Çayları dağıtan İhsan, pencereden dışarıyı seyreden Selim'e takıldı:
- Azıcık daha sabır. Önümüzdeki hafta olmasa da bir sonraki hafta sabah sohbetlerimizi dışarıda yaparız, inşallah... Selim, gülümsedi:
- Bunu söylediğin iyi oldu. Ben de, İhsan ağabey çayları taşımak zor geldiği için mi bizi içeride tutuyor acaba diye düşünüyordum… Çayını yudumlayan Mehmet, Melih Bey'e:
- Oldukça hareketli günler yaşıyoruz. Cumhurbaşkanımız Irak'a önemli bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu arada Almanya Cumhurbaşkanı ve Hollanda Başbakanı Türkiye'ye geldi. 23 Nisan resepsiyonunda Özgür Özel'le selamlaşan Cumhurbaşkanımız önümüzdeki hafta görüşeceklerini söyledi… Araya giren Mustafa:
- Bu arada belki de en önemli konu, Amerika'da bir üniversitede başlayan Filistin yanlısı gösterilerin neredeyse bütün ülkeye yayılması. Avrupa'da da bazı üniversitelerde başladığına göre yakında orada da yayılacağa benzer. Neler oluyor dersiniz?..
- Olması gereken oluyor bence. Dünyanın hemen her yerinden öğrencilerin bulunduğu ABD üniversiteleri, dünyanın en özgür üniversiteleri olarak bilinir. Buralarda 7 Ekim'den sonra ufak çapta başlayan ve bir şekilde sönen gösteriler, aradan geçen aylar boyunca vahşet durmayıp, ABD de saldırgana yönelik desteklerini artırınca, tekrar başladı. İlk olarak New York Columbia Üniversitesi'nde başlayan gösteriler, polis tarafından sert bir şekilde bastırılmak istenince, gösteriler başka üniversitelere de sıçradı ve şu anda neredeyse bütün ülkeye yayılmış durumda… İhsan:
- Üniversiteler demokratik diyorsun ama polisin müdahaleleri pek öyle kibar değil. Öğrenciler yanında öğretim görevlilerine bile şiddet uygulanıyor. Orada polisler üniversitelere bu kadar rahat girebiliyor mu?..
- Üniversite yönetimleri, hızla başlayan ve yayılan gösteriler yanında ülke yönetiminin baskıları sebebiyle bloke olmuş halde. Gösterilerin yakında yapılacak seçimleri olumsuz etkilemesinden korkan yöneticiler, gösterileri bir an evvel bastırmak için üniversitelere polislerin girmesini sağlıyor ve gerek öğrencilere ve gerekse onlara destek veren öğretim üyelerine yönelik aşırı sert davranışlara da ses çıkarmıyorlar… Selim:
- Birçok şehirde çok sayıda gözaltılar var galiba?..
- Yüzlerce öğrencinin ve öğretim üyesinin gözaltına alındığı ve tutuklandığına dair haberler var. İşin en dikkat çekici tarafı ise gösterilere katılanların çok az bir bölümünün Filistinli ya da Müslüman oluşu. Dünyanın hemen her yerinden öğrencilerin katıldığı gösterilerde, vahşete karşı çıkan Yahudi öğrenciler de var… Remzi:
- Netenyahu'nun göstericileri antisemit yani Yahudi düşmanı olmakla suçlaması ne manaya geliyor?.. Melih Bey:
- Dün akşam A Haber'de ben de izledim o açıklamayı. Hakikaten tamamı yalanlardan oluşan ve ABD'nin iç işlerine de karışma manasına da gelen bir konuşma. Göstericilerin talepleri çok net oysa. Bir an evvel ateşkes ilan edilmesini ve İsrail'in soykırımı durdurmasını istiyorlar. Amerika'dan istekleri de vahşete verdiği desteği kesmesi. Devamında da Özgür Filistin diyerek iki devletli çözümü istiyorlar. ABD'dekiler gösterileri sertlikle bastırmaya, Netenyahu da yalanlarla insanlığın ortak sesi olan talepleri itibarsızlaştırmaya çabalıyor… İhsan:
- Ancak bu saçma sapan açıklamalar ve sertlik, gösterileri durdurma yerine sanki daha da ateşliyor gibi. Bu arada Demokratların oy deposu olan bölgelerdeki müdahalenin, Biden'e seçimleri kaybettirebileceği yorumları da var. Ne dersiniz?..
- Gösterileri sertlikle bastırma usulünü sürdürürlerse, yayılmasını engelleme ihtimali çok zayıf. İkna ederek sona erdirme şansları da yok gibi. Çünkü
ABD yönetiminin, sürecin başından beri İsrail'in yaptığı her türlü vahşeti kayıtsız şartsız desteklediğinin herkes gibi üniversite öğrencileri de farkında…
İnsanlık adına…
- Avrupa ülkelerindeki üniversiteler de denkleme dahil olmaya başladığına göre, İsrail ve destekçilerinin işleri zorlaşacak sanki. Ne dersiniz?.. Soru Selim'den gelmişti. Melih Bey:
- Öyle olacağa benziyor. Birçok yorumcu protesto gösterilerini 68 gençlik olaylarına benzetiyor. 68 olayları Fransa'da başlamış ve sonrasında neredeyse bütün dünyaya yayılmıştı, malum. O zaman iletişim imkanları çok zayıftı. Dolayısıyla iletişimin çok geliştiği günümüzde, ABD'de kısa sürede ülkenin büyük bir bölümüne yayılan gösterilerin hemen Avrupa'ya sıçraması, durdurmak isteyenlerin işlerinin çok zor olacağına işaret. 68, vahşi kapitalizm karşıtlığı ile başlamıştı. Şimdi insanlık adına vahşete karşı çıkmak için yapılan gösteriler söz konusu ve daha da kapsayıcı… İhsan:
- Üniversite gençleri insanlığın sesi olarak ayakta olduğuna göre, gösteriler hepimiz ve özellikle Gazze'deki kardeşlerimiz için hayırlı neticelere vesile olur inşallah. Bu arada Cumhurbaşkanımızın Bağdat ve Erbil ziyareti hakkındaki yorumun ne?..
- Şimdilik söylenebilecek olan, ülkemizin kendi ayakları üzerinde durma kararlılığının artarak sürdüğü ve çevre ülkeleri de benzer yolda yürümeye ikna için gayret ettiği. Türkiye'nin gerçek bir dost olduğunu kavrayan Irak yönetimi ile yapılan anlaşmalar da, başta terörle mücadele ve ekonomi olmak üzere önümüzdeki günlerde güzel gelişmeler olabileceğinin müjdesi… Remzi:
- Avrupalı liderlerin ülkemizi ziyaretlerinin sebebi nedir?..
- Almanya ve Hollanda ile oldukça ciddi ticari münasebetlerimiz var. Ziyaretler biraz bununla ilgili. Bu arada ilgi çekici görüşmeler de yapan Almanya Cumhurbaşkanı'nı havaalanında İstanbul Valimizin karşıladığını not etmekte fayda var. Her iki liderle yaptığı görüşmede Gazze'yi gündeme getiren Cumhurbaşkanımıza karşı ikisinin de genel geçer sözlerle durumu geçiştirme çabası ve Almanya Cumhurbaşkanının, 7 Ekim olmasaydı bunlar olmazdı diyebilmesi, bu ülkelerin çok da kendi hallerine olmadıklarının göstergesi… Mehmet:
- Almanya gibi çok önemli bir ülkenin hangi sebeple olursa olsun yaşanan büyük insanlık dramı karşısında böylesine ilgisiz durması, hakikaten çok üzücü. Bu da gösteriyor ki mesele sadece geçmişten gelen borçların ödenmesi ile sınırlı değil. Halen devam eden birtakım başka baskılar var demek ki… - Haklısın. Almanya'nın durumu hakikaten üzücü. Üniversite gösterilerinin başlaması üzerine takınılan çok sert tavır da diğer gelişmeler gibi bu durumla alakalı. Biraz uçuk gelebilir belki, ama bu ülkenin ileride tekrar kendisi olmaya karar verebilme ihtimali her zaman var. Umulur ki bir an evvel olsun… İhsan:
- Bütün bu yaşananların, hepimizi derinden üzen Gazze ile ilgili gelişmelerin seyrini olumlu yönde değiştirme ihtimali var mı?..
- Ekim'den beri her dönemde çeşitli ümitler besledik ama hepimizin ve dünyanın gözleri önünde süren vahşet konusunda olumlu bir gelişme olmadı. Son gelişmelerin İsrail'e yönelik uluslararası baskıları artırma ve saldırganlıktan caydırma potansiyeli taşıdığı söylense de bu ülkenin tavrını biliyoruz. Ancak gün doğmadan neler doğar sözünü de unutmayalım. Bütün sıkıntılarına rağmen direnişlerini hakikaten kahramanca sürdüren Gazzelilerin daha güzel günlere kavuşabilmesi için bir yandan gelişmeleri beklerken, bir yanda da hep yaptığımız gibi dua etmeyi, gücümüz nispetinde yardımda bulunmayı sürdürmekten başka bizim yapabileceğimiz bir şey yok… İhsan:
- Cenab-ı Hakk başta Gazzeli kardeşlerimiz olmak üzere hepimizin yardımcısı olsun…
- Amin…