Mavi kan!

BUGÜN Ukrayna'dan liderinden, Almanya'daki darbecilerden, Putin'in KERÇ Köprüsü'nü otomobil ile geçmesinden ve Haziran'da yapılacak seçimlere uzanalım...
Time dergisi, Rusya'nın işgaline karşı ülkesinde ve dünyada "direnişin sembolü" olan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'i, "yılın kişisi" seçti. Time Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Edward Felsenthal yaptığı açıklamada, "Ukrayna savaşı, ister umut ister korku uyandırsın, Vladimir Zelenskiy, dünyayı yıllardır görmediğimiz şekilde seferber etti. Bu yılki seçimin sonucu hiç bu kadar net olmamıştı..." ifadesini kullandı. Cesaretin korku kadar bulaşıcı olabileceğini kanıtladığı için Vladimir Zelenskiy bu ödüle layık görüldü. Elon Musk, Jeff Bezos, Tom Cruise, Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak, K-pop grubu BTS, iklim aktivisti Greta Thunberg, YouTuber MrBeast, İran'daki kadın eylemciler, diğer adaylar arasında yer alıyordu. Ancak ipi Zelenskiy göğüsledi...
Kiev'de kalsa da kaçmasa da Ukrayna'nın sesini duyurmak için yollara da çıksa GELECEĞİ okuyamayan bir lider profili vardı önümüzde. Devlet Başkanı olarak elbette kaçmayacaktı.
Elbette cesaret verecekti.
Aksi mümkün değil. Ancak bütün bunların olmaması için alacağı karalar yapacağı çok şey vardı. Hiçbirini yapmadı. Milyonlarca Ukraynalı evinden yurdundan oldu. AZAK DENİZİ tamamen gitti.
Ülkenin en değerli limanları ve yeraltı zenginliklerinin olduğu bölgeler Rusya'ya geçti. Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaparorijya bölgeleri kaybedildi... Bütün ulaşım ve iletişim tesisleri yok edildi. Koca bir ülke neredeyse haritadan silindi...
Amerikalılar'a da Vladimir Zelenskiy'i "YILIN ADAMI" seçmek kaldı. O da oldu!
Ukrayna gidince AVRUPA'nın oradan başlattığı defans çökünce ALMANYA da karıştı.
İki dünya savaşı ile istediğini almak isteyen ancak başarılı olamayan ALMANYA şimdi de eldekini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya... Ülke üç gündür DARBECİ PRENS'in yaptıkları ile çalkalanıyor.
Resmi açıklamalar, 25 kadar darbecinin tutuklandığı yönünde.
Ancak ELEKTRİKLERİ KESEREK BÜTÜN ÜLKEYİ ELE GEÇİRMEYİ DÜŞÜNEN BİR YAPI, 25 KİŞİYLE Mİ HAREKET EDECEKTİ? Bu soru pek sorulmuyor! Bu mümkün mü? Elbette değil! Ya DARBECİLER çok daha fazla oldukça etkili bir asker desteği aldı ya da olması muhtemel bir kalkışmanın önü bu operasyonla kesildi!
Çünkü Rusya UKRAYNA'da baskıyı artırdığında yıkılan BERLİN oluyordu. Ve orada bir değişimi zorluyordu.
'Prens 13. Heinrich'in darbe planının başında olduğu, Almanya'nın doğusundaki küçük bir eyalette hüküm süren 700 yıllık soylu bir aileden geldiği, Reuss Hanedanı adına hareket ettiği, hanedanda ailenin erkek üyelerine geleneksel olarak "Heinrich" ismi verildiği, darbe planlarının, AİLENİN 1918'e kadar hüküm sürdüğü Thüringen'de yapıldığı bilgileri sızdı...
Kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak gören ve iç istihbaratın 2021 raporuna göre, 21 binden fazla kişinin yer aldığı grubun yüzde 5'ini, aşırı sağcılar oluşturuyor. PEKİ rakam bu kadar mıydı? Ve 25 kişi dışındaki kitle kimlerden oluşmaktaydı? İşte saklanan kısım da o...
Darbeci PRENS olarak manşetlere taşınan Heinrich XIII motivasyon olarak gazetelerde olmayan bir dili kullanıyordu.
Birinci Dünya Savaşı'na ALMANYA EKONOMİK GEREKÇELERLE bilerek isteyerek sokuldu. Bu savaşa ihtiyacımız yoktu. Ama oldu.
İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi rejiminin sonunu getiren müttefik devletler, ellerini hiçbir zaman ALMANYA'dan çekmedi. İnsanlar bilmese de bizi gizli gizli yönettiler..." diyordu... Asıl sorunun, yıkılışın BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ile başladığını aktaran Darbeci PRENS Heinrich XIII, Ocak 2019'da İsviçre'nin Zürih kentindeki WorldWebForum'da "Mavi kanlı seçkinlerin yükselişini ve düşüşünü deneyimleyin" başlıklı bir konferans verdi.
Ve burada "Birinci Dünya Savaşı'na Almanya'yı iten ve zorlayan Rothschild Ailesi'dir..." dedi. Hakarete varan çok ileri şeyler de söyledi... Yani darbeci prens uzun soluklu bir savaşa hazırlanmış eski defterleri açmıştı... Ancak şimdi hepsi toplandı... EN azından açıklanan kısmı...
Rusya'nın işgalinin sonuçlarından biri muhtemelen AB'nin dağılması, herkesin kendi yoluna gitmesi olacaktı.
Kolay mı? Değil. Ancak şu an ALMANYA AB'den istediği gücü ve desteği alamıyor. ABD'ye karşı kurulan ittifak, Washington'un baskısı, Moskova'nın iştahıyla çatırdıyor. Olan bu. AB kaybetse de en büyük zararı ALMANYA görüyordu.
İddiası da etkinliği de gücü de budanıyordu...
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de dün savaşla ilgili konuşuyor ve "Ukrayna'ya yönelik askeri müdahale uzun soluklu olacak.
Sonuçların zaman alması son derece doğal... "diyordu.
"Almanya'yı ALMANLAR yönetmiyor" itirazı sadece darbeci Prens Heinrich XIII ve arkadaşları ile sınırlı değildi.
Kalmayacaktı. Putin'in dediği gibi SAVAŞIN boyu uzadıkça AB'deki sıkıntılar geniş alana yayılacaktı. ABD'nin ekonomik hamleleri Rusya'nı askeri adımları AB'yi köşeye itiyordu. Bu basınç hesap edilen ya da edilmeyen sonuçlar doğurabilirdi!
DARBECİ PRENS daha ilk adımdı!
İşte bu İKLİMDE Kemal Bey birkaç gün sonra ALMANYA'ya gidecekti.
Ve orada büyük ilgi görecek büyük destek alacaktı.
AVRUPA arada kalmışlığını ancak böyle atabilirdi. İç içe geçmiş pek çok konu gelip Haziran 2023'te sandığa yansıyacaktı...
Jeremy Rifkin'in de Almanya'da bulunacak olması oradan alınacak desteğin büyüklüğünü şiddetini göstermekteydi. Almanya hem kendi için hem AB için çıkış aradıkça üzerindeki basınç artacaktı. Putin'in durduğu yerde NÜKLEER TEHDİDİ diline dolaması boşuna değildi... Karşısında eriyen biten bir UKRAYNA varken NÜKLEER tehdit kimeydi? Kiev'e olmadığı açık değil mi... Türkiye sandık başına gidene kadar belli ki çok şey olacaktı...