Geriyor, ‘germeyin’ diyorlar…

Ankara Çubuk'ta yaşananlar, bulabildikleri her fırsatı sonuna kadar kullanarak toplumu germeye çalışan CHP'lilerin, bir yandan da AK Parti'yi suçlamaktan geri kalmadıklarını tekrar gözler önüne serdi.

Konunun hassasiyetlerini gözetmeden ve kimseye haber vermeden katıldıkları bir şehit cenazesinde çıkan olayları, kendilerine yönelik bir tertip olarak göstermeye çalışmaları, işin sadece bir yönü.

Dikkatlerden kaçmayan bu durum yeni de değil. Son zamanlarda biraz daha belirgin hale gelmiş olsa da, öteden beri yaşanan hep bu. Ve asıl dikkat çekici nokta ise, CHP'lilerin gerçekleri bir kenara koyarak, olup bitenleri işlerine gelecek şekilde saptırarak algı inşasında kullanma konusunda nerdeyse başarılı olmaları.

Toplumu ellerinden geldiği kadar germeye çalışıyor ve bu arada özellikle de AK Parti'yi toplumu germekle ve kutuplaştırmakla suçluyorlar.

Çok kullanılan bir benzetme ile ifade edecek olursak, derenin kaynağında olduğu halde, daha aşağıdaki kuzuyu yemeyi kafaya taktığı için onu suyu bulandırmakla suçlayan kurt gibi davranmayı iyi beceriyor CHP'liler.

Bunu yaparken de o kadar ustalıkla davranıyorlar ki, alabildiğine süsleyerek anlattıkları hikayeden etkilenme ihtimali olanları kuzunun kesin suçlu olduğuna inandırıyorlar nerdeyse…

Olan bitenlerin gerçekleri yerine CHP'liler ve onlarla işbirliği halindekilerin saptırarak aktardıklarının, buna inanmaya zaten hazır olanların dışında toplumun başka bazı kesimlerinde de karşılık bulması işin vahim yönlerinden.

İnsanımızın büyük bir kesimi, başkalarını da kendileri gibi iyi niyetli zannettiği için olsa gerek, bu tür söylentilerden etkilenmeye hazır durumda maalesef. Dahası bu türden algılarda CHP'lilerin esas hedefi olan AK Partililerin de bu çabalardan etkilenmeleri.

Saflığın fazlası zarar…

Muhtemelen CHP'lilerin çok bağırıp çağırmaları dolayısıyla, olup bitenin gerçek detaylarına vakıf olmayanlar, ateş olmayan yerden duman çıkmaz düşüncesiyle, herhalde anlatılanların bir kısmı da olsa doğrudur kanaatine kapılıyorlar.

Kılıçdaroğlu'na atılan yumduk meselesini bir anda ülkenin en önemli meselesi haline getirmeye çalışanların, benzeri başka gelişmelerde takındıkları tavırlar hatırlandığında, mesele açıkça anlaşılıyor oysa.

Kılıçdaroğlu'nun başına gelen olayın kınanması ve insan olarak üzüntü duyulması normal bir şey. Ancak bu hususta üzüntü duyulurken, yakın dönemde AK Partili bakanlar Bekir Bozdağ ve daha önce Taner Yıldız'ın maruz kaldıkları saldırıları adeta alkışlayanların da kesinlikle unutulmaması gerektiği, çok açık.

Birisine saldırılması ve yumruk atılması yanlışsa, kendinden birisine yapılana bağırıp çağıran ama başkasına yapılana alkış tutanların toplum tarafından unutulmaması, bu açıdan çok önemli.

Mesele şu ki, insanımızın genelinin teveccühünü kazanamayacağı gerçeğini iyi bilen CHP, ortalığı gerecek türden gelişmelerin siyaseten kendisine yarayacağına inandığından, bu türden gelişmeler için sürekli zemin yokluyor.

Devleti yönetenlerin bundan sonra biraz daha tırmandırılacağı anlaşılan bu türden girişimler konusunda gereken hassasiyeti gösterecekleri, kesin.

Bizim de, birilerinin bağırıp çağırmalarına aldırmadan yaşananların arka planını öğrenmemiz ve oyuna gelmememiz gerek. Pek de iyi niyetlerle oluşturmadıkları algıları topluma hakım kılabilmeye çalışanlar, bizim iyi niyetlerimizi de malzeme olarak kullanıyorlar çünkü.

Toplumu kutuplaştırma çabalarının arka planında derin hesaplar var. Unutmayalım ki, saf olmak iyidir ama fazlası zarar verebilir…