Azerbaycan Ermenistan arasında yaşananlar, 'Dünyanın beşten büyük olduğuna' neden sürekli vurgu yapıldığını net olarak ortaya koyuyor.
Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen yaklaşık 30 yıldır işgal altında tuttuğu Dağlık Karabağ'dan çıkmayan Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik yeni saldırıları, uluslararası sistem diye bir şeyin olmadığının ispatı…
Aramızdaki bağ 'Tek Millet İki Devlet' olarak özetlenebilecek olan Azerbaycan'ın, kendi göbeğini kendi kesme kararlılığı ile yürüttüğü harekatla 'öz toprağı' Dağlık Karabağ'ı tamamen işgalden kurtarması, Tek Millet'in ortak temennisi…
Ancak, bu ortak temenniye katılmayıp, ülkemizin Azerbaycan'a desteğinden rahatsız olanların varlığı da bir vakıa.
Konuya Ermenistan ve ona destek olanlar gibi yaklaşan içimizdekiler, dış mihrakların Türkiye'ye yönelik asılsız iddialarını aynıyla tekrarlamaktan bile çekinmiyorlar…
Ermenistan'a, PKK başta olmak üzere birçok terör örgütünden terörist gönderildiği ve Azerbaycan'a saldırılarda bunların rol aldığını da biliyorlar, üstelik…
Ancak 'dostları', Ermenistan'dan yana ve asıl olarak da Türkiye'ye karşı tavır almalarını istediği için, bırakın ait olmanın gereğini yapmayı, objektif gerçekleri bile görmezden geliyorlar…
Azerbaycan, sivil halkına yönelik saldırıya karşılık verip, bu vesileyle yıllardır işgal altında tutulan 'öz' topraklarını kurtarmaya çalışıyor. Ermenistan ise işgalini kalıcılaştırma ve yeni toprak koparma telaşında…
Gün gibi ortadaki durum şu: Azerbaycan davasında haklı ve Ermenistan, her yönüyle haksız!..
Gelişmelerin 'içimizdekiler' ile alakalı üzücü tarafı, eski diplomat ve şimdi CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz'de netleşiyor…
BİZDEN OLAN, OLMAYAN…
Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik saldırısı ile ilgili yazılı bir açıklama yapan bu kişinin, 'Ermenistan'ın sivillerin ölümüne ve yaralanmasına neden olan saldırısını kınadıklarını, CHP'nin Azerbaycanlıların yanında olduğunu' vurgulaması, hakikaten sevindiriciydi…
Ancak aynı kişi, daha açıklamasının mürekkebi kurumadan katıldığı bir TV programında 'Maalesef, Türkiye'den Azerbaycan'a silah yardımı yapıldığı ve cihatçı grupların gönderildiği ifade ediliyor' şeklinde sözler sarf edince, kafalar fena karıştı…
Yazılı açıklama Türkiye ve Azerbaycan kamuoyunu hedeflerken, TV'deki konuşma da CHP'nin beraberce iktidara yürüme hayali kurduğu 'dostları'na yönelikti belli ki...
İşin resmi tarafı olan yazılı açıklama, 'dostlar' tarafından nasıl olsa anlayışla karşılanırdı.
Televizyondaki sözleri ile ilgili özür dilemeyi düşünmeyeceği için, ya 'sözlerim çarpıtıldı' der ya da 'ben öyle söylemedim' diyerek işin içinden çıkarım diye düşündü herhalde…
Ve öyle de yapmaya çalıştı… Ancak söyledikleri o kadar açıktı ki, çarpıtıldığı iddiasına alıcı bulamadı. 'Ben öyle söylemedim' yalanına da sadece güldü insanlar.
Diplomat geçmişi dolayısıyla söylediklerinin manasını ve bu durumda yapılması gerekenin özür dilemek olduğunu iyi bilen Çeviköz, geri adım atmıyor… 'Dostların', Televizyonda söyledikleri ile ilgili özür dilemesine kızacaklarını düşünüyor olmalı.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki problemleri iyi bilen Çeviköz, hiç değilse objektif olabilseydi; Dağlık Karabağ işgali, Hocalı katliamı gibi gelişmeler hakkında değerli bilgiler verebilirdi.
Ancak, Ermenistan yanlısı denemezse de Türkiye karşıtı olduğu için, onlara destek olmayı tercih ediyor.
Bizden olamayanları iyi tanımak ve etrafımıza tanıtmak mecburiyetindeyiz!.. Zararlarından emin olmanın yolu bu…