RUSYA'NIN UKRAYNA'ya daldığı, ordularını yolladığı günden bu yana aynı çerçevede kalmaya gayret ediyorum.
Anlaşılması gerekenin BÜYÜK OYUN, BÜYÜK DENGE, KÜRESEL MÜCADELE olduğunu düşünüyorum.
Son tahlilde buradaki savaş ve taraflar gelip bizi de etkileyecekti.
Bundan kaçış yok. Bu savaşın KİEV ile ilgili olduğu o topraklarla sınırlı kalacağını düşünüyorsanız fena halde yanılıyorsunuz demektir.
24 Şubat'tan yani saldırının başladığı günden bu yana RUSYA'nın UKRAYNA'ya girmesi için öne sürülen hiçbir nedenin akılcı olmadığını yazıyorum. Görünmeyen GEREKÇE arka planda tutulmaktaydı. Ve bu gazetelerde televizyonlarda yoktu. Herkesi istedikleri kulvara sokup ne düşünmeleri gerektiğini söylüyorlardı.
Oysa gerçekte olan cephede görünenden çok farklıydı.
Daha önce de yazdım.
Şimdilerde el üstünde tutulan ödüller verilen MERKEL bir süre sonra kendi ülkesinde istenmeyen KADIN olacaktı.
Gelişmeler, ALMANYA'nın kaybedeceğini göstermekteydi.
AB'nin de büyük zarar göreceği SIR değildi. KÜRESEL EGEMENLİK için yola çıkan AVRUPA BİRLİĞİ kaybederse, dağılırsa bunun sorumluları bulunmak istenecekti. O listede MERKEL en tepede yer alacaktı... ALMANYA'yı RUSYA'ya bağladığı için...
Neyse...
Merkel görevi bırakınca yerine OLAF SCHOLZ geldi.
Almanya Başbakanı Scholz, Alman Die Welt gazetesine çok önemli açıklamalarda bulundu. Aylardır yazdıklarımı doğrulayan Scholz, BAŞBAKAN olduğundan bu yana en şeffaf haliyle konuşuyordu... "Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırıları başlamadan önce, Rusya Devlet Başkanı Putin'le görüştüm. Putin'e Ukrayna'nın 30 yıl içinde NATO'ya üye olmayacağına dair söz verdim.
Ancak görüyorum ki Putin'in saçma fikirleri var. Putin, Rusya ve Ukrayna'nın ayrı devletler olmaması gerektiğini düşünüyor. Bu, Rusya'nın, Putin'in açıkça komşu ülkesini fethetme niyetiyle başlattığı bir savaş. Bence asıl amaç buydu. NATO, hiçbir zaman Rusya için bir tehdit olmadı.
Kremlin şu anda Ukrayna'nın doğusunda toprak kazanmaya odaklandı. Ancak bunu kabul etmeyeceğiz. Putin'le diyalog yolunu izlemeyi sürdüreceğiz.
Kiev'e çok silah gönderdik, göndermeye de devam edeceğiz. Putin gerçekten de Avrupa'nın her yerine bir keçeli kalem çizme fikrini ortaya attı ve sonra "Bu benim, bu da senin" dedi. Ancak dünya artık bu şekilde çalışmıyor..." Zaten 2008 BÜKREŞ'teki NATO Zirvesi'nde Merkel UKRAYNA'yı VETO ile durduruyordu. Yani ALMANYA bunda samimiydi. Ancak konu bir ülkenin NATO'ya ya da AB'ye üye olup olmaması değildi. Mesele ALMANYA ÇIKIŞLI KÜRESEL EKOLÜN RAKİBİ TARAFINDAN BİÇİLMEK İSTENMESİYDİ. Bu iki EKOL dünyayı yönetiyor ve paylaşıyordu. Kavga bunların arasındaydı. Bu nedenle sık sık Biden ile Putin'in CENEVRE'de Leman Gölü kıyısındaki PARC de La Grange'da YENİ DÜNYA DÜZENİ için el sıkıştığını yazıyorum. 16 HAZİRAN 2021'deki görüşme baş başa 2 saat sürüyordu. Öncesinde ise Çin ile İngiltere ile yapılan iki önemli ZİRVE vardı. Roller dağıtılıyor, hedef seçiliyordu.
Aslında daha önce verilen KARAR için düğmeye basılıyordu.
Bu nedenle ALMAN BAŞBAKAN Ukrayna konusunda GARANTİ verdiği halde Putin'in saldırısını anlayamadığını söylüyor. Haklıydı!
Meselenin UKRAYNA ile ilgisi yoktu.
Bir de madalyonun diğer yüzü vardı.
Bu da NATO'ydu. Genel Sekreter Jens Stoltenberg yine konuştu. Savaşı anlattı:
"Ukrayna'da BARIŞ için en iyi şey, Ukrayna'ya daha fazla askeri destek. Bunun yanında mühimmat göndermek.
Bu savaş artık bir yıpratma savaşı, lojistik avantajlar ve irade savaşı haline geldi. Bu nedenle NATO müttefiklerinin Ukrayna'yı desteklemesi şimdi çok daha önemli. Biz, Ukrayna'ya meşru müdafaa hakkını savunması için yardım ediyoruz. Başkan Putin, büyük stratejik bir hata yaptı.
Ukrayna'da kontrolü birkaç gün içinde ele alabileceğini düşündü. Ancak NATO ülkeleri, Rusya'nın acımasız saldırganlığına karşı Ukrayna'yı desteklemeye devam etmeli. Ve SAVUNMAYA çok daha fazla yatırım yapmalı..." Genel Sekreter finalde de baklayı ağzından çıkarıyordu:
"Ukrayna silahlı kuvvetleri ve tüm Ukrayna halkı, muazzam bir cesaret ve kararlılık gösteriyor. Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'nın güvenliğini tehdit eden en büyük kriz..." Peki 24 ŞUBAT'tan bu yana ben ne yazıyorum. Hatta öncesinden de... ELBETTE HEDEF AVRUPA ve BİRLİĞİ... Ve savaş AVRUPA EKONOMİSİNİ ÇÖKERTMEK İÇİN ÇIKARILDI.
Almanya'nın başını çektiği EKOL'ün KÜRESEL HEDEFLERİNDEN uzaklaşması için düğmeye basıldı. ABD-RUSYA bu konuda hem fikir! İngiltere de işin merkezinde. Türkiye de DENGEDE... Ankara ani hareketten kaçınıyor. Ticaretin büyük bölümü AVRUPA ile çünkü. Ve AVRUPA burada ABD-RUSYA eksenine göre daha güçlüdür. Ekonomik olarak da siyasi olarak da...
Bunu bildiğim için ısrarla "ERDOĞAN'I TASFİYE ETMEK" için gelecekler diyorum. AVRUPA'nın o EKOL'ün vücut bulduğu 6'lı daha doğrusu 7'li masa ERDOĞAN'ı indirmek isteyecekti. Bu AVRUPA'nın BEKASI için şarttı. Bu nedenle 2023 seçimleri hiç olmadığı kadar önemliydi, kritikti.
Bunu bildiğim için kendisine sıcak da bakılsa KEMAL KILIÇDAROĞLU'nun aday gösterilmeyeceğini düşünmekteyim. Hala aynı fikirdeyim. İSTANBUL SERMAYESİ KEMAL BEY'i istemiyor çünkü. Bu da MUHALEFET içindeki en büyük fay hattıydı. Ve masada sert rüzgarlar esecekti.
Tüm bunlar yaşanırken Fransız L'Opinion gazetesi, Batı'nın Türkiye'yi "Erdoğan sonrası sürece hazırlanması" gerektiğini öne sürüyordu...
Devam ediyordu: "...80 milyondan fazla nüfusa sahip bir ülkeye yönelik uzun vadeli bir strateji belirleyerek ve muhalefete oy verecek Türkler'e el uzatarak kendilerini Erdoğan sonrası döneme hazırlamalarının zamanı gelmiştir..." Kemal Bey'e fırsat gelir mi? Hiç sanmıyorum. Peki MUHALEFET tek adayla çıkabilecek mi? Çok zor görünüyor! AVRUPA TEK SES DEĞİL DE...