Büyük güçlerin, büyük hesapları olur. Bu ABD için de, Çin için de, İngiltere için de, AB için de, Rusya için de böyledir. Kabaca savaş da, bu güçleri meydana getirenler arasındadır. Anlaşılmayan da budur. İttifaklar, aynı soydan gelmeler, aynı dine mensup olmalar bu savaşı engellemez. Öyle olsa savaş tarihi yazılmazdı. Rusya ile Ukrayna'ya bakın! Dilleri de, dinleri de, tarihleri de, neredeyse bir. Ancak binlerce insan öldü, ölüyor. Milyonlarca insan evinden yurdundan oluyor olmakta. Acı ve gözyaşı her yerde... O zaman olan biteni iyi anlamak şart.
Rusya'nın Ukrayna'ya girmesi KÜRESEL bir planın uygulamaya konulmasından başka bir şey değildir. Enerji kartını açan Rusya, ardından tahıl silahını çekti. Etkilenmeyen ekonomi kalmadı. Pandemiden çıkan dünya, savaşın sonuçlarıyla yüzleşti. Fiyatlar uçtu, enflasyon patladı, ödemeler dengesi bozuldu, ülkelerin idealleri saptı. İŞTE HEDEFLERİNDEN SAPANLARIN BAŞINDA AB ile ÇİN geliyordu...
Açalım biraz...
Çin'de karantinalar, ağır kısıtlamalar, tüketici güvenini ve ekonomik büyümeyi engelledi. Geçtiğimiz hafta Şanghay da gençler, "ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ" diye yürüdü. Shenzhen'de kayıtlı bir şirket olan Andon Health, yılın üçüncü çeyreğinde 2021'in aynı dönemine net karında % 32.000 artış bildirdi. COVİD'in Çin'de geldiği noktayı göstermesi açısından anlamlıydı. Çin'de Covid testleri üreten diğer şirketler de kârlarını katlıyordu.
Çin'in virüsten kurtulma girişiminin ekonomik etkileri hiç bu kadar net olmamıştı. 14 Kasım haftasında COVİD vakaları artarken, iç hat uçuş sayısı bir önceki yıla göre % 45 düştü. Çin'in en büyük 3 havayolu şirketi, 2022'nin ilk 9 ayında toplam 74 milyar yuan kaybetti. Avustralyalı bir yatırım bankası olan Macquarie'ye göre, Çin'in en büyük 10 şehrinde metro trafiği yıllık % 32 azaldı. İnsanların dışarı çıkma isteklerinin bir göstergesi olan gişe gelirleri, % 64 oranında düştü. 27 Kasım'da Çin sinemalarının sadece % 42'si açıktı. En büyük sinemalardan bazıları tamamen kapandı. Çin'in genç işsizlik oranı temmuz ayında % 19.9 ile rekor seviyeye ulaştı. 25 Kasım'a kadar olan haftada karayolu taşımacılığı hacmi bir önceki yıl seviyesinin % 33 altındaydı. Covid enfeksiyonlarının benzeri görülmemiş yüksek seviyelere ulaşmasıyla birlikte, ekonomi rayından çıkma işaretleri verdi. Bankalar, kredilere erişimi kolaylaştırdı. İnşaat sektörünün canlanması için musluklar gevşetildi. Yani dünyanın geri kalanı 2021'de ne yaşıyorsa, Çin bunu daha yeni yeni yaşamaya başlıyordu. Kısıtlamalar insanları bunaltıyor, YABANCI SERMAYEYİ de korkutuyordu. Mesela geçtiğimiz günlerde APPLE bu şoku yaşayanlardandı. Tayvanlı Foxconn'a ait olan ve 200 bin kişiyi istihdam eden fabrika, ekim ayında kısmen kapanmaya zorlayan bir salgından zarar gördü. Yiyecek bulunamadı. Çöpler dağ gibi oldu. Binlerce çalışan evlerine dönebilmek için otoyollara döküldü. Yürüyerek evlerine ulaşmaya çalıştı. Ulusal otoritenin şirketler üzerindeki baskısı da COVİD etkisi yapıyordu. Mesela Tencent ve Alibaba, son çeyrekte ilk kez gelirlerinin düştüğünü duyurdu. Tencent'in kârı yüzde 50 azalırken, Alibaba'nın net geliri de yarı yarıya düştü. Çin'de çok başarılı bazı özel şirketler üzerindeki devlet baskısı, YABANCILARIN masadaki paralarını alıp kaçmasına neden oluyordu. Japonya'nın Softbank'ı, Alibaba'da bulunan devasa yatırımını geri çekti. ABD'li işadamı Warren Buffet'a ait Berkshire Hathaway de elektrikli araç firması BYD'deki hisselerini satıyordu. Tencent yalnızca bu yılın ikinci yarısında 7 milyar dolarlık yatırım kaybetti. Standart and Poor's, ülke ile ilgili son değerlendirmesinde "Bazı yatırım kararları erteleniyor ve bazı yabancı şirketler üretimlerini başka ülkelere kaydırma yolu arıyor" diyordu...
Oysa COVİD ile birlikte başlayan KÜRESEL KRİZDE herkes kazananın ÇİN olduğunu yazıyor, çiziyor söylüyordu. Ben de "Eğer ABD kendi eliyle meydana getirdiği bu DEV'e yenilecekse muazzam bir hata olarak tarihteki yerini alacaktır" diye yazıyordum. ABD Başkanı Nixon'un 1972'de ziyaretiyle başlayan bir ÇİN yükselişi vardı. ABD, İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra Japonya'ya uyguladığını Çin'e yapıyor ve İHRACATA DAYALI ancak KENDİSİNE BAĞIMLI İKİNCİ EKONOMİYİ SAHNEYE KOYUYORDU... Çin ihracata dayalı büyüyor ürettikçe üretiyor, ABD ve AB ile arasındaki farkı hızla kapatıyordu. Hemen hemen tüm ekonomistler ikinci bir JAPON MUCİZESİYLE karşı karşıya olduğumuzu anlatıyordu. Covid ile başlayan krize rağmen ÇİN durmuyordu. Ancak küçük küçük işaretler de gelmeye başlamıştı... Açıklanan son rakamlarda ÇİN, Türkiye kadar büyüyebiliyordu. Oysa 1.5 milyara yaklaşan nüfusuyla Çin'in en az yüzde 10 büyüme zorunluluğu vardı. Yıllarca da böyle olmuştu. Ancak şimdilerde rakam 3.9'a düşüyor totalde ise bu rakamın altına inileceği söylenmekteydi. IMF de, Dünya Bankası da, BÜYÜME rakamlarını revize ediyordu. Aşağı çekiyordu!
Büyümedeki azalışın ana nedeni ihracattaki düşüştü. İhracat gerileyince vergi gelirlerinin düşmesinin önü açılıyordu. O da kamu harcamalarının aşağı çekilmesine neden oluyordu. Oluşan dairede bu rakamlar dönüp dolaşıp BÜYÜMEYİ daha da aşağı çekiyordu! Bütün bunların çok fazla açıklaması olabilirdi. Ancak bakılması gereken ilk adres KÜRESEL MÜCADELENİN TARAFLARI olmalıydı...
Dünya üzerindeki 200 ülkenin kafasına göre hareket ettiğini sanıyorsanız zaten söylenecek yazılacak bir şey yoktu. Yok hayır "büyük güçler gidişatı belirliyor kontrolü sağlıyor" diyorsanız BUYURUN! Savaşların da mücadelenin de merkezinde yatan gerçek buydu. Farklı ittifaklarla yürüyen iki ekolün kavgasından başka değildi yaşadıklarımız. ABD'yi büyüten AKIL hala orasını terk etmediği için Washinhgton'un Pekin'e karşı kaybetmeyeceğini yazdım. Kazanan gücün Çin'in dışında AVRUPA BİRLİĞİ'ni de dağıtacağını savundum... ABD'nin sonucu doğuracak etkili ortaklara ihtiyacı vardı. Doğru. Bunun için RUSYA ilk sıradaydı. KÖTÜ-ÖTEKİ-KATİL-DÜŞMAN olarak sahnede yerini aldı. AVRUPA'yı bitirecek harekatı başlattı. Ukrayna'yı aldı, sildi attı. Yükselen enerji fiyatlarıyla, savaşı finanse etti. El koyduğu toprakları, zenginlikleri ve ganimeti de KREMLİN'e götürdü. ABD de en büyük rakibi AVRUPA'nın sallanması ve ortakları ÇİN'in gerilemesini uzaktan izlemeye koyuldu. Bu mücadeleden etkilenecek çok taraf vardı. Türkiye kazanan taraftaydı... Ve yükselen güç olacaktı...
Uzun zamandır söylemeye çalıştığım da buydu. Ne Kemal Bey'in ne de 6'lı masanın gidişatı, AVRUPA çizgisine döndürme gücü yoktu olamazdı. İzin vermezlerdi... Merkel bile Putin'in UKRAYNA'ya dalacağına hiç ihtimal vermiyordu. Aynı dili konuşuyorlardı. Gençliklerinden tanışıyorlardı. Ama sonuç ortada. BÜYÜK PLAN KÜÇÜK PLANI YER... Peki Kemal Bey çizgisini değiştirse? Mümkün; ancak o zaman da ortakları ona izin vermez! Oynanan küresel bir oyun! Çelik çomak değil ki... Olan bitene böyle bakın. Türkiye yükselecektir. Rahat olun...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- İpek gibi saçlar için doğal çözüm! Bu tarif saçlarınızı bir Rapunzel gibi uzatıyor!
- Potasyum ve vitamin deposu! Ömrü 10 yıl uzatıyor: Sindirimden cilde birçok faydası bulunuyor
- Marmaray seferleri durdu mu, seferler neden aksadı? 28 Aralık Marmaray seferleri son dakika
- Sabahları bu belirtileri yaşıyorsanız dikkat! Beyin kanserinin ilk sinyalleri olabilir
- Japonlar limonu böyle tüketiyor! Bu yöntem limonun faydalarını onlarca kat artırıyor
- Optik illüzyonda kamufle edilmiş 3 yavru köpeği bulun
- Ekmeklerin üzerine tek çizgi atılmasının bir anlamı var! Bu detay yüzyıllar öncesine dayanıyor
- İbn-i Sina’nın yüzyıllık şifa formülü! Geçmeyen öksürüğü 1 kaşıkta silip süpürüyor
- Süpürgeye bir tane koyun: Evdeki tüm toz ve tüylerden kurtulun!
- Optik illüzyon: Sadece en keskin gözler 12 saniyede gizli civcivi bulabilir!
- Farkında olmadan beyninize zarar veriyor olabilir misiniz?
- 5 saniyede kişilik analizi: İlk bakışta ne gördünüz? Ağaç mı kaplan mı?