İstanbul’a yazık olmasın...
Bütün marifeti, daha önce belediye başkanı olduğu ilçede işe yarar herhangi bir şey yapmamak ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı ile ilgili olarak da 'her şey çok iyi olacak' demekten başka bir şey söyleyemeyen birinin başa güreşiyor olması, garip bir durum. Ala böyle...
Beylikdüzü Belediye Başkanı olmadan önceki 37 vaadinden ancak ikisini gerçekleştirebilen bu kişi, 31 Mart seçimleri için CHP ve beraber hareket eden partilerce İBB adayı olarak açıklandığında, bilinmeyen birisiydi de üstelik.
31 Mart seçimlerine yönelik kampanya boyunca, sadece gülümsemekle yetindi ve bu arada herhangi bir projeden filan da bahsetmedi CHP adayı. Kemal Kılıçdaroğlu'nın İBB adaylığı sırasında Kağıthane'ye kağıttepe demesi gibi gaflar yapmasa da, konuşmalarının satır araları İstanbul'un mevcut durumu ile ilgili herhangi bir bilgisi olmadığını net olarak gösterdi.
Özellikle sandıklardaki İBB oylarını hedefleyen sofistike bir tezgah sayesinde ipi göğüsleyen CHP adayı, 31 Mart sonuçları ile ilgili itiraz aşamalarının en sabırsız takipçilerinden birisiydi.
Ağzını her açtığında 'mazbata' diyen ve daha onu teslim almadan çeşitli yerlerde kendisini İBB Başkanı olarak tanıtan CHP adayı, sonunda kavuşsa da ancak 18 gün taşıyabildiği mazbatasını aldıktan sonra da, İBB tarihinde benzeri görülmedik işlere imza attı.
Beylikdüzü Belediyesi'nden getirdiği ekibin yardımıyla sahneye koymaya çalıştığı antrikotlu ve musakkalı senaryo, 'çekim' sonrası balık lokantasına gittiği ortaya çıkınca pek müşteri bulmadı.
Ancak, İBB verilerini dışarıdan birtakım kişilere kopyalatma girişimi, geçici başkanın hakikaten pervasız ve daha çok tehlikeli olduğunun önemli delillerinden birisiydi.
TÜY DİKMEK...
Rutin olarak yedeklenen İBB verilerini dışarıdan birilerine kopyalatma girişiminin yedekleme ile alakası olmadığının herkes farkında. İBB verilerinin kopyalandıktan sonra kimlere servis edileceği ve onlar tarafından hangi niyetle kullanılacağı ise hala tartışmalı. Konuyla alakalı olarak akla gelebilecek ve iyi niyetli olarak düşünülebilecek ihtimaller de, yok denecek kadar az.
Özellikle de ülkemize pek hoş bakmadıkları bilinen dış mihraklar tarafından ciddi şekilde desteklenen CHP adayının, kopyalamaya dışarıdan birilerinin talebi ile girişip girişmediği, bilinmiyor. Hoşuna gitmeyen sorulara cevap vermediği için, konuyla ilgili net bir açıklaması da yok.
Sandık kurullarının oluşturulması sırasında Seçim Kanunu'na açıkça aykırı ve neticeyi doğrudan etkilediği düşünülen hususların tespiti sebebiyle YSK'nın İBB seçimini iptali, şüphesiz ki en fazla CHP adayını sarstı. Epey önceden sofistike bir şekilde hazırlandığı anlaşılan tezgah yardımıyla ele geçirilen önemli bir ganimetin kaybı söz konusuydu çünkü.
Ordu-Giresun Havalimanı'nda devletin valisine açıktan hakaret etmesi, 31 Mart öncesi yüzünde taşıdığı gülümsemenin aslında bir maske olduğunu göstermekle kalmadı, aslında hakkı olmayan şeylere uzanma konusundaki hırsını da ortaya koydu.
Ama asıl vahimi, nerdeyse bütün Türkiye'nin seyrettiği Vali'ye hakaret görüntülere rağmen yalan söylemeyi sürdürmesi oldu. Başlangıçta, 'ağzımdan kaçtı, özür dilerim' diyebilse belki de kapanabilecek konu, günlerce nerdeyse ülkeyi meşgul ettikten sonra bile yalanlarını sürdürdü CHP adayı.
AK Parti İBB Adayı Binali Yıldırım'la katıldıkları TV Programı öncesi sunucu ile görüştüklerinin ortaya çıkması ise, CHP adayı açısından adeta tüy dikmek oldu...
Söylenecek şey çok... Özeti ise şu: İstanbul'a yazık etmeyelim!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bana arkadaşını söyle… (20.11.2024)
- Mızrak çuvala sığmıyor!.. (17.11.2024)
- Keşke satın alsalardı!.. (16.11.2024)
- Tencere dibin kara… (13.11.2024)
- Yürüyüşünü görelim… (10.11.2024)
- En azından ayıp!.. (09.11.2024)
- Anlamak çok mu zor?.. (06.11.2024)
- Köprüden önceki son çıkış… (03.11.2024)
- Yok öyle!.. (02.11.2024)
- Ne oldu şimdi?.. (30.10.2024)