İşin tuhafı…
Sizin de dikkatinizi çekiyordur. Memleket için gecesini gündüzüne katanların yaptıklarını ve yapacaklarını itibarsızlaştırmaya çalışanların bazen söylem üstünlüğünü ele geçirdiği hissine kapılmamak mümkün değil.
İnsanımızdaki tam karşılığını seçimde ölçebileceğimiz bu tuhaf durum, yalanların çok hızlı yayılması ve yalan söyleyenlerin, yüzleri nerdeyse hiç kızarmadan tekrarlayabilmeleri ile ilgili galiba...
Biz gerçeklerin ayan beyan ortada olduğunu düşünsek de, hemen her konuda ısrarla yalan söyleyen ve bunları ısrarla tekrarlayanlar var.
Akla gelebilecek her konuda yalanlar söyleyen birileri bunlar. Gerçekler söylendiğinde, kabul etmiş gibi gözüküp sonrasında aynı yalanları tekrarlıyorlar. Daha da ısrarlı bir şekilde hem de.
Türkiye kendisine yetecek olandan daha fazla buğday ürettiği ve buğday mamulleri ihracatında dünya şampiyonu olduğu halde, buğdayda dışa bağımlı olduğumuz öncelikli yalanlarından.
Şeker konusu da aynı. İhtiyacımızdan fazla şeker üretiyor ve şekerleme ihracatında da başa güreşiyoruz. Ama ihraç kaydıyla ithal edilen az bir miktar şekeri bahane ederek, şekerde dışa muhtaç olduğumuz yalanını söyleyip duruyorlar.
Hani, ihraç kaydıyla dışarıdan aldıklarımızı da almayıp biz üretelim, deseler haklı olduklarını söyleyeceğiz. Ama gayeleri kirletmek olduğu için konuya bu açıdan yaklaşmak akıllarına bile gelmiyor.
Köprüler, otoyollar, havalimanları gibi devasa Yap İşlet Devret projeler ile ilgili yalanları özellikle seviyorlar. İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli, Osmangazi Köprüsü ve İstanbul İzmir Otoyolu gibi birçok projenin, devletin verdiği garanti geçişlerinin üzerine çıktığı için şimdiden hazineye gelir getirdiğini onlar da biliyor oysa.
Bazıları kısa bir süre sonra doğrudan devlete geçecek bu tesislerin sağladığı doğrudan ve dolaylı kazançlar umurlarında bile değil. Hedefleri her şeyi itibarsızlaştırmak olduğu için de yalanları tekrarlayıp duruyorlar.
Hiçbir şey yapmaya niyetleri olmayan ve -Allah (cc) korusun- işbaşına gelirlerse yapılanları yok edeceklerini söyleyenlerin kendilerine taraftar bulabilmesi, karşı karşıya bulunduğumuz önemli problemlerden.
Özellikle pireye kızıp yorgan yakmaya meyilli olanlar üzerinde başarılı olan bu çevrelerin maddi ve manevi kazanımlarımızı hedefledikleri çok açık…
Sahip olduklarımızı kaybedersek, bunları bir daha ele geçirmenin zor olduğunu insanımıza anlatmak, önemli. Yakın geçmişte kaybettiklerimiz de, bu tuhaf durumdan kurtulabilmek için hepimizin gayret etmesi gerektiğini hatırlatıyor…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bana arkadaşını söyle… (20.11.2024)
- Mızrak çuvala sığmıyor!.. (17.11.2024)
- Keşke satın alsalardı!.. (16.11.2024)
- Tencere dibin kara… (13.11.2024)
- Yürüyüşünü görelim… (10.11.2024)
- En azından ayıp!.. (09.11.2024)
- Anlamak çok mu zor?.. (06.11.2024)
- Köprüden önceki son çıkış… (03.11.2024)
- Yok öyle!.. (02.11.2024)
- Ne oldu şimdi?.. (30.10.2024)