Memlekette yeni bir anayasa istemeyen yok.
Tövbe, var:
Kılıçdaroğlu istemiyor ama istermiş gibi davranmak zorunda kalıyor. Bir yandan "askerivesayete" karşıymış gibi yapıyor, bir yandan askeri vesayetin sürmesi için bütün OHAL kararlarına taş koymaya çalışıyor.
(Demirtaş istiyor ama onun istediği de "federal" anayasa, "Bundes"...) Ayrıntılar da kimsenin umurunda değil, Devlet Denetleme Kurulu'nun sekiz kişiden mi on beş kişiden mi oluşacağını kimse düşünmüyor, düşünmesine gerek de yok.
Yeni bir anayasayı Anayasa Mahkemesi Başkanı da istemiş.
Yenisi yapılana kadar, "beğenmediği" eskisine göre karar vermek zorunda.
Öte yandan, "OHALbir zorunluluktur ancakhukuksuzluk hali değildir"diyerek Kılıçdaroğlu'nun ağzınınpayını da verdi!
Fakat "yeni bir anayasanındarbeci zihniyete engüzel cevap olacağını" dasöylemiş ki, bunu fazla iyimserbulduk.
Yok, öyle değil de, "naif" bulduk biraz.
"Demokratik ve özgürlükçübir anayasa" olursadarbe yapılamazmış.
Hani sanırsın ki 15 Temmuz girişimi memlekette demokrasi ve özgürlük olmadığı için...
Bunlar güzel laflar, kimse itiraz edemez, ama hoş ve boş laflar.
Yeni bir anayasayla kime hangi özgürlük verilecek de o kişi artık darbe marbe düşünmeyecek?
Demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyenler "şükür ki artık demokrasivar" diye pısıp oturacaklar mı yani?
Anayasa "her derde devailaç" sanılıyor.
Jöntürkler de öyle sanmışlardı.
Abdülhamid tarafından rafa kaldırılan 1876 Anayasası bir yürürlüğe konulsaydı memleket kurtulacak, cennet olacaktı!
Dikkat isterim: Abdülhamid anayasayı asla yürürlükten kaldırmamış, gene aynı anayasanın kendisine verdiği yetkiye dayanarak sadece "askıyaalmıştı"... (İnsanın aklına, mahkemesi boyunca "devrimkanunlarınıniçin veto ettin" sorusuna her seferinde "ama anayasabana buhakkı vermişti" diye cevap veren Fransa kralı Onaltıncı Louis geliyor.
Adamcağız haklıydı.) 1908 yılında anayasa ve "hürriyet" geri geldi, bu hürriyetle ne yapacaklarını bilemediler.
Bir kısmı anayasanın tam uygulanmasını istedi (liberal kanat), bir kısmı anayasayı çatır çatır çiğnedi. Hürriyet istemiş olanlar ortada hürriyet bırakmadılar.
Kendi getirdikleri anayasa, İttihatçılar'ın 1913 yılı darbesini önleyemedi!
Torunlarının kendi getirdikleri 1961 Anayasası'nın da, gene kendi 1971, 1980 ve 1997 darbelerini önlemediği gibi...
AYM Başkanı Sayın Zühtü Arslan, "15 Temmuz sonrasıoluşan toplumsal ve siyasalbirlik ruhu yeni anayasaiçin gerekli iklimi desağlamıştır" diyor.
Öyle bir birlik yok.
O birlikte AKP ve MHP var, CHP ve HDP yoktur. Yan çizdiler.
15 Temmuz'da "tüh,Tayyip gene devrilmedi"diye karalar bağlayan BağdatCaddesi'ne ve Cihangir'e aslagüvenmeyin!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.