27 Mart 1994 Mahalli Seçimleri sonrası, İstanbul başta olmak üzere birçok ilde susuzluk, çöp dağları, çamurlu yollar… gibi meselelerin çözüldüğüne şahit olmuştuk.
1994 öncesi, bu meselelerin çözülebilmesinin mümkün olamayacağı nerdeyse ortak bir kanaat halindeydi oysa…
İlk bakışta olmaz zannedilenlerin olabilmesi, önce azmedilmesi ve sonra da gerekenlerin yapılmasıyla ilgiliydi, şüphesiz. Bütün mesele zihniyet değişikliğinde, yani 'halka hizmetin Hakk'a hizmet' olduğuna inanan kadroların iş başına gelmesindeydi…
Su, çöp, yol ve benzeri konulardaki ciddi eksikliklere alışmış olan bizler için, 1994'ten sonra İstanbul'da ve ilçem Bağcılar'da yaşanan değişiklikler, hakikaten şaşırtıcıydı.
Haftada bir, o da birkaç saat akan suların sürekli akmaya başlaması, çöp dağlarının yok olması, çamur deryası ve çukurlarla dolu yolların düzelmesi, az şey değildi. Sıkıntılı bazı konular olsa da, gecekondulaşmaya dur denilerek düzgün konutlar yapımına başlanması, yeşil alan ve park yapımına önem verilmesi ve diğer gelişmeler de keza…
Gençlerimiz bugün var olan her şeyin ezelden beri böyle olduğunu zannediyor olsalar da, işin gerçeği öyle değil. Böyle gideceğinin garantisinin olmadığını da eklemek gerek…
Sabah Gazetesi'nden bir grup arkadaşla Ankara Altındağ Belediye Başkanı Dr. Veysel Tiryaki ile beraber, çoğu insanın mümkün olmayacağını düşündüğü birçok şeyin nasıl olup da olabildiğini dinlemekle kalmayıp, gezip müşahede de ettik…
2004'te bütçesinin yüzde 90'ını maaşlara ayıran Altındağ Belediyesi'nde, 2018'de bu oranın yüzde 10'a düşürülmesi, bir başarı. Personel sayısının mağduriyete sebep vermeden düşürülmesi ile yüzde 5'i ancak yatırıma ayrılabilen bütçenin şimdi yüzde 50'sini yatırımlara tahsis edebilmek de… Ancak Altındağ'da yaşananlar, bunlarla sınırlı değil.
Kentsel Dönüşüm'e örnek…
1950'ye kadar Ankara'nın cazibe merkezi iken, sonrasında kendi haline terk edilen Altındağ'ın 2000'li yıllara ait görüntüleri hakikaten ürkütücü iken, günümüzdeki hali hakikaten çok güzel. Dahası, bundan sonrası için de ümit verici...
Ankara Evleri'nin restore edilmesi ile, daha önce kimsenin geçmeye bile cesaret edemediği Hamamönü ve Hamamarkası'nın canlandırılması, 14 yılın başarılarından birisi.
Polisin bile giremediği yer olarak bilinen Çinçin'dekiler başta olmak üzere ilçe genelinde 50 bine yakın gecekondunun sahiplerinin rızasıyla yıkılması ile yapılan kentsel dönüşüm, yerel yönetimler açısından örneklerle dolu.
Kentsel Dönüşüm'e 'olmaz' diyerek değil, 'gerekliyse yapılmalı' mantığı ile yaklaşmış, Başkan Dr. Veysel Tiryaki. Gecekondu sahipleri ve kamu kurumları ile el ele verip mevzuatın uygun taraflarını bularak, Altındağ'ın yaşanabilecek bir yer olmasını sağlamış...
1925'ten 2006'ya kadar, her kesimden insanın tutuklu ve hükümlü olarak bulunduğu, bazılarının idam edildiği Ulucanlar Cezaevi'ni de müze ve kültür merkezi haline getirmiş Altındağ Belediyesi.
Binlerce ilçe sakinine hizmet veren 24 kadın eğitim ve kültür merkezi, 20 spor merkezi, 8 kültür sanat ve kongre merkezi, 17 gençlik merkezi ve 15 caminin yanında 17 de okul yaptırmış Altındağ Belediyesi…
Altındağ denilince unutulmaması gereken yerlerden birisi de 1.000 dönümlük bir alanda hizmet veren Altınköy Açık Hava Müzesi. Ancak, burayı anlatmak zor. Yaşamanız gerek…
Sabah yazarlarının Altındağ'da geçen bir günde şahit olduklarının detaylarını, önümüzdeki günlerde Sabah Gazetesi'nde okuyabilirsiniz… Bunların
nasıl olup ta olabildiğinin detayları ise Başkan Dr. Veysel Tiryaki'de…