Hepimiz Rohingyalıyız!..
'Herkesin mutlaka yapılması gerektiğini düşündüğü bir iş vardı, ancak herkes nasıl olsa başkaları yapıyordur dediği için o iş yapılmıyordu' şeklinde bir söz vardır.
Arakan ya da Rohingyalı Müslümanların karşı karşıya kaldıkları zulüm meselesi de, biraz böyle.
Herkes, 'Rohingya Müslümanlarının karşı karşıya bulundukları baskı, zulüm ve katliamların bir şekilde durdurulması gerektiğine' inanıyor, ama yine herkes bu işi başkalarının yaptığını düşündüğü için de, kimse parmaklarını bile kımıldatmıyor; Türkiye hariç...
Dünyanın hemen her yerindeki sıkıntılara yönelik ilgisi ve buralara yönelik yardımları ile bilinen Türkiye, Arakan Müslümanlarının dertleri ile de yakından ilgileniyor.
Bangladeş'te uluşturulan kamplarda yaşamakta olan 1 milyon yüz binden fazla Rohingyalı Müslüman, Türkiye'nin Bangladeş Hükümeti'nin desteği ile koordine ettiği yardım faaliyetleri vasıtasıyla ayakta kalıyor, diyebiliriz.
Başta Kızılay olmak üzere ile TİKA ve AFAD gibi resmi kuruluşlar yanında Hasene, İHH, Cansuyu ve birçok başka yardımlaşma kuruluşumuz da, Myanmar'dan göçe zorlanan Arakanlı Müslümanların yardımına koşmak için seferber durumdalar.
Demokratik gözükse de, askerlerin hakimiyeti altındaki Myanmar, asırlardır kendi topraklarında hayatlarını sürdüren Arakan Müslümanlarını çeşitli baskılar, tecavüzler ve katliamlarla ülkeyi terke zorluyor.
BM ve akla gelen bütün uluslararası anlaşmalara aykırı bir şekilde yürütülen bu faaliyet, farkında olan herkesin tepkisini çekiyor olsa da, netice değişmiyor. Ağustos 2017'de başlayan son dalga ile 700 binden fazla Rohingyalı Müslüman daha topraklarını terk ederek Bangladeş'e sığınmak zorunda kaldı. Böylelikle bu ülkenin Myanmar sınırındaki mülteci kamplarında zor şartlarda hayatlarını sürdürmek zorunda kalanların sayısı 1 milyon 100 bini aştı.
Hasene'den Arakan Konferansı...
İslam Toplumu Milli Görüş (İGMG) ile çalışan Hasene Yardımlaşma Derneği tarafından Köln'de gerçekleştirilen "Uluslararası Rohingya Krizi ve Çözüm Yolları" konulu Arakan Konferansı, eski adı Burma olan Myanmar'da yaşananların bütün açıklığı ile anlatıldığı sunumlara ev sahipliği yaptı.
1660'lı tarihlerden başlayarak Arakan meselesini anlatan konuşmalar, olayın tarihine ışık tutarken, son gelişmelere karşı uluslararası kurumların gerekeni yapmaması 21. yüzyılda yaşayıp yaşamadığımızı sorgulatacak nitelikteydi.
Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, Arakanlıların yaşadıklarının farkında olanların, 'Hepimiz Rohingyalıyız!' şeklinde haykırdıklarını öğrenmek şüphesiz ki iyi bir şey. Ama 700 binden fazlası son 8 ayda olmak üzere, iki milyondan fazla Rohingyalının ülkelerinden uzaklaştırılmış olmaları, vahim bir durum.
Ülkeyi 50 yıldır etkisi altında bulunduran askeri yönetimin etkisindeki Myanmar Hükümeti'nin, olup bitenleri teşvik etmesi, meselenin sadece bir yönü. Uluslararası kuruluşlar yanında, Müslümanların yaşadıkları bölgelerin ekonomik önemi sebebiyle, güçlü devletlerin de olup bitene göz yummaları ise, insanlığın hali açısından kaygı verici bir husus.
Bölgeyi iyi tanıyan akademisyen, araştırmacı, gazeteci ve diplomatlar, Rohingya Krizinin tek çözüm yolunun Myanmar devleti üzerinde ciddi baskılar oluşturmak olduğunun altını çizerlerken, yaşananlara göz yummanın insanlığın en büyük ayıbı olduğunu da vurguladılar.
Evet, Arakanlıların yaşadıklarının sona ermesi için, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Dünya Beşten Büyüktür' sözünün gereğinin yapılması, tek yol gibi gözüküyor...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bana arkadaşını söyle… (20.11.2024)
- Mızrak çuvala sığmıyor!.. (17.11.2024)
- Keşke satın alsalardı!.. (16.11.2024)
- Tencere dibin kara… (13.11.2024)
- Yürüyüşünü görelim… (10.11.2024)
- En azından ayıp!.. (09.11.2024)
- Anlamak çok mu zor?.. (06.11.2024)
- Köprüden önceki son çıkış… (03.11.2024)
- Yok öyle!.. (02.11.2024)
- Ne oldu şimdi?.. (30.10.2024)