Hac ibadeti için bulunduğumuz Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere'ye hareket aşamasındayız... Kurban Bayramı'nın bu son gününü de yine Hacla ilgili bazı hususlar üzerine sohbetle değerlendirelim.
Bu Hac döneminde Suudi Arabistan'ın vize verdiği hacı adayı sayısı yaklaşık 1 milyon 800 bin. Bu, toplam nüfusu 32.5 milyon civarında olan ülkeye bir ay içerisinde bu kadar insanın giriş çıkış yapacak olması demek.
1 milyon 800 bin kişinin, Hac günleri öncesi ve sonrasında, Mekke ve Medine'de kalmaları neyse... Ama, Arafat'a çıkış ve Cemarat, yani şeytan taşlama günlerinde nüfusu 1.5 milyon olan Mekke'nin fazladan 1 milyon 800 bin kişiye daha ev sahipliği yapması, ciddi bir mesele.
Bu, kutsal beldede trafiğin içinden çıkılmaz bir hal alması demek ki, zaten öyle oluyor.
Dahası, kendi hacılarıyla birlikte herhalde 3 milyon insanın bir gün içinde Arafat'a çıkıp orada vakfe yapması, aynı akşam Müzdelife'ye ve oradan da sabah saatlerinde Mina'ya gitmeleri, büyük iş...
Bu arada hemen belirtelim, yoğunluk dolayısıyla ülkemize ve birçok ülkeye kota uygulayan Suudi Arabistan, kendi halkına da Hac için kota uyguluyor!..
Suudi Arabistan vatandaşları ve burada oturumu olanlar, ancak beş yılda bir ve izin almak suretiyle hac yapabiliyorlar. Bu kuralı çiğnediği tespit edilenlerle ilgili de cezai yaptırımlar söz konusu...
zannedilenin aksine, bu ülke vatandaşlarının canları istediğinde 'haydi bu sene Hac yapalım' deme imkanları yok yani... Sadece diğer şehirlerde yaşayanların değil, bütün menasikleri oturdukları şehrin çevresinde gerçekleşse de, Mekke halkının bile böyle bir imkanı yok.
Hac döneminde özellikle de Mekke'ye giriş çıkışlarda görülen yoğun kontroller, Arafat için de söz konusu. Dolayısıyla başka şehirlerden gelenler Mekke'ye girmeden tespit edilirlerken, Mekkeliler de Arafat'a girişlerde kontrolden geçiyorlar.
Dualar müşterek...
Tek bir gün için Arafat'ta yaklaşık 3 milyon insanı ağırlayacak bir altyapının hazırlanması kolay değil. 43-44 derece sıcak altında orada konaklayacak insanları muhafaza edecek klimalı çadırlar, öncelikli mesele.
O kadar insanın bir gün boyunca tabii ihtiyaçlarının karşılanması için kurulacak tesisler de işin bir başka yönü. Sadece insanların içme ve taharet için kullanacakları su ihtiyacının karşılanabilmesi bile zor bir husus.
Milyonların aynı gün içinde Arafat'a ve akşam saatlerinden itibaren Müzdelife'ye oradan da Mina'ya taşınmaları da hakikaten çok ciddi bir mesele.
Arafat, Müzdelife ve Mina trafiğinin tavaf ve say yapacaklar için Harem-i Şerif'e bağlanması da, bambaşka bir zorluk.
Hemen söylemek gerekir ki, Suudi Arabistan'ı Hac konusundaki organizasyon için hakikaten tebrik etmek gerek. Ufak tefek bazı sıkıntılar olsa bile, sadece düşünmesi bile insanın yoran bu zor işin altından başarı ile kalkabiliyorlar çünkü.
Muhtemelen birçok hacı adayından duyulabilecek bazı şikayetleri de, Peygamber Efendimiz'in (sav) 'Hac Meşakkattir' hadisi şerifi ışığında değerlendirmek gerek herhalde.
Özellikle de Hac günlerinde Mekke-i Mükerreme'deki insan yoğunluğu düşünüldüğünde, bundan daha iyisinin olabileceğini düşünebilmek çok zor.
Hac ibadetinin insanı annesinden doğduğu kadar temiz yani günahsız hale getirmesi, belki biraz da zor bir ibadet oluşuyla alakalı...
Yaşlısı genci, kadını erkeği, hastası sağlıklısı ile hac ibadetlerini yerine getiren milyonlarca hacı adayının haclarının mebrur ve dualarının kabul olması, tek dileğimiz...
Onlar hepimiz yani bütün Müslümanlar için dualar ettiler çünkü...