Totoya döndü bu iş...
Kim ne kadar alacakmış, kim yaya kalacakmış...
Her gün de yayınlıyorlar. Salı sabahına kadar. Sonra bulamayacaksın. Kaldıracaklar. Hemen de unutulacak.
Muharrem İnce yırtınıyor, 76 bine kadar gelmiş.
Ha gayret, yarın ve öbür gün 25 bin kişi daha...
Ay çok heyecanlı...
Ötekilerin şansı yok. Doğu Perinçek 16 binde...
Sinan Oğan 39 bin...
Ötekilerin isimlerini bile saymaya gerek kalmamış... Bin imza bulamayanlar çoğunlukta, nerede kaldı ki iki günde yüz bin...
Mesele bundan ibaret.
İki büyük aday, bir de küçük aday...
Demokrasi oluyor.
Ay çok heyecanlı...
Oy verecek 60 milyon kişi, 61 milyon gibi.
Yurtdışında da 3 milyon küsur...
Yüz bin imza gelince otuz milyon oy gelecek sanıyorsun.
Demokrasi.
Ramazan ayının da etkisi varmış...
Yoğunluk yok, katılım düşük.
Demokrasi işte...
***
HAYIRLISI OLSUN BAKALIM
O demokraside ilginç şeyler oluyor...
Gürsel Tekin adaylık başvurusunda bulunmamış.
Engin Özkoç da bulunmamıştı...
İyi Parti'nin ağır topu Yavuz Ağıralioğlu da aday olmuyor...
Nedir bunun sırrı?
"Nasıl olsa birileri bize uygun bir yer düşünür" mü diyorlar?
Yoksa "Nasıl olsa sonuçta bize bir yer yok" diye mi?
"Liderimiz cumhurbaşkanı olacak, biz de liderimiz, partimiz ve ülkemiz için çalışacağız" ne demek? Dolu mu, boş mu?
Ufukta bakanlık mı var, kebapçılık mı?
***
ZAHMET OLMASAYDI YAHU
"Kızgın, kırgın, üzgün, hırpalanmış ve kahırlı bir şekilde oy verilecek..." Yavuz Ağıralioğlu