Dertleri bir değil...
ABD Başkanı Trump ve yardımcısı Pence, kendisinden istenilen hemen her şeyi yapan ya da yapmaya çalışan Türkiye hikayeleriyle büyümüş olmalılar... Netice alamayacaklarını bile bile ülkemizi zorlayıp durmalarının başka bir izahı yok çünkü.
Gündemdeki en önemli konu olsa da, ABD'nin sıkıntısı sadece Evangelist Rahip Brunson olayından ibaret değil.
Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımaları konusunda BM Genel Kurulu'nda hatta Güvenlik Konseyi'nde yedikleri şamarı kolay unutabilmeleri mümkün değil mesela.
Dünya jandarması pozundaki ABD'nin yaptığı yanlışın BM platformlarında yüzüne vurulması yani karizmasının çizilmesi, az bir gelişme değildi. Bu gelişmenin arka planında Türkiye'nin gayretlerinin büyük payı olduğu, onların da malumu tabii ki...
Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoru daha doğrusu düpedüz bir terör devleti oluşturma hayallerine de son verdi Türkiye. Bir NATO ülkesi olarak, ittifakın diğer bir üyesine yönelik tehditlere karşı durması gerekirken, bizzat tehdit oluşturmaya soyunan ABD, unutamayacağı dersler aldı.
ABD'nin bölge ülkelerinden bazıları ile oluşturduğu kirli ittifaka dahil olmayan Türkiye, uluslararası kurallara ve teamüllere aykırı gelişmelere de bizzat mani oluyor artık.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Dünya Beşten Büyüktür' çıkışının, artık dünya çapında karşılığını bulmaya başladığı söylenebilir rahatlıkla.
İşin güzel taraflarından birisi, Türkiye'nin attığı her adımın objektif gerçeklere ve uluslararası kriterlere de uygun olması.
'Güçlüyüm, o halde her istediğimi yaparım' diyenler, kim olurlarsa olsun karşılarında öncelikle Türkiye'yi buluyor.
ABD'nin derdi bir değil, yani. Birçok problemin ifade aracı olarak seçildiği anlaşılan Brunson'la alakalı taleplerini kabul etmemiz durumunda, ABD'lilerin yeni taleplerle karşımıza çıkacakları da kesin... Taviz başladı mı durmaz çünkü...
Eğer yüz bulabilirlerse, Brunson'dan resmi olarak özür diletmeye çalışabilir, Brunson'un ya da yerine gelecek kişinin melanetlerini serbestçe devam ettirmesine göz yummamızı bile isteyebilirler...
'Etkin' Türkiye...
Farkında olmamız gereken en önemli hususlardan birisi, Türkiye'nin sadece içeride değil uluslararası alanda ciddi aşamalar kaydettiği. Eskinin dışarıdan esen rüzgarlara göre şekil alan ülkesinin yerinde şimdi dışarıda rüzgarlar estiren bir Türkiye var.
ABD'li yetkililerin, tam da Johannesburg'daki BRICS Liderler Zirvesi sırasında, Evangelist Rahip Brunson bahanesiyle heyheylenmeleri, yapabilecek başka şey bulamamış olmalarından.
Ülkemizin BRICS ya da Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olması, ABD'liler için kesinlikle arzu edilmeyen bir şey, bu belli. Ancak bunu ifade etmek için buldukları yol, kafalarının hala eskisi gibi çalıştığının gösteriyor.
'Sırtına vur, ağzından lokmasını al' modundaki Türkiye'nin geride kaldığını, Yeni Türkiye'nin eskinin bütün vesayet mekanizmalarını çöpe attığını anlamamış gibiler...
S-400 meselesi, aslında bütün olup bitenlerin bir tür özeti gibi. İhtiyacımız olan füze sistemlerini bize satmıyor, başka yerden almamızı da engellemeye çalışıyorlar.
F-35'le ilgili gelişmeler bir başka vahamet. Üretimine ortak olduğumuz bir uçağı vermemek için yollar arayıp duruyorlar.
Rahip Brunson meselesinin adli bir mesele olduğunu bildikleri halde, mahkemelerimizi yok saymaya çalışmaları da, böyle bir şey...
ABD'liler ve onlar gibi düşünenler, kendi ayakları üzerinde durma kararlılığındaki Türkiye'nin, milli menfaatlerinden asla taviz vermeyeceğini henüz anlamadılarsa, yakında anlayacaklardır...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bana arkadaşını söyle… (20.11.2024)
- Mızrak çuvala sığmıyor!.. (17.11.2024)
- Keşke satın alsalardı!.. (16.11.2024)
- Tencere dibin kara… (13.11.2024)
- Yürüyüşünü görelim… (10.11.2024)
- En azından ayıp!.. (09.11.2024)
- Anlamak çok mu zor?.. (06.11.2024)
- Köprüden önceki son çıkış… (03.11.2024)
- Yok öyle!.. (02.11.2024)
- Ne oldu şimdi?.. (30.10.2024)