TÜRKIYE Haziran 2023'e giderken, çok az kişinin anladığı anlayacağı gelişmeler olmakta. Belli ki bu tempo yakında daha da artacaktı...
Ne anlatmak istiyorum?
Önce kısa bir hatırlatma...
24 Şubat'tan bu yana yani Rusya'nın Ukrayna'ya girdiği tarihten beri savaşın aslında AVRUPA BİRLİĞİ'ne karşı olduğunu yazıyorum.
Biliyorum kimse benim gibi düşünmüyor.
Kimse benim gibi bakmıyor.
Olabilir. Ben fikrimi yazıyor, gördüklerimi paylaşıyorum. Küresel savaşın, UKRAYNA'daki cepheler üzerinden ilerlediğini görüyorum.
Putin'in, Merkel'i, Schröder'i, Steinmeier'i yanıltmasının nedeni de bu. Aradaki çok iyi ilişkiler bir anda terse döndü. Kuzey Akım- 1'den sonra hayata geçecek olan Kuzey Akım-2, ortaklığı TAÇLANDIRACAKTI. Ancak ABD'nin baskısıyla Rusya ile yapılan gizli toplantılarla oyun SAVAŞA dönüştü. Kaybedenin AVRUPA olduğu bir mücadele başladı...
27 üyeli birliğin yani AVRUPA'nın bu rüzgara karşı koyma şansı yoktu. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kendi içinde huzuru bulan, söylenmese de ABD'ye karşı ayağa kalkan AVRUPA Rus enerjisine muhtaçtı. KÜRESEL EGEMENLİK
PLANLARINI buna göre yapmaktaydı.
Bu yolla KÜRESEL HEDEFLERE ulaşılacaktı...
Buradaki tek hata Moskova'ya OLAN AŞIRI GÜVENDİ...
Bunların dışında sık sık "AVRUPA BİRLİĞİ kendi varlığı, kendi çıkışı için 6'lı masayı iktidara getirmek zorunda" diye de yazdım.
Hatırlayın... Küresel satrançta Türkiye'nin kaplayacağı alan maçın gidişatını değiştirirdi.
Bu SIR da değildi. Başkan Erdoğan'ın kazanması başka, 6'lı masanın kazanması başka bir TÜRKİYE doğururdu... Bu nedenle gideceğimiz seçimler CUMHURİYET TARİHİNİN en önemli en kritik seçimiydi...
Bizim için olduğu kadar dünya için de böyleydi.
Pek konuşulmaz yazılıp çizilmez ancak AVRUPA öteden beri Türk siyasetinde etkiliydi.
Dünya üzerindeki iki EKOL'ün anavatanı orasıydı. Jeremy Rifkin'den de görüldüğü gibi AVRUPA ile bütünleşen bir ABD de vardı... EN azından bir tarafı... Yıllardır yazmaya çalıştığım da buydu... 6'lı masa AVRUPA hayali kuran bir ekipti. Bir oluşumdu. İsimler başka da olsa partiler farklı da olsa gittikleri kulvar aynıydı.
Varacakları adres de belliydi. Bu nedenle 6'lı masada aslında tek bir oyuncu vardı. Fosil yakıta savaş açan küresel ısınma üzerinden ABD'ye, Dolar'a yüklenen yeni bir sistem için uğraşan, eski egemenlerin pabucunu dama atmak isteyen bir güçtü bu. Anavatanı AVRUPA'ydı. ABD'de elbette güçlü bir ağa sahiptiler. Ve bu güç, elinde devasa miktarlarda parayı tutuyordu. Bankacılık ve finans bunların işiydi.
Davos'tan Frankfurt'a oradan da Wharton School'a kadar uzanan çok geniş bir yetki alanına sahiplerdi. Tüm AVRUPA arkalarındaydı. Koca bir eksene hitap ediyorlardı.
Dünyayı değiştirmek, ABD'yi sollamak için de DÖNÜŞÜM ŞARTTI. Bunu AB'den başlatıyorlardı. Tam bu arada gelen hamlenin ne amaçla yapıldığını bilen ABD devreye girdi. "Sadece biz değil sen de gidersin!" diyerek Putin'le masaya oturuldu. Savaşla başlayan dönüşümün önünü tıkadılar.
AB hiç düşünmediği KARA GÜNLERİ görmeye başladı.
Bütün konular tartışmalar UKRAYNA üzerinden yürüse de KİEV sadece kullanılan bir enstrümandı. Arka plandaki kavga dehşetti. İşte bu savaş nedeniyle sık sık "AVRUPA, 6'LI MASA İLE YÜRÜMEK ZORUNDA" diye not düştüm.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Ey dünya seninle rekabet etmeye geliyoruz, 3 Aralık'ı bekle" ifadeleriyle duyurduğu VİZYON TOPLANTISININ DA ÇÖZÜLMEYE DEĞER KOD'LARI BULUNMAKTAYDI.
"İkinci Yüzyıla Çağrı" başlıklı toplantıda; CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Faik Öztrak, bunca zamandır yazdıklarımı onaylıyordu...
Öztrak "...Feraha kavuşmak için iki önemli çapamız var: Güçlü Türkiye, Güçlü Avrupa'dır.
Türkiye'nin geleceği, demokratik kurallı dünyadadır. AB üyelik müzakerelerini canlandıracağız.
İkinci çabamız ise, hızla hayata geçireceğimiz yeni nesil kalkınma stratejimiz olacak. Bu, hem ülkemizi ferahlatacak, hem de kalıcı refaha ulaşmamızın önünü açacak..." diyordu. Yani hem YEŞİL DÖNÜŞÜMÜ anlatıyor hem de AVRUPA ile aynı yolda olduklarını ilan ediyordu.
Kemal Bey'in danışmanı Rifkin de konuşmasında, ülkedeki genç nüfusa vurgu yaparak "Türkiye'de genç bir kuşak var. Bu büyük dönüşümü gerçekleştirebilirler" dedi. Yani AVRUPA ile yürüyeceğiz, oyunu değiştirip FOSİL YAKITI gömeceğiz diyordu. Bu sadece petrol üreten Müslüman ülkeleri ilgilendiren bir konu değildi! ABD'yi de Rusya'yı da yakından ilgilendirmekteydi.
Trump gelir gelmez niye PARİS ANLAŞMASI'ndan ülkesini çekiyordu. PETROL ve SİLAH LOBİSİ bastırdığı için... Peki dünyanın çeşitli yerlerinde niye fazla ORTADOĞULU görüyorduk? FOSİL yakıttan sonrasına hazırlık için olabilir mi!
Devam...
Jeremy Rifkin bence ilk adımdı. Kendi alanında önemli bir isimdi. Bu CHP'ye ne kadar geçer geçmez bilemem. Ancak yerleşik EGEMEN GÜCE karşı hamle yapanların başında geliyordu.
Çin'e kadar etkisi vardı. Savaşın kısa zamanda bitmeyeceği öngörüldüğünden AVRUPA'nın kabustan kurtulması için yapılacaklar listesinde ilk sırada TÜRKİYE'deki seçim vardı.
6'lı masa, Rifkin'li masa seçimi alırsa iktidar değişir değişmez asıl kaybeden RUSYA olacaktı.
Putin 3 ay dayanamazdı.
AVRUPA Türkiye üzerinden rahatlar, savaşla başlayan oyun bozulurdu. Pek çok başkentte deprem meydana gelirdi. Küresel mücadelede AVRUPA, Rifkin'in belirttiği gibi ön alırdı... Büyük kaybeden ise ABD olurdu...
Denge böyleyken seçime asla ve kat'a sadece içeriden bakılmamalıydı. Washington da Londra da Moskova da Pekin de potadaydı!
Kemal Bey'in ALMANYA ziyaretinden sonra AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİ ile ilgi muhtemelen çok ileri sözler duyacağız. Kapıların açılacağı bile söylenebilir. Daha önce masaya hiç gelmemiş şıklar havada uçuşabilir. Benim için hiç sürpriz olmaz. Çünkü AVRUPA'nın tek çıkış yolu Türkiye... Bunu da 6'lı masa ile yaptılar! Aksi hüsran... Konu bu!
Derin mi derin.
Ancak gerisi teferruat...
Peki ABD ve Rusya bunu bilmiyor mu? Biliyor elbette.
Gereğini de yapacaklardır... Bu nedenle 6'lı masanın işi çok mu çok zor... Küresel çapta böyle çünkü...