BAŞKAN Erdoğan çok önemli bir ziyaret için UKRAYNA'ya gitti. Zelensky ile bir araya geldi. Ziyaretten beklenen sonuç alınabilirse, KÜRESEL dengenin değişeceği SIR değildir.
Erdoğan'ın hamlesi en çok ABD-AB ve ÇİN'de yakından izlenecektir...
Açalım biraz... Hem savaşı hem rekabeti hem çıkarları anlayalım... Putin bir sabah uyanıp ZELENSKY'ye kızdığı için ya da UKRAYNA'yı kendisine tehdit olarak gördüğü için savaşı başlatmadı. Her adımın bir nedeni vardı!
Hem KÜRESEL hem bölgesel... Siyasetle ekonomi iç içe gidiyordu. Yapılanları da böyle okumak zorundaydık.
Rusya-Ukrayna arasındaki sorun, eskiye dayanıyordu.
SOVYETLER'in dağılmasından bu yana bir kriz vardı. 2008'de NATO'nun UKRAYNA beyanı bunu büyüttü geliştirdi. Zaten arada UKRAYNA'da yapılan seçimler, sokak hareketleri zehirlenen liderler, Moskova'ya sığınan devlet başkanları gördük. Bu noktaya bir günde gelinmedi yani. Takip edenler bilir. Ben cephedeki savaşa bakmıyorum. Arka plandaki asıl savaş önemli. Bunu bilmenin doğru yol haritasını getireceğini düşünüyorum.
Açalım...
NATO'nun liderler düzeyindeki zirvesi 3 Nisan 2008 tarihinde Romanya'nın başkenti Bükreş'te yapıldı. İki kritik konu vardı. Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO'ya üye alınıp alınmayacakları... Çeşitli nedenlerden dolayı alınmadılar.
İKİ ülkenin de KREMLİN ile sıcak teması vardı. Sıkıntı büyüktü. Ertelendi. UKRAYNA ve GÜRCİSTAN konu olsa da asıl mesele AVRUPA BİRLİĞİ ile ÇİN'di. Çünkü iki ülke, bu eksendeki en önemli trafiğin yaşanacağı koordinatları işgal etmekteydi.
Kiev'deki iç dalgalanmalar önce karışıklığı, sonrasında RUS MÜDAHALESİNİ getirdi.
Tarihler 2014'i gösterdiğinde KIRIM gibi çok kritik önemdeki toprak parçası artık RUSYA'nın kontrolündeydi. ABD ve AVRUPA sesini yükseltse de küçük küçük yaptırımlarla kapıya gelseler de işlem tamamlanmıştı.
O zaman diliminde herkes KIRIM'a odaklanırken aslında arka planda önemli bir EKONOMİK HAMLE yapılmaktaydı. AVRUPA BİRLİĞİ, ÇİN ile ekonomik bütünleşmeye gitmek istediğini ilan ediyordu. Bu ABD'ye karşı kılıç çekmekten başka bir şey değildi. Avrupa ile Çin arasında günde 1 milyar euroluk alış veriş oluyordu.
Bu çok daha stratejik konuları kapsayacak hale gelecekti. Kremlin KIRIM'a daldı. İlk uyarıyı verdi. Elbette sahnede ABD yoktu. Ancak bütün sonuçlar Washington'un istediği gibi gelişiyordu. Garip olan buydu. Avrupa ilk uyarıyı alıyordu. Ancak durmuyordu.
Aradan 5 yıl geçiyor bu kez Avrupa Birliği vitesi artırıyor kaldığı yerden tüm hızıyla devam edeceğini gösteriyordu.
2019'da zaten ÇİN, AB'nin en büyük ikinci ortağı olmuştu.
Arada devamlı gelişen bir ticaret vardı. 2020'de önemli bir adım atılıyordu. Çin Devlet Başkanı Şi, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Dönem Başkanı Almanya'nın Başbakanı Angela Merkel'in katılımıyla video konferans yöntemiyle bir zirve gerçekleşiyordu. Yakınlaşma sistematik halde ilerliyordu. Ve bu temasların amacının ABD'yi kenarda tutmak olduğu da SIR değildi. İki eksen arasındaki yakınlaşma durmuyor, 2021'de ise Şİ-MERKEL-MACRON video konferans ile bir araya geliyordu. Bu zirve ne zaman yapılıyordu? Çin'in ABD'yi geçerek AVRUPA BİRLİĞİ'nin en büyük ticari partneri olduğu 2020'nin hemen arkasından...
Çin ile AB arasındaki ithalat ve ihracatın toplam değeri 2020'de 709 milyar dolara ulaşırken, AB ile ABD arasındaki ticaret 671 milyar dolarda kalıyordu. Aynı şekilde İNGİLTERE ile olan ticaret de geriliyordu. Gidişat belliydi yani...
ABD elindeki siyasi kozlarla hemen AVRUPA'ya basınç uyguladı. Avrupa Parlamentosu, Çin ile yapılan YATIRIM ANLAŞMASINI'nın onay sürecini askıya almak zorunda kaldı. EL altından yakınlaşma sürse de Washington'un baskısı görülmeyecek gibi değildi.
İşte iki eksen arasındaki bu yoğunlaşma, ABD için EKONOMİK çöküşü de işaret ediyordu. ABD 5G ve Huawei üzerinden dünyanın her yerinde ÇİN'e baskı uygulasa da özellikle MERKEL geri adım atmıyordu.
5G nedeniyle koca patronların helikopterleri düşerken Almanya bildiği yoldan ilerliyordu.
ABD'ye rağmen... Trump, ÇİN'e yükleniyor ve her yerde "Bu böyle gitmez" diyordu. Şimdi Florida'daki malikanesine baskın düzenleyen güçlerin, DAVOS merkezli KÜRESELCİLER olduğu ileri sürülmekteydi.
Avrupa, Çin ile ticari yakınlığı yukarı çektikçe iki eksen de ABD'den uzaklaşıyordu. Kendileri için yeni bir yol kuruyorlardı.
Kaybeden de apaçık ABD olacaktı. Ticari birlik siyasi sonuçları getirecekti. Bunu görmek için strateji uzmanı olmaya gerek yoktu. ABD hala NATO'da güçlü NATO da AB'de etkiliydi! Bu rüzgarlar altında sudan bir bahaneyle RUSYA'nın 2014'te yaptığı gibi UKRAYNA'ya dalması gerekiyordu. Daldı da... Gelinen noktada AVRUPA, enerji krizi ile baş başa kaldı. Ekonomik zorluklar başladı. Alışık olmadığımız görüntüler ortaya çıktı. Marketlerde ay çiçek yağı ve ekmek sıkıntısı başladı.
Önümüz kıştı. Doğalgazın fiyatını RUSLAR artırıyordu.
Gaz fiyatı yukarı doğru tırmansa da gaz kesintileri başlıyordu.
Özellikle başta Almanya olmak üzere pek çok AB üyesi ülke, kışın nasıl geçeceği konusunda kara kara düşünmekteydi.
Almanya ve Fransa, Çin'de çok güçlüydü. Otomobil, kimya, iletişim, sağlık endüstrileri, bankacılık ve ulaşım önde oldukları alanlardı. YATIRIM ANLAŞMALARIYLA bunu çok daha genişleteceklerdi.
Ancak SAVAŞ bekledikleri bir gelişme değildi. Putin sahne aldı oyunu bozdu. AVRUPA'nın tüm dengesi gitti. "Beyin ölümü gerçekleşti" dedikleri NATO'nun kucağına düştüler. ABD stratejik bir hamle ile gidişatı durdurdu.
Rusya kartını gizliden gizliye kullanan ABD şimdi SIRBİSTAN-KOSOVA ve GÜRCİSTAN'da hareketlenme başlatır mı? Büyük ihtimalle evet! Çünkü AVRUPA'nın ÇİN ile temasını azaltması en aza indirmesi kontrol edilir düzeye gelmesi istenmekte. Bu nedenle İPEK YOLU üzerindeki kritik ülkelerde atılacak adımlar sürpriz olmaz. İşte bu çevreleme nedeniyle AVRUPA'nın 2023'te burada muhalefetin iktidara geldiğini görmek isteyecektir.
Çabası da bu yönde olacaktır.
Dışarıdaki gelişmeler içerideki şartları oluştururdu. Bunu unutmadan olaylara bakmakta fayda var...
NOT: Çin 15 Kasım 2020'de ASYA'da 10 ülke ile (Brunei- Kamboçya-Endonezya-Laos- Malezya-Myanmar-Filipinler- Singapur- Tayland ve Vietnam) Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'nı imzaladı. Birkaç ay sonra da AB ile Kapsamlı Yatırım Anlaşması'nı...Avrupa hem ÇİN'e hem de ASYA'ya yelpaze gibi yayılacaktı. Bunu gören ve hamle yapan ise ABD oldu. AUKUS da buna karşı bir hamleydi...