Kitapları çok satan bir yazar, zayıf olduğu dil bilgisi ve imla gibi konularda kendisini geliştirmesi gerektiğini söyleyen arkadaşına, 'eksiklerimin farkındayım, ama artık meşhur olduğuma göre öğrenmeme de gerek yok' demiş. Başarısız olsalar da her nasılsa yeniden seçilebilen CHP'li belediye başkanları da o hesap…
Daha çok kurultay ve erken seçim konularını konuşmayı çok sevdikleri bilinen CHP'liler, tüzük kurultayı hazırlıkları ile uğraşırken bir yandan da 'muhtemel' bir erken seçimde kimin aday olacağı ile meşguller.
Ufukta bir erken seçim gözükmediğinin farkındalar. Ancak, 'dostlarının' katkı ve teşvikleriyle bir erken seçim imkanının doğabileceği, beklentileri arasında. Bu katkı ve teşviklerin ne olduğu ve nasıl olacağı gibi hususlar da ilgi alanlarına girmiyor. Mutlaka iktidarda olmaları gerektiğini düşünen CHP'liler açısından önemli olan, 'bir şekilde iktidara gelebilmek' çünkü.
Son mahalli seçimlerde birçok yerde DEM ve İP oylarını alabilen CHP'liler, AK Partili bazı seçmenlerin de sandıklara gitmeyişi ile ulaştıkları seviyeyi çantada keklik kabul ediyorlar. Ancak, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere kazanılan belediyelerin hizmetlerle bir alakası olmadığını, unutmuşa benziyorlar.
Önümüzdeki seçimlerde cumhurbaşkanı aday adayları olarak İstanbul ve Ankara'nın başarısız belediye başkanları öne çıkıyor. Bu, daha çok CHP'lilerin dereyi görmeden paçayı sıvama alışkanlıkları ile ilgili. Büyük bir kısmını zaten unuttukları vaatlerinin neredeyse hiç birisini yapmayan ve bundan sonra farklı davranabileceklerine dair bir ümit de veremeyen başkanların, kendi aralarındaki çekişme ayrı bir bahis.
İşin hepimizi ilgilendiren tarafı ise, ülkemizin hali ve istikbali konusunda derli toplu fikirleri olmadığı herkes tarafından bilinen bazı isimlerin, algılar ve husumetlere yaslanarak bir yerlere gelebildikleri gerçeği. Daha da vahim olan ise geldikleri yerleri bile hak etmeyen bu kifayetsiz muhterislerin daha da yükseklere gözlerini dikmeleri…
Bu kişilerin, mesela Filistin meselesi ile ilgili ilkesiz tavırları, ülkemizin gerek iç ve gerekse dış meselelerine Fransız olduklarının delili. Genel Başkanları gibi, milletimizi kandırmak için Filistin konusunda hassasmış gibi yapar, ama İsrail'i kızdırmamak için de her fırsatta Hamas'a terör örgütü derler.
Hepimiz açısından önemli olan konularda makul, mantıklı ve ilkeli olduğu söylenebilecek tek bir cümlelerine bile rastlanamayacak birilerinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek makamı için isimlerinin geçmesi, hakikaten düşündürücü…
Geçtiğimiz genel seçimlerde, Cumhurbaşkanı seçilmesi için uğraştıkları Kılıçdaroğlu kazanamayınca, 'Allah (cc) Türkiye'yi korudu' şeklinde sözlerine şahit olduğumuz Altılı Masa mensupları, durumun özeti.
Dereyi görmeden paçayı sıvayanların bir de kifayetsiz oluşları, ciddi problem…