GELİŞMELERkarşısında verilen tepkileri doğru okumak çok önemlidir. DOĞRU yorum yapabiliyorsak dağıtılan rolleri, hayata geçirilmek istenen planları da eksiksiz anladığımız ortaya çıkar... Kaç kez yazdım! GİZLİ ve ÖNEMLİ diye düşündüğümüz pek çok bilginin medyada yer aldığını bilmeliyiz.
Sadece zamanları uç uca eklemek, iyi not almak gerekmekte. Çalışma sistematik olarak yürürse veriler de önemli isimlerden oluşuyorsa, SONUCU doğru ya da doğruya yakın tahmin etme şansı çok fazladır... Son günlerde buraya taşıdım... CHP,İYİ PARTİ, HDP, SAADET,
Davutoğlu'nun partisi kurulacağı söylenen Babacan'ın partisi ve tabii ki MHP ile AK PARTİ... İçerideki siyaseti iyi izleyip itiraz ve desteklere akıllıca bakarsak, asıl mücadeleyi iç çekişmenin üzerine çıkarak görme şansımız olur... Uzaktan dünyaya bakacak olursak, DENGELERİ sarsan iki önemli olay yaşandı!
Bunlardan birincisi 15 TEMMUZKALKIŞMASI ve TÜRKİYE'ninyönünü değiştirmesi, ikincisi iseİNGİLİZ DERİN DEVLETİ'ninBREXIT ile AVRUPA'dan yolunuayırması... Bu iki hamle, iki tercihdoğru anlaşılmadan ne İYİ PARTİne MHP ne CHP ne HDP ne AKPARTİ'nin yaptıkları yapacaklarısağlıklı analiz edilebilir. İngilterebizden daha köklü bir ANLAYIŞAsahiptir. ETON College'den mezunolan isimler, yönetimde farklılıklararağmen aynı rotada giderler. DEVLET, farklı partiler üzerinden aynı siyaseti uygular. BREXIT ortada.
Türkiye ise iki parçadır. Hep böyleydi ama... İNGİLİZ AKLI ve finans gücü ABD'nin içindeki uzantısıyla birlikte ÇİN'i meydana getirdi.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'nin içine taşınan BRİTANYA,BREXIT kararıyla YENİ İPEKYOLU hamlesiyle ABD'den koptu...
Savaşın sonucu olan yakınlaşma şimdi başka bir savaş yöntemiyle kopuşu getiriyordu... Londra'nın bu kararından sonra İngiltere pek çok olumsuzluk yaşadı. Kraliçe gece gezmesinde silahlı korumasıyla karşı karşıya kaldı mı? Ölümle burun buruna mıydı? EVET! Halid Mesut adlı saldırgan, kiraladığı aracı Westminster Köprüsü'nde yayaların üzerine sürdü mü? Sürdü ! 4 kişi öldü!
Kaçarken bir de polis öldürdü mü?
Öldürdü!
Manchester'da Salman Abedi adlı saldırgan sırt çantasındaki bomba düzeneğini konser çıkışında kalabalığın ortasında ateşledi mi? Ateşledi! Patlamada 22 kişi hayatını kaybetti mi? Kaybetti.
Bu saldırıdan 10 gün sonra beyaz bir minibüs Londra Köprüsü'nde yayaların arasına daldı mı? Daldı!
Araçtan çıkan 3 saldırgan daha sonra eğlence merkezine yönelip ellerindeki bıçaklarla 8 kişiyi öldürdü mü? ÖLDÜRDÜ! 48 kişi de yaralı kurtuldu... Soruşturmalar sürerken Finsbury Park Camii'ndeki teravih namazından çıkan kalabalığın arasına dalan minibüs, herkese dehşet dolu anlar yaşattı mı? YAŞATTI! Günde 5 milyon kişinin kullandığı metro hedef alındı mı? Alındı! Plastik bir kova içinde hazırlanan bomba düzeneği ateşleyiciler harekete geçirildiği halde patlamamıştı. Yüzlerce masum insan ucuz kurtulmuştu. Faciadan dönülmüştü... Ve daha neler, neler...
Bir güç İNGİLTERE'yi sarsıyor, rotasından dönmesini istiyordu.
Aynı şekilde 15 Temmuz'a giden yolda da TÜRKİYE operasyonlarla devamlı tehdit ediliyordu... Reina, Atatürk Havalimanı, Beşiktaş saldırısı gibi... Sonuçta LONDRAKÜRESEL PLANINI HAYATA GEÇİRMEK İÇİN TÜRKİYE'SİZ YAPAMAYACAĞINI GÖRDÜ. ZATEN BİLİYORLARDI AMA YAŞAYIP BİR KEZ DAHA ÖĞRENDİLER... İki ülke de AMERİKA'nın saldırısı altındaydı!
NATO işin merkezindeydi. Kendi yönettikleri sistemin dışında bir oluşuma izin vermeyeceklerini gösteriyorlardı... SAVAŞ buydu...
Türkiye saldırılar yaşarken içeride de AMERİKAN uyumlu yapıları, isimleri tasfiye ediyordu... Bunu yaparken Pentagon'un bölgedeki hedeflerine ulaşmasını da askeri gücüyle engelliyordu... Hiç olmadığı kadar kararlılık göstererek hem de...
İşte dünya üzerindeki Amerika Birleşik Devletleri ile İNGİLTERE'nin mücadelesi her önemli başkente TARAF olmayı dayatıyordu! Jacob Rothschild'in geçtiğimiz yıl "Doların hakim olduğu finans sistemi değişecek" sözleri savaşın en tepedeki tanımıydı! Londra ve aklı ABD'nin egemenliğini bitirmek için adımlar atıyordu... ÇİN aslında buydu! Türkiye de uğradığı operasyonlar nedeniyle artık LONDRA tarafını işaret ediyordu.
Bu Washington'u daha da saldırgan yapıyordu. Terör ve ekonomik saldırıların hepsi ortadaydı... ABD ve NATO geliyor, can yakıyor, ancak karşılarında yeşeren İTTİFAKI engelleyemiyorlardı... İNGİLTERE DEVLET AKLI VE GELENEĞİYLE Washington'dan kopmayı tek seçenek olarak kabul ediyordu.
Türkiye'de durum farklıydı. NATO ve ABD içeride hatırı sayılır bir güce sahipti. Devleti, bürokrasiyi başka yazıda ele alırız ama SİYASİ HAREKETLERDE tabanları vardı.
Uzaktan bakılınca görünen de buydu.
CHP ve başını çektiği İTTİFAK AK PARTİ'nin yediği operasyonlara rağmen LONDRA üzerinden çözüm bulmasına itiraz ediyordu.
"Her şartta ne yaparlarsa yapsınlar ABD ile NATO ile olmalıyız. Eksen değiştirmemeliyiz..." diyorlardı.
Tabii bunu diplomatik lisanla söylüyorlardı. İYİ PARTİ de HDP de aynı çizgideydi... Birkaç gündür yazdığım gibi ALMANYA-AMERİKA arasında var olan Rockefeller'in temsil ettiği ekol tarafında yer alıyorlardı...
Söylenmeyen aslında buydu. İTİRAZLARINI yapıyorlar, asıl gerekçeyi dile getiremiyorlardı... Hiçbir konuda AK PARTİ-MHP ile aynı düşünmeyeceklerdi! Düşünemezlerdi...
EKOL farkı ortadaydı. Ne AKDENİZ ne LİBYA ne SURİYE meselelerinde ANKARA ile birlikte görünebilirlerdi.
İngilizler'in yaptığını yapamazlardı... TEK SES OLARAK ORTAYA ÇIKILMASINA MÜSAADE EDEMEZLERDİ...
Geçtiğimiz gün de yazdığım gibi LİBYA meselesi büyüyecekti.
Büyüteceklerdi... Tıpkı KANALİSTANBUL ve yerli otoda olduğugibi... Richard Rockefeller ölmedenönce ANKARA'ya gelip bazı önemliisimlerle AKDENİZ'in parsellenmesinigörüşmüştü. ANLAŞMATAMAMDI! Ancak ömrü yetmedi.
Plan tutmadı. Rockefeller ile görüşen isimler ve partiler şimdi ANKARA'nın karşısında... ANKARA'nın karşısında olanlar sadece siyasiler değildi! İŞ dünyasından da çok isim vardı...
Detaylara gerek yok...
Peki akla ilk gelen soru ne? Eğer durum buysa Türkiye ne kazandı, kazanacak? Öyle ya EKSEN değiştiren TÜRKİYE ne amaçla buna karar verdi? İşte burada cevabı biz değil oyunun içinde yer alan önemli bir isim versin... 3 yıl önceye giderek cevabı alalım... Ve olanları, olacakları öyle düşünelim...
London School of Economics'in Finansal Piyasalar Grubu Direktörü Simeon Djankov... Hiç aklımızda kalmayan önemli bir çıkış gerçekleştirmişti... "Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa'yla yapılan işlemler için İstanbul'un mevcut finansal altyapısıyla bir numaralı aday olduğunu düşünüyorum. HSBC, UBS, Goldman Sachs gibi bazı büyük bankalar, Londra'daki operasyonlarını diğer finans merkezlerine (İSTANBUL) kaydıracak. İstanbul, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa'yı kontrol edecek..." DJANKOV'un sözleri kabaca böyleydi...
Bunu bildiğim için "KANALİSTANBUL YENİ FİNANS MERKEZİ olabilir" diye yazdım.
"Paranın ve paranın efendilerinin geleceği merkez olur" diye ekledim... KANAL İSTANBUL ilk adımdır!
İkincisi AKDENİZ'in güvenliğidir.
MAL da PARA da huzur içinde seyahat edebilsin diye... Türkiye kendisine gelecek PARAYI ve zenginliği korumak için sahada...
İşin özeti budur! Kendi göbeğini kendisi kesmek istemektedir.
Bunu da LİBYA'ya asker yollayıp göstermektedir. İDDİASINI ortaya koymaktadır... Libya önemli kilometre taşıdır. Üzerine çok şey yaşanacaktır.
Bekleyelim görelim...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.