Boğaziçi Üniversitesi'ndeki gelişmeler üzüm yemek değil, bağcı ile hırlaşma peşindekilerin, çok rahat yalan söylediklerini tekrar gösterdi.
CHP zihniyetinin hep yaptığı şey bu: Yalanlarla algı oluşturmak.
Türkiye'deki 203 üniversitede olduğu gibi atanan rektörün istenmediği bahanesiyle ortalığı karıştıranlar, ne yaptıklarını biliyor. Olayları tezgahlayıp destek oluyoruz diyerek kışkırtmaya çalışanlar da.
16 bin öğrenciden sadece birkaçının desteğini alabildikleri için taşıma kıtalarla ortamı germeye çalışanlar, birbiri ardına söyledikleri yalanlarla iş kotarmaya çalışıyorlar.
CHP zihniyetindeki bazı isimlerin söyledikleri yalanların doğruları açıklandığında bile yüzlerinin kızarmaması ve hemen yeni bir yalana başvurmaları, ibretlik...
Protestolar başlayalı beri söylenen yalanların haddi hesabı yok. Önce rektör atamasının hukuksuz olduğu iddiaları ile başladılar. Bunun yalan olduğu herkesçe bilindiği için öğrencilerin, hatta akademik kadronun tamamının atamayı protesto ettiği yalanına sarıldılar.
Protestocuların çoğunluğunun Üniversite ile alakasız olduğu netleşince, polisin göstericilere sert davrandığı iddiaları devreye sokuldu...
Üniversitenin bir kısmında işgal ve abluka girişimi sonlandırılıp, bu işe karışanların gözaltına alınması sırasında, polislerin söylediği 'aşağı taraftan gidin' manasındaki sözü, toplumun tepkisini çekeceği düşüncesiyle 'aşağıya bak' şeklinde yaymaları, yalanların en aşağılık olanıydı...
'Toplumun sinir uçlarıyla oynama' olarak değerlendirilen Kabe'ye hakaret olayındaki tavırları da, ikiyüzlülükte sınır tanımadıklarını bir kez daha gösterdi.
Boğaziçi Rektörü atamasının hukuki kurallara uygun olduğunu ve bundan dönülmeyeceğini bilerek konuyu kaşıyanlar, kaos peşinde...
Rektör değişsin diye ortalığı karıştıran 'yetkisizler', hariçten gazel okumak yerine rektörlerin atanması ile ilgili mevzuatı değiştirmeye çalışmalılar oysa. Bu da ancak milletimiz desteği ile mümkün tabii.
Netice olarak şunu söylemek gerek: Yağma yok!..