İhsan çayları dağıtınca, Melih Bey'e dönen Selim:
- Evet, Melih ağabey! Cumhurbaşkanımızın Suriye ve Esad konusunda söylediklerinin ne anlama geldiğini anlatarak başlasan iyi olur bence… - Esad'ın, Putin'in özel temsilcisiyle Şam'daki görüşmesi sonrası, 'Türkiye ile diplomatik girişimlere açığız' şeklindeki açıklaması üzerine Cumhurbaşkanımızın, 'Suriye ile yeniden diplomatik ilişkileri kurmamak için bir sebep yok. Geçmişte nasıl yaptıksa yine yapabiliriz' şeklindeki açıklaması, son derece normal. Devletler arasındaki dostluk ve düşmanlık ebedi olmaz çünkü. Daha önceleri hep yüksek perdeden ve ülkemizi rahatsız edecek şekilde konuşan Esad'ın belirli bir aşamaya gelmiş olması, iyi bir gelişme… Mehmet:
- Bu açıklama sebebiyle paniğe kapılanlar var. Daha önce Cumhurbaşkanımızın tutumunu katı bulup eleştirenler, şimdiki gelişmeden memnun olmaları gerekirken, pek de memnun gözükmüyorlar. Bunun sebebi ne olabilir?..
- En çok rahatsız olanlar da PKK ile bağlantılı çevreler. Türkiye ile Suriye arasında başlayabilecek görüşmelerin, Suriye'nin kuzeyi ve doğusu ile ilgili hesaplarına mani olacağını bildikleri için rahatsızlar. Onlar Suriye'yi parçalamaya çalışırken, Türkiye bu ülkenin toprak bütünlüğünün bozulmamasına gayret ediyor çünkü… Selim:
- O zaman yurtiçi meselelere dönebiliriz. Şu normalleşme ya da yumuşama dedikleri süreç ne durumda, Melih ağabey?.. Kimi bitti derken, kimileri de devam ettiğini söylüyor… Melih Bey, gülümseyerek:
- Süreci yanlış anlayanlar ya da olduğundan başka türlü görmek isteyenler çok. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın Özel'le görüşmelerine başka manalar yüklediler. Cumhur İttifakı'nın arasını bozma hesapları yapanlar da devreye girip saçma sapan iddialarda bulununca ortalık karıştı. İktidar ve ana muhalefet partisi genel başkanlarının görüşmüş olmaları bile güzel bir gelişme olduğu için problem yok bence… Mehmet:
- Özgür Özel'in Bahçeli'ye yönelik sözleri, Cumhur İttifakı'nın arasına fitne sokma çabasının bir uzantısı mıydı sizce?..
- Tabii ki. Malum, müzakere ve mücadele demişti, Özel. Bir yandan müzakere yapıyormuş gibi gözükürken bir yandan da AK Parti ile MHP'nin arasını bozma hesaplarına katkı sağlamaya çalıştı. Sonradan kıvırmaya çalışsa da, 'suç ortağı' tabiri yenilir yutulur bir tabir değildi. Konuyu en güzel özetleyen ise Cumhurbaşkanımızın grup konuşmasındaki: 'Bizim; siyasette yumuşama, muhataplarımızın ifadesiyle 'normalleşme' çabamız, aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır.' şeklindeki sözleriydi. Yani birilerinin iddia ettiği gibi AK Parti'nin yumuşaması gibi bir durum yok. Hedef CHP'nin normalleşmesi ve buna kesinlikle ihtiyaç var… İhsan:
- Yanlış hatırlamıyorsam konuşmasına, 'ülkemizin, milletimizin ve devletimizin güvenliği ile ilgili konularda bir ortak bakış açısı yakalamaya çalışıyoruz. Muhalefetten de devleti ve milleti önceleyen politikalara yaklaşmasını bekliyoruz' mealinde devam etmişti, Cumhurbaşkanımız. Bu da senin söylediklerini doğruluyor… Remzi:
- Sinan Ateş cinayeti ile ilgili tartışmaları da aklım almıyor bir türlü. O cinayetle alakalı 22 kişi tutuklanmışken, birileri hala bir şeyler kotarma derdinde mi?..
- Dava ile ilgili duruşmalar 1 Temmuz'da başlayacak. Dediğin gibi 22 kişi de tutuklu durumda. Ancak, birileri, bu konuda MHP'yi suçlamak suretiyle Cumhur İttifakı'na zarar vermeye çalışıyor. Asında büyük ihtimalle bir şey bildikleri filan yok, ama MHP'ye yönelik sözlerle konuyu kaşımaya çalışmaktan da bir türlü vazgeçmiyorlar. Umarız mahkeme başlayınca tartışmalar kapanır… Mustafa:
- Bu arada koyu solcu olduğu düşünülen isimlerin bile Ülkücü gibi görünmeye çalışmaları dikkat çekici. Zaman zaman ortalığı karıştırmaya çalışanların cinayette parmakları olup olmadığını da düşünüyorum. Ne dersiniz?..
Öğrenmek iyidir!..
- Hiçbir şey şaşırtıcı olmaz. Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durmasından hoşlanmayanların yapabileceklerinin sınırı yok. Birtakım yalanlarla Cumhur İttifakı'nın arasına bozmaya çalışanların temel hedefi ülkemizi birilerinin etkisine açık hale getirebilmek… İhsan:
- İşin tuhaf tarafı ülkemizin bağımsızlığı yanında birliğini, beraberliğini ve bekasını öncelemeleri gerekenlerin, birtakım dış mihraklarla aynı paralelde düşünebilmeleri. Umarım bunların hevesleri kursaklarında kalır. Bu arada Siyasette 'normalleşme' sürecinin uzantısı olarak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in CHP'li heyetle görüşmesi ile ilgili ne düşünüyorsun?..
- Güzel bir başlangıç ve umarım devamı da gelir. CHP'lilerin ülke meseleleri ile ilgili bilgisizlikleri belirli ölçüde giderilmiş olur belki. Ancak üstten bakan tavırlarını değiştirmedikçe öğrenecekleri pek bir şey de olmaz. Görüşme sonrası, birtakım talepler dile getirdikleri ama bir gelişme olmadığını söylemeleri, işin düşündürücü yanı. Bilgi almaya gittikleri görüşmede bazı talepleri dile getirmeleri, normal. Ancak talimat vermeye gitmiş gibi davranmaları ve söylediklerinin mutlaka yapılması gerektiği anlayışı, yadırgatıcı… Mehmet:
- Asgari ücrete ara zam, emekli aylıklarında ciddi artış, tarımsal desteklerin artırılması ve vergide adaletsizliğin giderilmesi gibi başlıklar söz konusuydu, bildiğim kadarıyla...
- Doğru. Bütçeye ve hem de ekonomiye ne gibi faturalar getireceğini düşünmeden bazı taleplerde bulunmak, kolay. Ancak enflasyonla mücadele sürerken ve hele de gerekli kaynaklar bulunmadan yapılacak artışların dengeyi büsbütün bozacağını düşünmüyor olmaları, şaşırtıcı. Yöneticilerin çok daha fazla bilgi sahibi olduğu konuları siyasi çıkar amacıyla kanırtmaya çalışmanın kötü bir örneği idi yapılan açıklamalar… İhsan:
- Benim dikkatimi çeken hususlardan birisi de, heyetin başındaki kişinin detay sayılabilecek bazı konulardaki beyanları oldu. Bu da CHP içinde Türkiye'nin karşı karşıya olduğu problemleri ve bunların çözüm yollarını hakkıyla bilenler var mıdır sorusunu aklıma getirdi. Ne dersiniz, böyle birileri var mıdır acaba?..
- Keşke olsa. Bence yok. Özgür Özel, bize versinler çözeyim manasına gelecek laflar etti. Ancak CHP'nin herhangi bir konuda derli toplu bir fikri olduğunu sanmıyorum. Hatırlayın, bir önceki genel başkanları sık sık bazı projeleri olduğundan filan bahseder, bazen klasörler filan da gösterir ancak sorulduğunda tek bir detay bile veremezdi. Şimdikilerin de ondan farkı yok… Mehmet:
- CHP'nin ülkemizin meseleleri ve çözüm yolları üzerinde birtakım çalışmalar yapması, hakikaten güzel olurdu. O zaman iktidar partisi de hakikaten bugünkünden daha fazla çalışmak zorunda kalırdı çünkü… Melih Bey:
- Ümidimizi kesmeden beklemeyi sürdürelim. Bugünlerde erken seçim konusunu tekrar gündeme taşımaya çalışıyor olsalar da, yerel seçimlerdeki başarılarının aldatıcı olduğunun herhalde kendileri de farkındadır. DEM ve benzeri yapılarla işbirliği kısa vadede işlerine yaramış olsa da, bu kafayla gittikleri sürece milletimizin kendilerini asla iktidara getirmeyeceği çok açık… Saatine bakan Melih Bey:
- Evet, ayrılma vakti. Biz ülkemizin geleceğini daha güzel olması için çalışmalarımızı ve dualarımızı sürdürelim. Cenab-ı Hakk ülkemize ve milletimize hayırlar nasip etsin…
- Amin…