ABD Başkanı Biden'ın, KRALİÇE ile görüşmesi, G7 buluşmasına renk katması, ardından NATO ZİRVESİ'ne katılması, Başkan Erdoğan'la aynı masada yer alması ve dün de CENEVRE'de PUTİN ile bir araya gelmesi önümüzdeki dönemin bütün şifrelerini taşıyordu. İşinde gücündeki sıradan insanlar, etrafında olan bitenin bir plan dahilinde değil de TESADÜFEN yaşandığına inanır. Doğaldır. Ancak gerçek böyle değildir.
Ronald Reagan ve Mikhail Gorbaçov 1985'te tıpkı Biden ile Putin gibi bir araya geldi.
Onlar da CENEVRE'de oturdu. O zirve 26 odalı Villa Fleur d'Eau'da gerçekleşti.
Elbette ABD ve RUSYA liderleri Burger King'te oturup konuşacak değillerdi! Her adımın bir mesajı vardı. Bu nedenle Biden ile Putin, 1768'de inşa edilen Villa la Grange'de geleceği tasarlıyordu.
Buluşma yerinin birden fazla anlamı vardı! Ancak bizi en çok ilgilendiren tarafı, KÜTÜPHANESİYDİ! Türkçe, Farsça, Çince, Macarca kitaplar içeren 12.000 cilt önünde ZİRVE gerçekleşiyordu...
Yani bir yanda OSMANLI-TÜRK diğer yanda ise ÇİNCE eserlerin şahitliğinde görüşme oluyordu...
Elbette pek çok konu tartışılacaktı. Ancak ilk madde İPEK YOLU ve Biden'ın önerdiği yeni sistemdi.
Benim yazdıklarımı unutun! Ancak dün de ABD'nin en önemli gazetesi "ABD Türkiye'ye Libya ve Akdeniz'de ortak çalışma teklif ediyor" diye haber yaptı.
Konu elbette İPEK YOLU idi. Yani Bir Kuşak Bir Yol projesi... Sık sık tekrarladığım gibi Washington Post da sütunlarına taşıyor ve "ABD İÇİN EN STRATEJİK DENİZ AKDENİZ'DİR" diyordu... Amerika enerji ve parayı yönetebildiği sürece kimseyle uğraşmaz.
Zaten bu imparatorluk demektir.
Çin şimdi buna talip!
Kavga da bu!
Verilenden daha çok istediği için sıkıntı var.
Çin BATI MEDYASINDA ve burada çok takip edilen bir ülke değildi.
Bunu anlamakta zorlansam da böyleydi. Oysa adamlar hiç boş durmuyordu. Sadece 2013'ten sonrasına baksak bile şaşırtıcı adımları görmek mümkündü.
Pekin, İsrail, Yunanistan, İtalya, İspanya ve Portekiz hattına bir ticaret yolu inşa etti.
5 ülkede 8 liman satın alındı.
"Kuşak ve Yol" projesi ile İsrail'de Hayfa Limanı, Aşdod Limanı ve Eilat Limanı Çinliler'e açıldı.
Bu proje deniz yolu için çok önemliydi.
Merkez Akdeniz'di. Çin, Kıbrıs Adası'nda da liman konusunda anlaşma sağladı.
İtalya'nın Adriyatik kıyısındaki liman şehri Trieste de hedef merkezlerdendi.
Yunanistan, İspanya ve Portekiz de Çin'in radarına girince ABD daha fazla geri duramadı.
Türkiye zaten araya mesafeyi koyan ilk ülkeydi.
Hafızam beni yanıltmıyorsa Çinliler daha 2007'lerde İZMİR'de ALSANCAK LİMANI ile sahne alıyordu!
İPEK YOLU'nun ilanından 6 yıl önce yani...
O tarihlerde İzmir ALSANCAK Limanı ihalesinde en yüksek teklifi, 1 milyar 275 milyon dolar ile Çinli dolar milyarderi Li Ka Shing'in sahibi olduğu Hutchison firması ile Global veriyordu... Sonra da ihale İPTAL ediliyordu...
Yani İPEK YOLU için adımlar atılıyor ancak biz son dönemde görüyorduk. Oysa kılıçlar çok önceden çekilmişti...
Çin bilinçli bir politikayla AKDENİZ-OTADOĞU-AVRUPA'da liman alıyordu...
Bu gelişmeler ticareti parayı ve geleceği şekillendiriyordu.
Doğal olarak bu da iç siyasete zemin oluşturmaktaydı.
Mesela içeriye baktığımızda son kavgayı SAADET PARTİSİ'nde görmekteyiz...
Erdoğan'la sık sık bir araya gelen Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk önceki gün "Güçlü bir Saadet Partisi teşkilâtı oluşturmak ve gençleri, Millî Görüşe kazandırmak için, benim gözetimimde, geniş istişarelerle bir liste hazırlanacak ve kongre başkanlığına sunulacak" çıkışı yaptı.
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu da "Açıklaması Oğuzhan Bey'i bağlar" şeklinde cevap verdi. Burada parti içi gibi görünen bir konu aslında KÜRESEL KAPIŞMANIN bir sahnesiydi.
Asiltürk, Erdoğan'la ve MHP ile yan yana gelerek DOĞU'da kurulan dengenin içinde yer almak istiyordu.
Karamollaoğlu ve ekibi ise BATI'da... Bu ayrışma her yerde vardı. Zaten olan bitene bu gözlükle bakılması gerekiyordu. İçeride tansiyon düşmezdi, düşmeyecekti.
ABD-RUSYA görüşmesi önümüzdeki günlerde neler yaşanacağının sinyalini verecekti. Erdoğan'ın NATO ZİRVESİ'nden sonra hemen AZERBAYCAN'a gitmesi bile ÇİN'in yanında yer alan AZERBAYCAN fotoğrafına destekti...
Cinping'in 3 Haziran'da ALİYEV ile görüşmesi de taşları yerine oturtmayı kolaylaştırıyordu...
Mücadele buydu!