ERHAN AFYONCU

Afrika'nın kaderini Osmanlı değiştirdi

Türkiye'nin Afrika'ya olan ilgisi bundan 500 yıl öncesine dayanıyor. Kuzey, Orta ve Doğu Afrika 16'ncı yüzyılda Endülüs devletinin durumuna düşüp, Hıristiyanlaşmaktan Osmanlı sayesinde kurtulmuştu. Ancak Batı ve Güney Afrika ülkeleri aynı şansa sahip olamadı...
Cumhurbaşkanımızın Afrika seyahati, bana 16. yüzyılda Osmanlılar'la Avrupalılar arasında Afrika'da yaşanan büyük mücadeleyi hatırlattı. Osmanlı İmparatorluğu'nun 16. yüzyılda dünya siyasetine yön verecek bir duruma gelmesi Kuzey, Doğu ve Orta Afrika'nın tarihi gelişimini de yakından etkiledi. 1492'de Endülüs'ün son kalıntısı olan Gırnata'nın düşmesinden sonra İspanyol ve Portekizliler, Kuzey Afrika'ya yerleşmeye başladı. Osmanlı İmparatorluğu, Barbaros Hayrettin Paşa ile denizlerde etkin bir hâle gelince Kuzey Afrika'da, Avrupalılar'la hakimiyet mücadelesine girdi. Habsburglar'ın Kuzey Afrika'yı ele geçirmeleri bu bölgelerdeki Türk korsanlarıyla Osmanlılar'ın işbirliği yapması sayesinde önlendi.

KUZEY AFRİKA'DA TÜRKLER

1516'da Cezayir'i ele geçiren Barbaros kardeşler, İspanyollar'a karşı koyabilecek durumda değillerdi. Bu yüzden Barbaroslar, Cezayir'de Osmanlı hakimiyetini tanıyarak kendilerini sağlama almışlardı. Nitekim Cezayir'i işgal etmek isteyen İspanyollar 1541'de bozguna uğratıldı.
1551'de Turgut Reis Trablusgarb'ı, yani Libya'yı Osmanlı hakimiyetine soktu. Tunus kesin olarak 1574'te fethedildi. Osmanlı hakimiyeti Fas'a kadar ilerlemişti. Fas'ta başlayan taht kavgasına müdahale edilerek burasının Portekiz himayesine girmesi önlendi. 4 Ağustos 1578'de Fas'ta yapılan Alkazar Savaşı'nda Portekiz kralı öldürüldü ve bu ülkede Osmanlı himayesi dönemi başladı.

AFRİKA İÇLERİNE GİRİLDİ

Osmanlılar'ın Kuzey Afrika hakimiyeti kıtanın içlerinde bulunan ancak sahille ilişkileri sebebiyle İspanyol ve Portekiz nüfuzu altına giren bugünkü Nijerya, Nijer, Çad, Mali devletlerinin topraklarında hüküm sürmekte olan Bornu, Songay, Timbuktu sultanlıkları gibi Müslüman devletlerini de kurtardı. Bu sultanlıklar Osmanlı padişahını halife olarak tanıyıp, tâbi oldular.
Osmanlılar'ın, Habsburglar'ın İspanyol kanadını Kuzey Afrika'dan uzaklaştırarak, burada hakimiyet kurmaları, bu bölgelerin Hıristiyanlaşmasını ve sömürgeleşmesini önledi. Eğer Osmanlılar'ın müdahalesi olmayıp, İspanyol ve Portekiz hakimiyeti sürseydi bugün buralarda durum çok farklı olurdu. Akdeniz'de ve Kuzey Afrika'da hakimiyet kuramayan Habsburglar bütün dikkat ve güçlerini Atlantik ötesindeki yeni sömürgelerine kaydırdılar. Bu durum da Amerika kıtasının sömürgeleştirilmesini hızlandırdı.

SÖMÜRGELEŞTİRİLMEYİ ÖNLEDİ

15. yüzyılın sonlarından itibaren denizlerde büyük bir üstünlüğe sahip olan Portekiz, Afrika'nın doğu ve batı sahillerindeki Müslüman sultanlıklara saldırarak birçok yeri harap etmiş, bir kısmında da hakimiyet kurmuştu. Osmanlı İmparatorluğu, Kızıldeniz'i ele geçirdikten sonra, Afrika'nın doğusunda Mozambik'e kadar olan bölgeyi Portekizliler'in işgalinden kurtardı. Habeşistan'a hakim olan Osmanlılar'ın nüfuzu Kenya'da Mombasa'ya kadar yayıldı. Böylece bu bölgelerin Avrupalılar tarafından sömürgeleştirilmesi uzun süre önlenmişti.

PORTEKİZ İLE MÜCADELE
Portekizliler, 1500'lerin başından itibaren Hint Okyanusu'nda ve Doğu Afrika'da sömürgeciliğe başlamışlardı. Vasco de Gama'nın 1497'de Afrika'yı dolaşmasından üç yıl sonra Portekizliler, Hint Okyanusu'na açıldı. Uğradıkları her yeri vergiye bağladılar. Afrika yerlileri direnmeye çalışınca Portekizliler her yeri yakıp, yıktı. Portekiz donanması Sudan ve Somali kıyılarında ölüm saçtı. Haçlı gemileri kıyılarda bulunan Makdişu (1499), Berâve (1506) gibi Somali şehirlerini acımasız bir şekilde bombardımana tuttu. Portekizliler 1507'de Kızıldeniz'e ulaştı. 1513'te ise Müslüman Sudan'ın merkezi olan Sevakin'e saldırdı. Portekiz korsanları, Aden Körfezi'ne yerleşerek Müslüman ticaret gemilerini yağmaladı.
Portekiz, bölgedeki 700 yıllık İslam medeniyetini yok etmek üzereydi. Bölgenin en önemli Müslüman gücü olan Memlük Devleti bütün çabalarına ve Osmanlı'dan aldığı donanma ve denizci yardımına rağmen Portekizliler'le baş edemiyordu. Tam bu sırada 1517'de Yavuz Sultan Selim'in Memlük Devleti'ni ortadan kaldırıp Mısır'ı ve Arabistan Yarımadası'nın önemli bir kısmını Osmanlı topraklarına dahil etmesi bölge dengelerini büyük oranda değiştirdi. Portekiz karşısında zor duruma düşen Afrika'daki Müslüman hükümdarlar Yavuz'a haberci göndererek ondan yardım istedi. Osmanlılar'ın müdahalesiyle birlikte bölgenin kötü gidişatı değişti. Cengiz Orhonlu, Ahmet Kavas ve Nikolay Aleksiyeviç İvanov'un araştırmaları bölgedeki Osmanlı hakimiyetini teferruatlı olarak anlatır.

OSMANLI'NIN AFRİKA TARİHİNİ ORHONLU VE KAVAS YAZDI
Osmanlı, yalnızca Türk değil, dünya tarihinin de gördüğü en büyük imparatorluklardan birisiydi. Buna mukabil bu imparatorluğun tarihi tam manasıyla yazılamamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun Afrika sınırları haritalarda sadece Kuzey Afrika'da bir kıyı şeridi olarak görülür. Bu külliyen yanlıştır! Çünkü Osmanlı sınırları Afrika'nın içlerinde Kenya'ya kadar uzanıyordu.
Rahmetli Cengiz Orhonlu ile Ahmet Kavas'ın yazdığı kitap ve makaleler Afrika'nın Osmanlı tarihindeki yerini ortaya çıkarmıştır. Rahmetli Cengiz Orhonlu, kendisine bölgedeki Osmanlı hakimiyetiyle ilgili soru soran bir Afrikalı'ya yeterince cevap veremediğini farkedince bu konuda geniş bir araştırma yapmış ve 1976'da yayımladığı "Osmanlı İmparatorluğu'nun Güney Siyaseti: Habeş Eyaleti" isimli muazzam eseriyle bölgedeki Osmanlı tarihini aydınlatmıştır.

OSMANLILAR ETİYOPYA'DA
Osmanlılar, Portekiz tehlikesinin artması üzerine 1550'lerden itibaren yeniden Hindistan ve Doğu Afrika ile ilgilendi. Arka arkaya Hint seferleri yapıldı. Kanunî, 1555'te Özdemir Paşa'yı yeni kurulan Habeş eyaletinin beylerbeyi tayin etti.
Babasının ölümünden sonra Habeş beylerbeyliğine tayin edilen Özdemiroğlu Osman Paşa da bölgede Osmanlı hakimiyetini genişletti. Hıristiyanlar karşısında gerileyen Müslümanlar, Osmanlı yardımıyla tekrar kuvvetlendi. Eritre ile Sudan tamamıyla Müslümanlar'ın eline geçti ve buralardaki Hıristiyan hakimiyeti sona erdirildi.
1555'te kurulan Habeş Beylerbeyliği, zamanla Doğu Afrika'daki Mombasa'ya kadar uzanan ve bugünkü Sudan'ın bir kısmı ile Cibuti, Eritre. Etiyopya ve Somali'yi içine alan bir beylerbeylik haline geldi.
Osmanlılar, Habeş Beylerbeyliği'ni kurduktan sonra Doğu Afrika'da hakimiyet tesis etmişlerdi. Ancak bölgenin tamamını bu beylerbeyliğine bağlamadılar. Adel, Funcistan ve Yukarı Nubiya, Habeş eyaletine dâhil edilmeyip, Osmanlı'ya tabi Müslüman sultanlıklar olarak kaldı. Bu sultanlıklar ise bölgede İslamiyet'i yaydı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.