ŞUNU bilmemiz gerekiyor!
Türkiye tarihin en büyük savaşının tam ortasında. Bunu şimdi görmüyor, anlamıyor, fark etmiyor olabiliriz. Ama bu gerçeği bilerek yaşamak, geleceğimizi örmek anlamına geliyor... YENİZELANDA bize TÜRK'ün, TÜRKLÜĞÜN, TÜRK VATANININ tehlike altında olduğunu anlattı. Zaten bu mesajı vermek istediler. Dünya üzerinde MÜSLÜMANLAR adına söz söyleyecek başka bir ülke var mı? YOK! Büyük güçler karşısında geri adım atmayan başka bir devlet var mı? YOK!
Bu nedenle mesaj doğrudan bize! İstanbul'a, Ayasofya'ya... ARAP BAHARI'na bakın...
Ülkeler tarumar oldu. Suriye diye bir ülke kalmadı. Medeniyetler eridi, gitti. Milyonlarca insan vatanından, evinden, geçmişinden oldu.
Geleceğinden de... Irak'a bakın!
İşgal ve işbirlikçiler elbirliği ile MEZOPOTAMYA'yı kemirdi, bitirdi.
Müslüman'ın olduğu pekçok yerde savaş, gözyaşı ve acı var... Afganistan'a bakın, aynı şey...
Türkiye ve TÜRKLÜK bu dalganın önündeki son engel.
Bunun da saldıranlar açısından anlaşılır tarafı var... İç siyasete girip ahkam kesecek değilim.
Dışarıdan gelecek saldırıyla ilgileniyorum... Asırlardır aldığımız tek zafer KIBRIS!
Onu da zehir ettiler. Tanıyan yok. Başımızı kaldırmamıza izin vermiyorlar. Gittik, kahramanca savaştık, aldık. Ancak yetmiyor.
Masada yok sayıyorlar...
İçeride şu an DIŞARISI adına konuşan çok isim var! Bunun neden bir türlü azalmadığını bilemiyorum. Ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın bunlar eksilmiyor. Yeni Zelanda'da silahına TÜRK'e KİN KUSANİFADELER YAZANLAR ile yanı başımızdakiler aynı kelimeleri farklı lehçelerle söylüyorlar...
Bosna'da komşunun ırz düşmanı olacağını, kanına susamış bir canavara dönüşeceğini düşünen var mıydı? YOKTU! Ya ÇANAKKALE'de yendiklerimizin bir daha geri gelmeyeceğini düşünen? Bazen IMF olarak, bazen DARBE olarak, bazen DEAŞ olarak, bazen PKK olarak, bazen ASALA olarak geldiler!
Gelirler de... Bilmemiz gereken bu adamların niyetlerinden sapma olmadığı... Kapının dışında hepsi.
Umutsuz değilim, değiliz.
Sadece bilelim. Kısır şablonlarla gidiliyor. Konu anlaşılmış değil.
Birileri YANLIŞLARINDAISRAR EDİYOR. Asla ve kat'adeğiştirmiyor. Sorgulamıyor.
İçeride hepimiz birbirimizin hatasını, günahını buluruz. Zor değil. Hiç değil. Ama konu bu mu? Konu aramızdaki yanlışlar mı? Ya aramızda yanlış yapacağımız bir memleket kalmazsa! Bunu düşünen az!
Bakın, 100 yıl önce masa kuruldu ve OSMANLI'nın topraklarının yarısından fazlası gitti. OSMANLI buna ihtimal veriyor muydu? Dedelerimiz? Galiçya'dan Yemen'e kadar savaşan hangi askerimiz bunu düşünüyordu! Ama oldu! Parçalandık, eridik!
Bakın şimdi tam da 2019'da YENİ MASANIN KURULMASI ve DAĞITIMIN YAPILMASI gerekiyor... Yine bölünmeler, yine ayrılmalar, yine acılar olacak. Belki BİRİNCİ ve İKİNCİ DÜNYASAVAŞI gibi olmayacak bu. Ama para ile terör ile istihbarat operasyonları ile olacak. OLACAK!
Bunun için ÇİN'e güç veren aileler ile PENTAGON arasında büyük mü büyük, acımasız mı acımasız bir savaş var! Her iki taraf için de olmazsa olmaz ülkeler var! Mesela en önemli iki ülke, İNGİLTERE-TÜRKİYE...
Burada açalım biraz... Örneklerle gidelim...
Boris Johnson da mı Rothschild ailesinden kaçtı? Steve Bannon'ın ne kadar etkin olduğunu anlatmaya gerek yok. Avrupa'da birçok ülkeyi sadece 3 ayda dizayn edecek kadar da özel bir akla sahip. Şimdi Bannon, daha da güçleniyor. İngiltere Başbakanı Theresa May'in güvensiz biri olduğunu söyledi. Eskiden Trump'ın sözünden çıkmadığına ama şimdi BREXIT konusunda ikili oynadığına dikkat çekti. Bannon, "Trump, Beyaz Saray'da göreve başladıktan birkaç gün sonra Theresa May, hemen geldi. Gelmek zorundaydı, Çünkü Washington, en büyük güç. Trump'ın BREXIT konusunda söyleyeceklerini uygulayacağına dair söz verdi, uygulamadı.
Artık onun için zor günler bile büyük mutluluk. Washington'dan gittiği anda program dışı bir Türkiye ziyareti gerçekleştirdi.
Bunu Washington'da kimse anlayamadı.
May'in o gün neler yaptığını anlamadığımız için şaşkındık ama bugün de ne yapmaya çalıştığını anlayamıyoruz" dedi. Aynı Bannon, Boris Johnson'ı övmeye başladı.
"Boris, ilham verici" dedi. Bu cümle, derin Amerika'nın İngiltere Başbakan adayının Boris Johnson olduğunu gösterdi.
Bannon, Türkiye üzerinde de etkisi olan Boris Johnson'ı 10 Numara'ya göndermekte kararlı.
Yıllarca Rothschild ailesinin İngiliz siyasetindeki en önemli aktörlerinden biri olan Boris Johnson da Pentagon'a göz kırptı. Çünkü bu kadar kilo vermesi sıradan bir olay değil. Günden güne eriyor!
BREXIT konusunda ABD ile zıt fikirde olan Johnson fikir mi değiştirecek?
Yoksa aynı fikri savunup, Washington'ın planlarına destek mi verecek? Elbette Washington'ın isteklerini savunacak. Çünkü Boris Johnson, 10 Numara'da yaşamak istiyor. Kabul etsek de etmesek de Bannon, Avrupa'da birçok lideri başbakanlığa taşıdı. Eğer Johnson 10 Numara'ya taşınırsa, İngiltere ile ABD'nin büyük ortaklığını göreceğiz. Çin'in İpek Yolu projesi olmayacak. Boris Johnson, İpek Yolu projesiyle ilgili 2017 yılında, "Eğer patron Londra olacaksa projede yer alırız. Ancak Çin, Süper Güç olmak için bu projenin vagonunda bizi yolcu gibi görmek isterse, her şeyi ters düz ederiz" demişti. Washington da Keşmir'i kendi operasyon planına dahil ederek İpek Yolu projesini şimdilik engelledi. Keşmir'in İpek Yolu için önemi çok fazlaydı. Keşmir'in bu konuda önemli olduğunu da Washington'da söyleyen ilk kişi Steve Bannon'dı. Bannon, İpek Yolu'nun büyük ailelerin ticaret planı olduğunu defalarca anlattı.
İpek Yolu'nun hedefinin Çin'i büyütmekten çok ABD'yi zayıflatmak olduğunu savundu.
Bannon neden Çinli işadamı Guo Wengui'nin bir an önce ABD'ye getirilmesini istedi.
Getirildi de... Guo Wengui'nin kim olduğunu Ocak başında ayrıntılı yazdım... Hatırlayanlar olacaktır...
Bannon'un "Bizim için İran değil asıl tehlike Türkiye" dediğini de...
Guo Wengui, "İpek Yolu, Çin'i 'Tek ülke, tek yol' haline getirecek.
Çin'in olmadığı hiçbir yerde yaşam olmayacak. Bu proje tarihin son büyük projesi olacak. Çünkü İpek Yolu, proje dışı kalanları yok edecek. ABD bunu anladı ve karşı atak yapıyor. Bugün Çin'li şirketlerle mücadele etmek, İpek Yolu'nu engellemek için atılan adımların detayları" dedi.
Yeni masa kurulması için ya ABD'nin ya da ÇİN'in geri adım atması gerekiyor... TÜRKİYE ABD'nin saldırıları yüzünden kendini çekti. Haklı olarak! Çin de bizim gibi muazzam bir ortak için kapılarını açtı. Ancak Washington bizim o kapıdan içeri süzülmemizi istemediği için var gücüyle gelecek. NATO'suyla Pentagon'uyla CIA'sıyla gelecek...
Amaç ÇİN'i durdurmak ya da bitirmek! Bu yolun tam ortası da TÜRKİYE'den geçiyor... Kazanırlar, kaybederler bilemem. Ama geleceklerini biliyorum... 100 yıl önce de buna benzer bir denge vardı! Ayaklanmalar, kopuşlar, isyanlar enerjimizi aldı. Doğru adım atamadık... Ne zaman başımızı kaldırsak bir bela ile güne uyandık! Tam olarak Washington'a dönsek hamle bu kez DOĞU'dan gelecek... Paradan gelecek... Şimdi bütün bunları görmeden SİYASET yapmak ve yanlış bir çizgide gitmek kime ne kazandırır! BEKASORUNU VAR MI? Arkadaşlar, KARLOFÇA'dan beri BEKA sorunumuz var! Bunu görmek için ALİM olmaya gerek yok... NATO'dan yükselen planlarda niye AYASOFYA var! Hep birlikte düşünelim... Kapımızın önündeki tehlikeyi görelim. Korkacak bir şey yok. Ama görürsek! Görmezsek; unutun gitsin yazdıklarımızı...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.