıfkı, 10 Ocak 1891'de Osmanlı Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği mektupta bölge Müslümanları'nın memnuniyetini aktardı.
Fatih Sultan Mehmed aleyhtarı oyunlar
Fatih'in İstanbul'u fethi Hıristiyan dünyasının en büyük kaybıydı. Bunu unutmadılar. Fatih'i ve fethi kötülemek için ciltler dolusu kitaplar yazdılar, şiirler kaleme aldılar, tiyatro oyunları sahnelediler. Uydurma bilgiler, asırlarca Batı'da tiyatro yoluyla tarihi hakikat gibi olarak halka sunulmuştu. Batı'da Fatih ile alakalı en meşhur piyes "İrene ve İkinci Mehmed"di. Baştan sona uydurma olan oyunda Fatih, yeniçerileri tatmin etmek için aşık olduğu İrene'yi öldüren katil bir hükümdar olarak takdim edilir. Voltaire, bile İrene meselesi üzerine Fransızca yazılmış "İkinci Mehmed" adlı oyun hakkında, yazarına gönderdiği mektupta "İstiklâlini kaybetmiş milletler, fatihlerine daima böyle korkunç, olur olmaz şeyler isnat ederler" demişti.
İrene hikâyesi kadın ve erkek kahramanların adı değiştirilerek birçok Doğulu hükümdar hakkında sergilenmişti. Bunlardan biri de İtalyan yazar Rossini'nin yazdığı ve bestelediği "İkinci Mehmed" adlı operaydı. Daha önce "İtalya'daki Türk" adlı eseri ile Müslümanlar'a kinini kusan Rossini'nin bu eseri, 1824 ile 1852 arasında dört defa yayımlanmıştı. Eserin yazılış sebebi, Batı'da Yunan isyanına destek olmak ve Yunanlılar arasında Yunan milliyetçiliğini canlandırmaktı.
Rossini, "İrene ve İkinci Mehmed"in yeni bir varyantından başka bir şey olmayan uydurma oyununda, sadece tarihi olayları tahrif etmekle kalmamış, Türkler'e, İslâmiyet'e ve Osmanlı'ya karşı, her türlü kin ve nefretini kusmuştu.
1893 sonlarında, Batı'da Yunanseverlik ve Girit meselesi yine gündemdeydi ve milli birliğini yeni kuran İtalya, Osmanlı aleyhine her türlü rolü oynamaya hazırdı. Böyle bir ortamda, Rossini'nin "İkinci Mehmed" operasının bir benzeri İtalyan sahnelerinde yeniden oynatılmaya başlanmıştı. Oyunun adı ve konusu aynı, yazarı farklıydı. Bu defa Bolirci Fabris yazmıştı. İkinci Abdülhamid piyesten fevkalade rahatsızdı. Hemen Hariciye vekiline, Roma sefirimiz vasıtasıyla harekete geçilmesi emrini verdi. Ancak İtalya'nın cevabı pek tatmin edici değildi. İtalya hükümeti ısrarla oyunun farklı olduğunu, bu yüzden yasaklanmasını ve adının değiştirilmesine gerek olmadığını ileri sürdü. Bununla birlikte, eğer piyeste "Fatih ve Osmanlı aleyhtarı herhangi bir unsur bulunursa" piyesin yasaklanacağı hususunda teminat verdiler.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.