Geriye dönüş tehlikeli!..

Türkiye'de, 2000'li yıllardan sonra nelerin değiştiğini anlayabilmek ve halen nasıl bir ülkede yaşadığımızın tam olarak farkına varabilmek, kolay bir şey değil.

Değişim hepimizin şahitliğinde ve yavaş yavaş gerçekleştiği için, yeni ve güzel olan her şeye alışıyor ve zamanla hep böyleydi zannetmeye başlıyoruz.

Özellikle de yurt dışında yaşayan ya da uzun süre oralarda kalanlarca daha iyi fark edilebilen ciddi gelişmeler yaşandı Türkiye'de. Yaşanmaya da devam ediyor.

Hepimizin ilk ağızda sayabileceğimiz büyük projeler, farklılığın ana sebeplerinden. Bunların varlıkları yanında, yapılış tarzları da ülkemizin geldiği aşamanın delillerinden. Eskinin hantal işleyişine alışkın olanların canını sıkıyor olsa da, Yap-İşlet-Devret usulü sayesinde gerçekleştirilen büyük projeler ülkemizin değerine değer katmış durumda.

Başta CHP olmak üzere bazı kesimlerin bu büyük projelerle ilgili itibarsızlaştırma gayretleri, sadece kafa karıştırmayı hedefliyor. Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprüleri ile Avrasya Tüneli'nde geçiş garantilerini karşılama konusunda ciddi mesafeler alındığı biliniyor oysa.

Ülkede refahın yükselmesi, şehir ve kasabalarımızın hatta köylerimizin güzelleşmesi, otoyollar, duble yollar, köprüler, tüneller, okullar, derslikler, sağlık kuruluşları… işin bir yönü.

AK Parti iktidarlarının işbaşında olduğu yılların ülkemize ve milletimize en önemli hediyelerinden birisi de sosyal devlet olma konusunda atılan devasa adımlar.

Yakınları arasında engelli birisi olmayanların, iktidarın engelliler konusunda neler yaptığı konusunda şöyle böyle bir fikirleri olsa da, engellilere belki sosyal yönden gelişmiş birçok Batı ülkesinden daha ileride imkanlar sağlanmış olduğunu bilenler herhalde çok azdır.

Değer bilmek…

Nüfusumuz içinde ciddi oranda engelli bireyler olduğu bir gerçek. Daha önce adeta evlerinde saklanan bu insanların, artık çeşitli şekillerde hayata karışmaya başladıklarını anlamak için, mesela gazete ve televizyonlarda spor haberlerine dikkat kesilmek yeterli.

Bakıma muhtaç hastalar ve yakınlarına yönelik sosyal yardımlar konusunda da durum aşağı-yukarı aynı. Yakınları arasında böyle birileri olmayanların çoğu bu hususta neler yapıldığı konusunda ciddi bir bilgi sahibi değillerdir muhtemelen.

Aynı şekilde herhangi bir geliri olmayan 65 yaş üstü kişilere sağlananlar ve benzeri; dezavantajlı olarak tanımlanan bütün kesimlerle ilgili gelişmeler, hakikaten gurur verici.

İnsanımızın yardıma muhtaç kesimlerine yönelik destekler, toplum olarak bize düşen vazifelerin bizim adımıza devlet tarafından yapılması.

Köylerde yaşayan ve çiftçilik ya da hayvancılıkla uğraşanlara yönelik destekler konusunda da eski dönemlerde hayal bile edilemeyecek gelişmeler sağlanmış durumda.

Anayasada hep var olan 'sosyal devlet' ilkesinin gerçekten anlam kazanmaya başladığı hizmetler bunlarla da sınırlı değil. İllerimizde, ilçelerimizde yaşayan ve çeşitli şekillerde yardıma muhtaç insanlara yönelik belediye hizmetleri de söz konusu.

AK Partili belediyelerin hemen tamamı, belediyeleri sınırları içinde oturan ve bir şekilde yardıma muhtaç hemen herkese yoğun ve sürekli hizmetler veriyor.

Özellikle de gençlerimiz hep vardı zannetseler de, bunlar ve benzeri birçok konuda sağlanan gelişmelerin büyük bir çoğunluğu ağırlıklı olarak son 16 yılın eseri.

Ülkemizde, eskiden böyle değildi denilebilecek gelişmeler o kadar çok ki... Bu hizmetlerin artarak devamı için de, bunları gerçekleştiren zihniyetin değerini bilmek gerek…

Geriye dönüş tehlikeli yani…